Türkiye kapitalizminin gündemi siyasetle yüklemesi ile solun siyaset yoğunluğunu düşürmesi arasındaki çelişkinin üzerinde durulmalıdır. Gelenek Gündemi’ni bu konuya ayırarak, önümüzdeki aylarda sürece nasıl müdahale edeceğimizin ipuçlarını vermek istiyoruz. Yukarıda değindiğimiz çelişki ilk bakışta anlaşılmaz bulunabilir. 1980 sonrasında kendisini devreye sokucu az sayıda dönem bulan Türkiye solu, 1995 ve 1996’nın ilk yarısında eline geçen fırsatları belli...
Sınıfımızın ihtiyaç duyduğu yeni öncü işçi kuşağına, bu kuşağın habercilerinden Hyatt Oteli işçisi yoldaşlara. Bu yazının akademik anlamda bir mükemmellik iddiası olmayacak. Çizilecek çerçevede öne çıkartılan öğeler, özellikle Türkiye işçi sınıfı hareketinin tarihinin tam ve eksiksiz bir değerlendirmesini değil, özellikle bugün içinde bulunduğu sıkışmışlığın kavranmasına katkı kaygısıyla seçildi. Kaldı ki, çoğunlukla somut bir kaygıya dayanmayan...
Bir efsane haline gelmeyi aslında fazlasıyla hak ediyor 15-16 Haziran. Ama keşke biraz daha fazla elle tutulabilecek kadar uzansaydı bugüne. Ve bugüne uzandığı oranda yitirseydi bir şeyler efsanesinden… Hakkında söz söyleyecek çok daha fazla kadro devretseydi bugüne; sınıf mücadelesinin bugünkü gündemine. Keşke, işçi hareketimiz tarihinde bir referans noktası olmanın yanında onlarca, yüzlerce incelemeye konu olsaydı....
Türkiye işçi sınıfı 15-16 Haziran 1970’de onurlu bir direniş gerçekleştirdi. İşçi sınıfının gerçekleştirdiği bu kalkışmanın aktığı kulvarlar, sınıf mücadelesinin temel alınarak yükseldiği kulvarlar olmamasına rağmen işçi sınıfının devrimci bir sınıf olduğunu ısrarla görmeyenlerin görmesi açısından bu memleket topraklarındaki en önemli işçi hareketlerinden biridir. Bu hareketten çıkarılacak, kullanılacak dersler vardır. Eksikli bir eylemler bütünü olmasına rağmen...
Bir trafik kazasında kaybettiğim güzel insan Nedim’e “Proletarya saf ve katışıksız olarak, proletarya ile yarı proleterler arasında (yaşamını emek gücünü kısmen satarak kazanan), yarı proleterler ile küçük köylüler arasında (küçük zanaatkâr, el işçisi ve genel olarak küçük ölçekli toprak sahipleri), küçük köylüler ve orta köylüler arasında vs., giderek artan sayıda karmaşık biçimlerle çevrili olmasaydı ve...
Bu topraklarda sosyalizmin boy atamayışını “işçi sınıfı kültürü”nün yokluğuna bağlayanlar olduğuna oldukça sık tanık olmaya başladık. Yine benzer bir biçimde, bu ülkede felsefe birikiminin olmayışı ya da yetersizliği; sanatın, bilimin, estetiğin “geri” oluşu da devrimin sürekli “bir başka bahara” ertelenmesinin (yegâne) sorumlusu olarak gösteriliyor… Somut durumun somut tahlilini yapmaya çalışarak sınıf savaşımında işçi sınıfından yana...
“Eğitim emekçileri” olarak adlandırılan eğitim işkolu çalışanlarının belli bir kesiminin sosyalizm mücadelesi sürecindeki konumlanışları üzerinde Gelenek’in 51. sayısında yayınlanan yazıda belli noktalara değinilmişti. Bu yazıya bırakılan diğer bir kesim ise, kesinlikle nesnel olarak eğitim emekçisi kavramı dahilinde yer almakla birlikte, bu kavram ile hiç de barışık olmayan üniversite elemanlarından oluşuyor. Diğer bir deyişle, eğitim işkolunun...
1994 yerel seçimlerinde gerici partinin sağladığı başarı ve bu başarının kendisini büyük kentlerin toplumsal dokusunda hissettirmiş olması, hatırlanacağı gibi çeşitli spekülasyonlarla karşılanmıştı. Refah Partisi’nin 27 Mart 1994 yerel seçimlerinde 15 büyükşehirden 8’inde belediye başkanlığını kazanarak kentlerdeki etkinliğini tescillemiş olması, ilk başta dar kafalı küçük burjuvanın modern yaşamın vazgeçilmez öğeleri olarak kabul ettiği içki, giyim vb....
İktidar fetişizmi ve İslam Refah Partisi’nin önderliğinde gelişen falanjist islam dalgası yeni bir gündem yaratıyor. Burjuva diktatörlüğüne teokratik ayrıcalıklar sağlayan meşrulaştırıcı bir söylem giderek gelişiyor. Tekelli düzen, dinsel birlik prensibinin güvenceleri ile pekiştiriliyor. Militarist çürüme, yozlaşma ve şovenist katliamların yaşandığı süreçte, siyasi ortama dinsel bir çerçeve kazandırılmasında RP öncülük etmektedir. Bu noktada, islam dininin en...
Siyasal islam, Türkiye kapitalizminin geldiği nokta itibarıyla, burjuvazinin ideolojik saldırısının önemli bileşenlerinden biri konumundadır. Siyasal islami düzen içindeki misyonu açısından ılımlı islami hareket ve radikal islamcı hareket olarak ikiye ayırmak mümkün. Bu yazıda, radikal islamcı hareketin Türkiye nesnelliğinde oturduğu yeri; örgütlenme dinamiğini, mücadele tarzı ve düzenle bağlarını siyasal bir değerlendirmeye tabi tutacağız. Öncelikle, siyasal islamın...
İşaret/Notlar
Yükleniyor...
İşaretle
Kapat
Okur Giriş

Parolanızı mı unuttunuz
×
Signup

Already have an account? Login
×
Kayıp Parola

×