
Gelenek 160: Sovyet Tarihi, Nâzım’ın Sanatı ve Siyaseti, 15-16 Haziran

Türkiye Komünist Partisi’nin teorik yayın organı Gelenek’in 160. sayısı çıktı. Haziran 2022 tarihli bu son sayıda üç farklı dosya konusu yer alıyor. İlk dosyamızı Sovyet Tarihi‘ne dair üç önemli yazı oluşturuyor. Ogün Eratalay’ın çevirisiyle yer verdiğimiz ilk yazı bir seçim konuşması ve Stalin’e ait. Stalin tarafından Moskova’daki “Stalin” seçim bölgesinde 9 Şubat 1946 tarihinde yapılan konuşmayı ilgiyle okuyacağınızı düşünüyoruz. Dosyadaki ikinci yazı ise Türkiye Komünist Partisi genel sekreteri Kemal Okuyan’a ait. Stalin’e dair yalan ve çarpıtmalara kanıt olarak gösterilen Hruşçov’un 1956 tarihli konuşmasını Okuyan International Communist Review için değerlendirmişti, bu sayımızda söz konusu önemli değerlendirmenin çevirisine yer veriyoruz. Üçüncü makalemiz ise Umut Bekcan’a ait ve Ekim Devrimi sonrasında Bolşeviklerin dış politika yaklaşımını ele alırken sosyalist Türkiye için de bir çerçeve öneriyor.
Bu sayımızın bir diğer dosya konusu ise Nâzım Hikmet. Dosyada yer alan üç yazı, 2015 yılında Yunanistan Komünist Partisi (YKP) Merkez Komitesi tarafından “Nâzım Hikmet: Karanlıklar Aydınlığa Çıksın Diye” başlığıyla düzenlenen konferansta etkinliklerinde TKP adına yapılan konuşmaların metinleri. Konuşmalar sırasıyla Çağrı Kınıkoğlu‘na, Asaf Güven Aksel‘e ve Aydemir Güler‘e ait.
Yeni sayımızda ayrıca 15-16 Haziran‘ı, Birlik sendikası Genel Başkanı Zehra Güner Karaoğlu‘nun değerlendirmesi ile ele aldık. Cansu Oba ise Devrimci Mücadele Etik başlıklı yazısında düzen içi dengelerin durmadan değiştiği kaygan bir siyasal zeminde savrulmadan hedefe odaklanmanın yolunu güncel meseleler üzerinden tartışıyor. Daha önce soL’da da yayınlanan yazısında Asaf Güven Aksel ise 60 yıllık bir muhasebe konusu olan 27 Mayıs‘ı değerlendiriyor. Sayının son yazısı ise yine daha önce soL’da da yer alan bir yazı: Tolga Binbay günümüzün en tartışmalı konularından birisi olan liderler ve psikolojileri üzerine Marksizm’in sınırlarını tartışıyor.
Gelenek 159: Marksizm, komünist siyaset ve ittifaklar

