Gelenek’ten…

Gelenek’in bu sayısı Ali Rıza Aydın’ın yazısıyla açılıyor. AKP’nin uzun iktidarı boyunca hukukla ilgili tartışmalar hiç bitmedi. Aleni haksızlıkların yanısıra bu alanda yapılan akıl almaz değişikliklere de hep birlikte tanık olduk. Ali Rıza Aydın bu değişiklikleri toplu olarak ele aldığı yazısında yaşanan büyük karmaşada oluşan taraflaşmanın sağlıksızlığına dikkat çekerken “hukuk” etrafında oluşan pek çok mite de cepheden karşı çıkıyor.

Bu sayımızda ele aldığımız ikinci mit ise çevre konusuyla ilgili. Yine son derece güncel ve hararetli bir başlık olan çevre ile ilgili sorunlar tartışılırken, en iyi niyetli görünenlerin dahi sosyalizmin çevresel meselelerde kapitalizmle benzer bir sicile sahip olduğunu söylemesi dikkat çekiyor. Sovyetler Birliği’nin çevre konusunda attığı adımları ele alan yazısında Zafer Yalçınpınar, tartışmayı genişletmeyi öneriyor ve çevre ve iklim ile ilgili sorunları üretim tarzını veri alarak konuşmakta ısrar ediyor.

Türkiye’de AKP büyük bir sorun elbette… Ama AKP karşıtı muhalefetin de bu sorunun bir parçası olduğu aşikar. Rapçilerin susamam diyerek yaptıkları çıkış da muhalif sanat hakkında süren sorunlu tartışmayı alevlendirdi. Çağrı Kınıkoğlu, Ulaş Özer ve Kaya Tokmakçıoğlu’nun yaptığı sohbet nasıl bir muhalefet sorusundan hareketle hangi sanat sorusunu yanıtlamaya çalışıyor. Elbette sanatla siyaset arasındaki bağlantıyı hiç koparmadan…

Türkiye Rusya ilişkileri gündemdeki yerini korurken, Ogün Eratalay, Rusya’nın enerjiden sonraki en büyük ihracat kalemi olan silah sanayiini masaya yatırıyor. Rus savunma sanayiinin tarihsel arka planı ve günümüzdeki durumunu anlamak, Rusya kapitalizmini ve onun küresel iddialarını kavramak için şart.

Marx’ın üretken ve üretken olmayan emek arasındaki yaptığı ayrım marksist literatürde çok tartışıldı. Nevzat Evrim Önal bu sayımız için hazırladığı yazısında bu ayrımın vazgeçilmezliğini siyasi bir zeminde ele alıyor ve bu ayrıma yapılan itirazları kapitalizmin güncel gelişme dinamikleri ışığında yanıtlıyor.

20. yüzyılın önemli düşünürlerinden Immanuel Wallerstein Eylül ayında hayatını kaybetti. Ülkemizde de iyi tanınan bu düşünürü Gelenek için Anıl Çınar değerlendirdi. Çınar, Wallerstein’in tüm eserlerinde kullandığı düşünce sistematiği ve kavramları yerli yerine oturtmaya çalışıyor ve Wallerstein’ın da bir taraf olduğunu hatırlatıyor.

Bu sayımızda kullandığımız çeviri ise Meksika Komünist Partisi’ne ait bir metin. Çok zorlu bir coğrafyada mücadele veren bu önemli partinin işçi hareketleri konusundaki deneyiminin ilham verici olduğuna hiç şüphe yok.

Not ekle
Yükleniyor...
İptal
İşaret/Notlar
Yükleniyor...
İşaretle
Kapat
Okur Giriş

Parolanızı mı unuttunuz
×
Signup

Already have an account? Login
×
Kayıp Parola

×