Neslişah L. Başaran Lotz Bu yazıda amacım, yüzüncü yılı vesilesiyle Cumhuriyetin kuruluşuna dair bütüncül bir değerlendirme yapmaktan çok, üzerinde daha az durulduğunu düşündüğüm sınıfsal perspektife dair bazı tespitlerde bulunmak. Kuruluş sürecini, 1920’de Ankara’da Büyük Millet Meclisi’nin açılışı ile başlatabiliriz; bu süreç 1920’lerin ilk yarısı boyunca sürecektir. 1920’li yıllarla ilgili elimizde bolca belge, bilgi, anı, anlatı...
Türkiye’de siyasetin sınıfsal bir analizini yapmak, Türkiye kapitalizminin yüz yılı aşan gelişim seyri ile devletin yapılanması ve geçirdiği değişiklikler arasındaki bağlantıyı kurmak önümüzde duran zorlu görevlerden biri. Önümüzde duran derken, bunun daha önce girişilmemiş bir iş olduğunu iddia etmiyorum. Gelenek dergisi ve temsil ettiği siyasi yapının üretimleri başta olmak üzere, Türkiye’de sayısı pek de fazla...
Türkiye komünist hareketinin tarihine bakıldığında, temel olarak üç kaynak söz konusudur. Bunlardan biri 1920 yılında Bakü’de Türkiye Komünist Partisi’ni kuran ve partinin ilk kongresini gerçekleştirilmesine öncülük eden, Dünya Savaşı sırasında Rusya’ya gitmiş ve Sovyetler Rusyası’nın kuruluşuna birebir tanıklık etmiş olan Mustafa Suphi ve arkadaşlarıdır. İkinci bir kaynak, İstanbul’da savaş sonrasında, bazıları Almanya’dan dönen sosyalist aydınları...
Gelenek’in 122. sayısının Ekim Devrimi’nin 96. yıldönümüne denk gelmesi nedeniyle, daha önce bu konuda yazmış olduğum biri yayınlanmış diğeri yayınlanmamış iki yazıyı birleştirerek bu sayıda yeniden paylaşıyorum. Aşağıdaki yazıda, Bolşevik Devrimi’ni sıcağı sıcağına yaşayan Türkiye’deki aydınların ve komünistlerin buna nasıl tepki verdikleri ve burunları dibindeki sosyalist devrimin Türkiye aydını üzerindeki etkileri, bu konudaki yayınlar üzerinden...
“Nasıl özel hayatta bir kişinin kendisi hakkında düşündükleri ve söyledikleri ile gerçekte nasıl biri olduğu arasında bir fark olduğunu görüyorsak, tarihteki mücadelelerde de partilerin söylemi ve kendilerini zannettikleri şey ile onların yapısı ve gerçek çıkarları arasındaki yani kendilerini nasıl yansıttıkları ile gerçeklikleri arasındaki farkı daha iyi görebilmeliyiz.” Karl Marx, Louis Bonapart’ın 18 Brumaire’i   AKP...
Son birkaç yıldır yoğun olarak, İkinci Cumhuriyet, 1923 yılında kurulmuş olan birincisinin hayaletiyle savaşıyor. Türkiye tarihini İkinci Cumhuriyet’i gerekçelendirmek üzere yeniden yazma sürecinin temel tezi, Türkiye’de Cumhuriyet’in kuruluşu ile birlikte hız kazanan modernleşmenin yapısal bir temele dayanmayan, zorlama, yukarıdan empoze edilmiş olması ve geleneksel değerlerin taşıyıcısı olan halk nezdinde bunun “tutmamış” olduğudur. Tabii ki bizim...
Cumhuriyet’in tarih yazımı her zaman sorunlu bir alan olmuştur. Cumhuriyet tarihinin, özellikle milli mücadele ve kuruluş süreci ile ilgili olan kısmının uzun bir zaman dilimi boyunca Kemalizmin yarattığı “mitler” üzerinden yazılmış olduğu doğrudur. Ulusal kurtuluş mücadelesinden zaferle çıkan ve yeni bir ülke kuran özne olarak Kemalist liderlik, doğal olarak kendi tarih versiyonunu yazdı ve artık...
Sohbet: Neslişah Başaran, Aydemir Güler, Melih Yeşilbağ Bugünün devrimcileri, yarının komünist kadroları ve sol kamuoyu tövbekârlık ve efsanecilikten bambaşka bir geçmiş kavrayışına sahip oldukları takdirde geleceği kurabilirler, kurabiliriz… TKP’nin kuruluşunun 100. yılına girerken, köklü ve güçlü bir iddiaya sahip olan partinin tarihini bütünlüklü olarak ortaya koymak üzere yola çıkan TKP tarihi çalışması tüm hızıyla sürüyor....
İşaret/Notlar
Yükleniyor...
İşaretle
Kapat
Okur Giriş

Parolanızı mı unuttunuz
×
Signup

Already have an account? Login
×
Kayıp Parola

×