Gelenek’in Ocak 2022 sayısı çıktı. “Marksizm, Komünist Siyaset ve İttifaklar” dosya başlıklı 159. sayıda 19. yüzyıldan günümüze tarihsel ve güncel ittifak tartışmalarına odaklanana yazılar yer aldı. Nevzat Evrim Önal, “İşçi Sınıfının Politik Bağımsızlığı ve İttifaklar Sorunu” başlıklı yazısında 19. yüzyıldaki erken tartışmalardan yola çıkarak Marksizm ve ittifaklar ilişkisini ele aldı. Anıl Çınar ise kavramsal, tarihsel ve siyasi açıdan sınıf siyasetinin anlamını ve sınıf ittifaklarını değerlendirdi. Burjuvaziyle ittifak konusunda ise Tolga Binbay, Komintern’in deneyimlerini, Faşizme Karşı Birleşik Cephe’den miras kalan dersleri ve 1960’lardan günümüze sola musallat olmuş olan düzen içi arayışları ele aldı. “İşçiler ve Kürtler” başlıklı yazısında ise Aydemir Güler Türkiye’deki güncel ittifak yönelimlerini ve sol içi tartışmaları teorik ve ve tarihsel örnekler, somut durumlar üzerinden inceledi.
Dosya dışı yazılarda ise İbrahim Can Usta, bir başka 29 Ekim yazısı ile Osmanlı Devleti’nde el konan savaş gemilerini hatırlattı. Sayının söyleşisi kısmında ise Pakistan Komünist Partisi uluslararası ilişkiler bölümünden Şefik Ahmad ile yaptığımız söyleşi yer aldı. Ahmad ile Afganistan’daki gelişmeleri ve bölgeye etkisini konuştuk. Feride E. Tetik ise sosyalizmin kadın mücadelesini araştırmaya ve yazmaya devam ediyor. Tetik, bu sayıda, 1970’li yıllarda sosyalist kadınların öncülüğüyle ilan edilen Birleşmiş Milletler “Kadın On Yılı” etkinliklerini ele aldı. Çağdaş Gökbel ise yoksul İrlandalıların tarihsel mücadelesindeki güncel izleri bizzat İrlanda’dan aktardı.
Gelenek’in bu sayısında özel bir çeviri yer aldı. Araştırmacı Hazal Yalın tarafından Türkiye Komünist Partisi’ne yayımlanmak üzere iletilen çeviride bir Komintern belgesi yer alıyor. Belge Sovyet liderliği ile uluslararası komünist hareketin 1939 itibariyle Türkiye’ye ilişkin geliştirdiği analize ilişkin önemli veriler içeriyor. Bu öneminin ötesinde TKP tarihinin yakın zamana kadar rivayetlerin gölgesinde kalmış olan bir zaman dilimine, somut olarak separat veya desantralizasyona ilişkin olarak da ufuk açıyor.
Türkiye Komünist Partisi’nin teorik yayın organı olan Gelenek’in yeni sayısına parti bürolarından, semt evlerinden, Yazılama Yayınevi sayfasından ve İstanbul’da @NHKMKitabevi üzerinden ulaşabilirsiniz.
KAPAK RESMİ Komintern VII. Kongresi’ne evsahipliği yapan Moskova’daki Sendikalar Evi (Dom Soyuz), 1935. Komintern iki ay süren bu kongrede dünyanın, Avrupa’nın ve komünist devrimin geleceğine dair önemli saptamalarda bulunmuş ve önemli kararlar almıştı. Bu kararlann başında faşizmin yükselişine karşı cepheler kurulması geliyordu. Kongrenin düzenlendiği binanın önüne ise üstünde farklı dillerde “Dünyanın Bütün işçileri Birleşin!” yazan büyük bir kızıl bayrak çekilmişti. | Fotoğraf J. Perrichon
Gelenek 158: İçeride ve dışarıda alametler

Türkiye Komünist Partisi’nin teorik yayın organı Gelenek’in 158. sayısı çıktı. “İçeride ve Dışarıda Alametler” dosya başlıklı yeni sayımızda ittifaklara nasıl bakmak gerektiğinden doğanın talanına, Afganistan trajedisinden emperyalist rekabete kadar uzanan farklı konularda yazıları bir araya getirdik.
Gelenek’in yeni sayısına parti bürolarından, semt evlerinden, Yazılama Yayınevi sayfasından ve İstanbul’da @NHKMKitabevi üzerinden ulaşabilirsiniz.
KAPAK RESMİ: Sinop, Ayancık açıklarında denizden tomruk çeken römorkörler. Ağustos 2021 [Fotoğraf: Anadolu Ajansı]. Batı Karadeniz’de geçtiğimiz aylarda yaşanan sel felaketinde 82 kişi yaşamını yitirdi. 16 kişi ise halen kayıp. Selde ayrıca Sinop’un Ayancık ilçesinde 35 bin ton tomruk denize sürüklendi. Denize sürüklenen tomruklar ise römorkörlerle toplandı.
Gelenek Arşivi’nin kullanımı
Gelenek ve okur arasındaki etkileşimi arttırmayı hedefledik. Gelenek’te yer verilen konulara, o konuda yazmış olan Gelenek yazarlarına ya da yazarların farklı sayılardaki ya da konulardaki yazılarına, birinden diğerine geçişken şekilde akıcı taramalarla, ulaşabilmek mümkün.
Gelenek’i okumak için üye olmanıza gerek yok. Ancak Gelenek’e üye olan okurlarımıza bazı ek olanaklar sunuyoruz;
- Gelenek üyesi okurlar makaleleri pdf dosyası biçiminde indirebiliyorlar.
- Üyeler makaleler üzerinde sadece kendilerinin erişebilecekleri sonradan düzenleme yapabilecekleri notlar alabiliyorlar. Makalelerde diledikleri kısımların altını çizebiliyorlar.
- Üye okurlar, başladıkları bir makaleyi okumaya ara verdiklerinde Gelenek dijital kalınan yeri işaretliyor. Okur makaleye tekrar ulaştığında kaldığı yerden devam edebiliyor.
Tüm bunlar için Gelenek’e maddi açıdan yardımcı olmak isteyen okuyucularımız ise sayfanın en altında yer alan “DESTEKLE” bağlantısına tıklayarak bize destek olabiliyorlar. Arşivi canlı tutmak, her yeni sayıyı bir süre sonra internette paylaşmak için desteğinizi bekliyoruz.
İyi okumalar dileriz.
Gelenek 157: Sermaye, devlet ve müsilaj

