1993 yılının ikinci yarısıydı. Yoldaşlarla Türkiye kapitalizminin nasıl bir döneme girmekte olduğuna ilişkin tartışıyorduk. Bu tartışma ilk haliyle, bir mücadele stratejisi belirleme çabasından kaynaklanıyordu. Sistemin hangi unsurlarında devrimci hareketin yararlanabileceği zayıflamalar ortaya çıkacak, bu zayıflamalar giderek çatlak ve gedikler haline gelecekler mi, zayıf noktalara dönük müdahalelerimiz işçi sınıfını merkeze koyarak nasıl mümkün olacak vb… Bu...
Türkiye sosyalist hareketi işçi sınıfı politikalarına ilişkin artık “özgürleşti.” Egemen sendikacılığın son durağa gelmesi, bu tırnak içinde özgürlüğün kaynağı. Sosyalistler, sendikal hareketin tam anlamıyla ya ihanet ya da tıkanma evresine gelip dayandığı bir konjonktürde, perspektif üretimini belirli açılardan kısıtlayan kısmi kazanımlara ve gözetilmesi gereken dengelere sahip olmama durumunu bir avantaja dönüştürmelidir. Elbette içinde bulunduğumuz konjonktür...
İçinden geçtiğimiz dönem, Türkiye tarihinde bir “dönemeç” olmayı hakedecek gelişmelere sahne oluyor. Susurluk kazası ile başlayan burjuva devlet aygıtının reorganizasyonu sürecinin bir aşamasında, burjuvazinin restorasyon programı gündeme geldi. Şimdi ise, eldeki tüm olanaklar seferber edilerek bu programın uygulanması için gerekli zeminin oluşturulmasına çalışılıyor. Türkiye kapitalizminin 1993’ten bu yana siyasi yapıya bulaştırdığı iktisadi krizinin sorunlarına bir...
Türkiye’deki siyasal yapıya dair olarak son dönemdeki en muteber tartışmalarından biri, siyasi yelpazenin bozulması üzerinedir. Siyasi yelpazenin bozuluşu merkezsizleşme, merkezin uçlara doğru savrulması, merkezin sağa kayması gibi betimlemelerle tarif edilmektedir. Bu tarifin üzerine oturduğu iki temel nokta var. Birincisi, sosyalist’ blokun çözülmesiyle birlikte ideolojilerin sonu ,sosyalizmin giderek solun bitişi diye ifade edilen siyasetin yeniden yapılanışı;...
Belki de geçiyor! Bugüne kadar yaptıklarımızı “savunma” ya da “direniş” hanesine yazmak, en azından kısmen, haksızlık içerebilir. İçersin! Kapitalizmin bugünkü çürümüşlüğünü ve yaşadığımız ortaçağı aratmayan karanlığı hesaba kattığımızda, yapmamız gerekenlerin, yapabilecek olduklarımızın pek azını yaptığımızı kabul etmek zorundayız. Ortaçağı ortaçağ yapan, aydınlanma dönemi ve Fransız Devrimi’ydı. Ortaçağın Avrupalı insanı, karanlık bir dönemden geçtiğinin farkında değildi....
90’lı yılların ve aynı anlama gelmek üzere 1900’lü yılların sonuna gelinirken Türkiye’nin dünya kapitalizmi içindeki yeri epeyce belirginleşti; Avrupa kapitalizminin kıyısı… Üstelik Amerika’nın da itelemesiyle. Oysa, çok daha büyük umutların ve beklentilerin ortalığı sardığı bir dönemin sıcaklığı hala geçmiş değil… Gene de Ortadoğu, Türki Cumhuriyetler, Müslüman dünya, Balkanlar gibi konularda abartılı gerici kampanyalarla içeride yaratılan...
Giriş İran’da 1978-1979 yularında Şah Muhammed Rıza Pehlevi’nin yurtdışına kaçması ve Şah rejiminin devrilmesinin ardından Nisan 1979’da kurulan İran İslam Cumhuriyeti, sosyal bilimciler ve uluslararası ilişkiler uzmanları tarafından anlaşılması ve analiz edilmesi güç bir sosyal olay olarak değerlendirildi. İran “İslam devrimi” batıda gerçekleşen devrimlere ve İran’da 1905-11 yıllarında yaşanan “anayasal devrim”e ideolojik açıdan benzemeyen bir...
Devlet kavramı siyasal literatürde önemli bir tartışma başlığını oluşturur. Devletin ele alınış şeklinin genel olarak, iki ayrı içerikte olduğunu görürüz. Bunlardan birincisine göre devlet; toplumdaki sınıflardan bağımsız, toplumun üstünde yer alan, toplumdaki her bireye eşit uzaklıkta bulunan sınıflar arası uzlaşma organıdır. Bu şekilde devlet, bütün toplumun devleti olarak gösterilir. “Devlet ana”, “devlet baba” gibi tanımlamalar;...
Kapitalist düzenin egemen sınıfı olan burjuvazi, kapitalist devlet ile olan ilişkilerini değişik biçimlerde kurar. Bütün bu ilişki biçimleri burjuvazinin doğrudan müdahaleleri tarafından belirlenir. Ancak öyle bir ilişki tarzı vardır ki, görünürde doğrudan olmamasına özen gösterilir; o da, burjuvazinin devletle, bazı özel örgütlenmeler aracılığıyla kurduğu ilişkidir. Burjuvazi, devlet ile bu özel örgütlenmeler aracılığıyla kurduğu ilişkinin, görünürde...
Gelenek 54. sayıda yayınlanan, arkadaşımız Süha Noyan’ın “Kollektif Emek Kapsamında Hizmet Sektörü” başlıklı çalışmasına ilişkin olarak İlker Belek dostumuz kısa bir açıklamasını bize ulaştırdı. Aşağıda bu açıklamayı sunuyoruz. Sevgili Süha Noyan, Gelenek’in 54. sayısında yer alan ve benim bundan önceki iki kitabımdaki konuyla ilgili düşüncelerimi de değerlendiren özgün yazınız için hızla yazıyorum. Yanlış anlama olarak...
İşaret/Notlar
Yükleniyor...
İşaretle
Kapat
Okur Giriş

Parolanızı mı unuttunuz
×
Signup

Already have an account? Login
×
Kayıp Parola

×