Yazın ortasında, kurultay toplanır mı? Yazın ortasında, bir buçuk aylık bir eylem başlatılır mı? Olağan bir dönemden geçiyor olsaydık, 9 Temmuz 2006 tarihinde toplanan Yurtseverler Kurultayı ile 1 Eylül’de Dolmabahçe’de sona erdirilmek üzere 15 Temmuz’da İncirlik’te başlatılan “ABD DEFOL Bu Memleket Bizim Yürüyüşü”, gereksiz iradi zorlama girişimleri olarak görülebilirdi. Ama beklemeye tahammülümüz yok. Yurtseverler Kurultayı’nın...
Bu satırlar yazılırken Türkiye bir kez daha Kürt sorunuyla ilgili bir “cinnet”e sürükleniyordu. Henüz sokak gösterileri, linç girişimleri patlak vermiş değil. Ortada ürünleri boykot edilecek Batılı ülke de yok. Bu tür momentleri anlatmak için tercih ettiğim ve önerdiğim sözcük kesinlikle cinnet değil. Hem içinde bulunduğumuz zamanların siyaset dışı açıklama arayışlarının sık başvurduğu psikoloji alanına girmekten...
Amacı polemik olmayan dergi yazılarına sola ilişkin eleştirilerle başlamak okurlara sevimsiz gelebilir. Bu yazı, Türkiye’nin mevcut durumu ve uluslararası konumlanışından hareketle “anti-emperyalist mücadele” ve “yurtsever cephe” kavramları üzerinden yürüyen kimi tartışmalara katkıda bulunma amacını taşıyor. Denecektir ki, “böyle bir yazıya sola yönelik eleştirilerle başlamak zorunlu mu?” Kanımca zorunlu. Üstelik, “ne yazık ki zorunlu” da demiyorum;...
Türkiye’de bir ABD karşıtlığıdır gidiyor. Anketlere göre Türkiye dünyada Amerikan karşıtlığı şampiyonu. Halkın yüzde 88’i ABD’ye karşı olumlu duygular beslemiyor. Tabii ki bu anketin nasıl yapıldığını ve gerçeği ne kadar yansıttığını bilmiyoruz. Ancak etrafına bakan herkes ABD’ye karşı olumsuzluğu hissedebiliyor. ABD yetkilileri bu durumdan şikayetçi; bir yandan bu durumun düzeltilmesini, diğer yandan da halkın eğilimlerine...
Yurtseverlik konusunda polemik yapmak zor iş. Zor iş çünkü sol içinde yurtseverlik konulu yazıların pek çoğu sınır olarak çizilebilecek bir dürüstlük ve samimiyet çizgisinin altında kalıyor. Dürüstlük ve samimiyet ortadan kalktığında da polemiğin pek bir anlamı kalmıyor. Tabii şayet, polemik bir tür itişme veya birbirine çamur atma olarak değil de teorik ve siyasi bir geliştirme...
Uzun yıllardır haftada bir yazdığınız Cumhuriyet gazetesi, Tüpraş’ın özelleştirilmesiyle ilgili bir yazınızı basmadığı için, bu gazetede yazmaya son verdiniz. Bildiğimiz kadarıyla, gerekçe olarak, “konuyla ilgili hukuki sürecin sona ermemiş olması” gösterilmişti. Oysa aynı günlerde, Cumhuriyet’in ekonomi sayfalarında “Tüpraş ulusal sermayenin elinde” başlıklı haberlere yer verilirken, bu kuruluşun Koç grubuna devredilmesini savunan yazılar yayımlanmıştı. Cumhuriyet’in bu...
1930’larda Cambridge’de genç bir öğrenciyken en yetenekli genç kızlarla erkeklerin pek çoğu Komünist Parti’ye katılmıştı. Ancak o günler son derece seçkin üniversitenin tarihinde çok parlak bir devir olduğundan, birçoğu dizlerinin dibinde oturdukları büyük isimlerden derinlemesine etkilenmişlerdi. Orada genç komünistler olan bizler kendi aramızda şakayla karışık kıyaslamalar yapardık: Komünist filozoflar, Wittgensteincılar; komünist iktisatçılar, Keynesçiler; komünist edebiyat...
Gülmek ya da “karın kaslarımızı harekete geçirmek”, Brecht’e göre “meseleleri anlamanın” en etkili biçimi. Ancak söz konusu kasları harekete geçiren “şeyler”in o kadar geniş bir ıskalası var ki, ayrımları belirlemek epey zor gibi. Birkaç yıl önce, “şimdi” diyerek girmeye çalışmıştık meseleye. Hadi şimdi, bir daha bakalım öyleyse:   Bir grup sözcüğü dizelim: Şaka (latife), alay,...
Aşağıda sunduğumuz metin Rusya Federasyonu Komünist Partisi tarafından, Avrupa Konseyi Parlamenterler Asamblesi’nin komünizmin suçlarını kınama girişiminden sonra dolaşıma çıkarıldı. Metnin emperyalizmin suçlarını teşhir etme amacı genel olarak doğru bulunsa da, içeriği ve gösterdiği hedefler oldukça tartışmalı bulundu. Türkiye Komünist Partisi’nin içerik ve hedeflerini uygun bulmamasına rağmen, memorandumu komünist camia içindeki tartışmaların Türkiye’de neredeyse hiç bilinmemesi...
Aşağıdaki konuşma 3 Mart tarihinde Portekiz Komünist Partisi’nin ev sahipliğinde Lizbon’da, Avrupa’dan komünist partilerin katılımıyla düzenlenen, dışa kapalı bir tartışma toplantısında, Avrupa’da barış ve güvenlik gündeminde, Türkiye Komünist Partisi Merkez Komite üyesi Özgür Şen tarafından yapıldı. Sevgili yoldaşlar, İnsanlar Avrupa’nın güvenliği hakkında konuşurken, genelde konuyu Avrupa’nın sınırları içerisinde değerlendirme eğilimindedir. Avrupa’nın sınırlarının nerede başlayıp bittiği...
İşaret/Notlar
Yükleniyor...
İşaretle
Kapat
Okur Giriş

Parolanızı mı unuttunuz
×
Signup

Already have an account? Login
×
Kayıp Parola

×