Önce yöntem; Türkiye solunda birçokları marksist yöntemi ya kullanmadıkları için bilmiyorlar ya da bilmedikleri için kullanmıyorlar. Bu nedenle de kendi kendilerine Teknolojik Devrimler icat ediyor, kapitalist sistemi bunalımdan kurtarıyor emperyalizm çağını sona erdiriyor artık-değer içermeyen metaları üretim sürecine sokuyor, çağdaş insanüstülerle demokrasiyi yaratıyor ve marksizmin sonunu getiriyorlar. Bir kısmı da Barış Kadın ve Çevre sorunlarından...
|Gericilik / Faşizm / Karşı-Devrim |Marksizm / Yöntem |Polemik |Reel Sosyalizm |Türkiye Sol Tarihi |Türkiye Solu|
2000’e Doğru Dergisi’nin 1 Eylül 1991 tarihli sayısında Sovyetler Birliği’ndeki son gelişmeler üzerine bir tartışma var. Tartışmacıların birisi Yalçın Küçük, diğerleri Sadun Aren ve Doğu Perinçek. Y. Küçük’e şöyle bir soru yöneltiliyor: “- Bu Yeltsin nereden çıktı? Gökten zembille mi indi? SBKP Politbürosu’nun üyesiydi.” Y. Küçük’ün cevabı inanılmaz ama şöyle: “Sovyetler Birliği’nde bu tür insanlar...
|Emperyalizm / Anti-Emperyalizm / Yurtseverlik |Güncel Değerlendirmeler / Sosyalist Tavır |İktisat / Sanayileşme / Kalkınma |Ortadoğu / Kafkaslar / Asya|
Türkiye basınında, Sovyetler Birliği konusunda çarşaf çarşaf yazılar yayınlanırken, nedense ABD ekonomisi hakkında bir satır bile yok. Piyasa hayranı “sol” aydınlar bu konuyu konuşmak bile istemiyorlar. Bunu anlamak mümkün değil. Bu yazının amacı ABD ekonomisi hakkında bazı bilgileri ortaya koymaya ve bu durumun Körfez krizi ile olan ilişkilerini açıklamaya çalışmak. Körfez krizi sırasında, İlhami Soysal...
Sovyetler Birliği’nde birbirleriyle tutarlı bir biçimde yeni tezlerden oluşan bir strateji ortaya atılıyor. Tek tek ele alınınca bir anlam ifade etmeyen bu tezler, bir zincirin halkalarını oluşturuyor. Burada bu zinciri netleştirmek istiyoruz. Ancak daha önce aydınlatılması gereken bazı noktalar var. Sovyetler Birliği’nde bir darbe mi oldu Karşı devrimci bir klik mi iktidara geldi? Bunları ne...
Dünya ekonomisinde 1967 yılı daralma döneminin başlangıcıydı. Vietnam Savaşı bu dönemde gelişti. Bu bir rastlantı değil. İşsizlik ABD ekonomisinde çok büyük boyutlara ulaşmıştı. Dönemin Başkanı Kennedy’nin yapacağı fazla bir şey yoktu. Diğer sektörlere göre sermaye/kâr oranı daha yüksek olan savaş sanayinin akılalmaz kazançlar sağladığı bu savaştan ekonomide büyük bir canlılık sağlandı. İç harcamalar uzun süre...
Politikayı savaş olarak düşünmek, politik tavırları savaş taktikleri ile adlandırmak marksistlere çok yabancı değil. En azından değil idi. Bugünkü gibi, barışın sınıflar mücadelesinin dışında “demokrat” bir barışseverlik içinde kavranıldığı ve her türlü uzlaşmacılığın barış adına kutsandığı bir dönemde ise bu benzetmelere tekrar dönmemizin bazıları için sadece bir “yabancılaştırma efekti” rolü oynayacağını bilmemize rağmen “Birlik” tartışmalarına...
KONGRELER: A- İzmir Kongresi: Şubat 1964 Yeni kurulan il örgütlerinin de temsil edildiği Kongre’de, illerin 1000 üye yerine 500 üye adına bir delege ile gençlik kolları genel başkanı ile il başkanlarının da tabii delege olarak Büyük Kongre’ye katılmaları öneriliyor. Bu öneriye şiddetle karşı çıkan Genel Merkez, itirazını “Biz şimdiden şekil demokrasiye dayandırılarak yönetilmek istemediğimiz için...
Parti’nin Niteliği ve 1968 Kongresi: “Türkiye İşçi Partisi, Türk işçi sınıfının ve onun tarihi, bilime dayanan demokratik öncülüğü etrafında toplanmış, onunla kader birliğinin bilinç ve mutluluğuna varmış toplumcu aydınlarla, ırgatların, topraksız ve az topraklı köylülerin, zanaatkarların, küçük esnafın, aylıklı ve ücretlilerin, dar gelirli serbest meslek sahiplerinin, kısacası, emeğiyle yaşayan bütün yurttaşların kanun yolundan iktidara yürüyen...
Giriş Geçmiş geleceğe yön verir. Bu varsayımı doğrulamak, geçmişin eleştirisinden geçiyor. Sosyalist hareket nedense geçmişini büyük bir kıskançlıkla saklıyor. Bunu anlamak mümkün değil. Çünkü geçmişte yapılan hareketler, eleştiri süzgecinden geçmediği için bir sonraki dönemde tekrarlanıyor. Bu nedenle Türkiye Sosyalist Hareketi’nin tarihinin yazılması gerekiyor; hatalarıyla sevaplarıyla. Çünkü TİP hareketi 60 sonrası tüm sosyalist hareketin kaynağını oluşturuyor....
Bu yazının amacını ve temel tezini baştan yazmak istiyorum. Bunun için önce bir soru: 1908’de geçen olayları bir devrim saymak mümkün mü? Mümkün değil; çünkü devrim, iktidarın sınıfsal yapısını değiştirmeyi amaçlar. Abdülhamid’in devrilmesi ve meşrutiyetin yeniden kurulması ise bunu amaçlamıyor. Bilindiği gibi mutlakiyet rejiminden meşrutiyete geçiş, o ülkede sınıflar dengesini alt üst eder. Ya da...