Bu kitabımız Ekim Devrimi’nin 73. yıldönümüne kısa süre kala elinizde oluyor. Artık Ekim Devrimi’nin ülkesinde bu tarihi olayın kutlanmasını istemeyenler seslerini yükseltiyorlar. Üstelik bunlar Batı’ya sığınmış birkaç burjuva aydını da değil. Belediye Başkanları, Halk Temsilcileri, KP yöneticileri… Bu tuhaf durumun olumlu yönde çözüme kavuşturulma şansı bir vade için yitirilmişe benziyor. Önümüzdeki dönem dünya devrimi süreçlerinde...
“lch bin nicht mehr Kommunist!” Bugün artık Almanya’da gençler böyle diyor. Ben Brecht’le başlamayı tercih ediyorum: “Bir kez olan oldu / Elinde değil ayırmak / Şaraba katılan suyu / Ama değişmeyen şey yok / Başla istersen yeniden.” Dünyanın her yerinde olduğu gibi, birleşmeden sonra Almanya’da da komünist olmak zor olacak. Belki de bir kuruluşu zor...
Geçtiğimiz günlerde, Ortadoğu kaynayan bir kazan olma özelliğini yitirmediğini dünyaya bir kere daha hatırlattı. Özellikle batılı ülkelerin ilgi odağı bir süredir Doğu Avrupa’ydı. Oysa şimdi, dünyanın petrol üretiminin yarıya yakınının gerçekleştiği bölgede sıcak savaş rüzgarları esiyor, ABD askeri yığınak yapıyor, rehineler alınıyor, ambargolar gündeme geliyor. ’73 petrol krizi ve ’80 İran devrimi sonrası görüntülerini hatırlatan...
Dünya ekonomisinde 1967 yılı daralma döneminin başlangıcıydı. Vietnam Savaşı bu dönemde gelişti. Bu bir rastlantı değil. İşsizlik ABD ekonomisinde çok büyük boyutlara ulaşmıştı. Dönemin Başkanı Kennedy’nin yapacağı fazla bir şey yoktu. Diğer sektörlere göre sermaye/kâr oranı daha yüksek olan savaş sanayinin akılalmaz kazançlar sağladığı bu savaştan ekonomide büyük bir canlılık sağlandı. İç harcamalar uzun süre...
Yazının başlığına baktıktan sonra “hâlâ mı Ne Yapmalı?” tepkisi verecekler çıkabilir. Tepki iki türlü olabilir. Bir kere, taşıdığı içerik ile Ne Yapmalı‘nın artık aşıldığını ya da iflas ettiğini düşünenler herhalde vardır. Bazıları da, Rus Sosyal-Demokrat işçi hareketinin başlangıç dönemlerine denk düşen bu çalışmanın, özellikle son 30 yıl içinde yoğun deneyimler yaşayan Türkiye sosyalist hareketi için...
Politikayı savaş olarak düşünmek, politik tavırları savaş taktikleri ile adlandırmak marksistlere çok yabancı değil. En azından değil idi. Bugünkü gibi, barışın sınıflar mücadelesinin dışında “demokrat” bir barışseverlik içinde kavranıldığı ve her türlü uzlaşmacılığın barış adına kutsandığı bir dönemde ise bu benzetmelere tekrar dönmemizin bazıları için sadece bir “yabancılaştırma efekti” rolü oynayacağını bilmemize rağmen “Birlik” tartışmalarına...
Bu konuyu ele almak birkaç nedenle gerekti. Birincisi, bugüne dek ele alınış biçimi gerçekten oldukça sığ bir görünüm veriyordu. Troçkistler doğrunun bir bölümü bile olmayan ama görünene oldukça sadık, bilindik söylemlerinde ısrar ediyorlar: Tamam, Trotskiy’nin siyasi yaşamında örgütsüz, partisiz geçen bir dönem vardır. Ama Trotskiy 1917’de partiye katılmıştır. Üstelik bu tarihten itibaren yazdıklarında parti ve...
“Bir nesnenin tarihi olmaksızın o nesneye ilişkin bir kuram olamayacağı gibi, o nesneye ilişkin bir kuram olmaksızın o nesnenin tarihi de olamaz.” N.Çernişevskiy Tarih üzerine bir yöntem çalışması olarak düşündüğüm bu yazıya, öncelikle bir saptamayla başlamak istiyorum. Saptama şu: “Tarihsel geçmiş”in ne olduğu sorunu aynı zamanda “tarihsel bilgi”nin ne olduğu sorunu olarak ele alınmalıdır. Bir...
Partimizde yaşanan birleşim krizi son gelişmelerle birlikte bizleri yeni bir yol ayrımına getirmiştir. Son olarak 28 Temmuz’da mensuplar toplantısına sunulan deklerasyonla demokratik bir kongrenin yapılabilmesinin koşulları aranmış; hâlâ durumun iyileştirilebileceği umudunu az da olsa taşıdığımızı söylemiştik. Ne ki bu umut da artık tükenmiştir. Parti yönetimine el koyan dar bir grup, partinin feshini ilan ettikten sonra...
İşaret/Notlar
Yükleniyor...
İşaretle
Kapat
Okur Giriş

Parolanızı mı unuttunuz
×
Signup

Already have an account? Login
×
Kayıp Parola

×