Yeni sayımız çıktı!
Türkiye Komünist Partisi’nin teorik yayın organı Gelenek’in 157. sayısına parti bürolarından, semt evlerinden, Yazılama Yayınevi sayfasından ve İstanbul’da @NHKMKitabevi üzerinden ulaşabilirsiniz.
Bu sayımızda sermaye-devlet ilişkisine, Küba’ya, emperyalizmin hegemonya bunalımına ve göçmenlere dair yazılar yer alıyor.
KAPAK RESMİ: Geçtiğimiz ay Küba’da ABD ablukası nedeniyle yaşanan kıtlığın yarattığı hoşnutsuzluk karşıdevrimci bir kalkışmaya dönüştürülmek istendi. İşaret fişeği ülke dışındaki sosyal medya hesaplarından atılan bu girişim sırasında Batı medyasının tüm unsurları birer dezenformasyon kaynağına dönüştü. Örneğin Eliana Aponte tarafından çekilen ve Associated Press tarafından servis edilen bir fotoğraf, hemen her Batılı kaynakta (ve Türkiye’deki liberal basında) sosyalist Küba devletine karşı bir eylem olarak sunuldu. Oysa fotoğrafta Küba bayrağı dışında birden fazla 26 Temmuz Hareketi bayrağı görülüyor. İsmini Küba Devrimi’nin başlangıcı olan Moncada Kışlası baskınından alan 26 Temmuz Hareketi, Fidel başta olmak üzere Küba devriminin öncülerinin Küba Komünist Partisi’nin kurulmasından önceki örgütüydü.
Gelenek 156: Paris Komünü

Gelenek’in Haziran 2021 sayısı çıktı. Paris Komünü’nün güncel tartışmalarına ayırdığımız bu sayımızı Türkiye Komünist Partisi bürolarından, semt evlerinden ve İstanbul’da @nhkmkitabevi‘nden temin edebilirsiniz. Ayrıca Yazılama Yayınevi’nin kendi adresinden de sipariş verebilirsiniz.
Sosyalizm mücadelesine de damga vuran Paris Komünü 150 yılı geride bıraktı. Hem kendi zamanında hem de sonrasında süregiden bir çok tartışmaya konu oldu, olmaya da devam ediyor. Bu nedenle 156. sayımızın dosya konusunu Paris Komünü’nü etrafındaki güncel tartışmalara ayırdık.
Oğuz Kavala “Komün sadece tarih mi?” diye sordu. Tolga Binbay ise “Sol, Komün derslerinden geçti mi?” diye sol içindeki bir başka tarihe işaret etti. Serap Emir, “1871’in içine doğan 1917” ile Ekim Devrimi ile Paris Komünü arasındaki sınıf, iktidar ve devrim bağlantılarını ayrıntılandırdı. Anıl Çınar “Napolyon ve Bismarck’ın Avrupası’nda savaş ve devrimin izleri“ni sürdü. Aydemir Güler, halk meclislerinin tarihi üzerinden Komün pratiği ile 23 Nisan 1920 tarihli Ankara Meclisi’ndeki işçi sınıfı damgasını tartıştı. Eren Selanik edebiyat merkezli yazısında Balzac’ın Parisi’nden Zola’nın Parisi’ne sınıfın ve mücadelenin izini sürdü.
Sayının söyleşi kısmında bu ayın konuğu Çağdaş Sümer’di. Hem bir yazar hem de akademisyen olan Çağdaş Sümer ile Ermeni halkının 24 Nisan acısına dair söyleşi yaptık. Sümer “Yeni bir tarihin peşine düşmeliyiz!” diyerek yaşananların tarihselliğine, sınıfsallığına dikkat çekti. Bu ses getiren söyleşiyi merakla okuyacağınızı tahmin ediyoruz.
Bu sayının dosya-dışı yazılarında ise ilk olarak Feride E. Tetik’in “Tahtını da bahtını da kendi kuran kadınlar” yazısı yer alıyor. Tetik yazısında kadınların reel sosyalizmdeki eşitlik ve özgürlük deneyimini hatırlatıyor. Doğa Can ise medyada merkezin tasfiyesi üzerinden “basın emekçisi kimliği” üzerine düşünüyor. Gelenek 156’da Küba üzerine iki önemli yazı da yer alıyor. Nahide Özkan’ın “26 Temmuz Hareketi’nin işçi sınıfıyla imtihanı” başlıklı yazısı Fidel ve arkadaşlarının adım adım sosyalizme giden yürüyüşlerinde Küba işçi sınıfı ile olan etkileşimlerini ele alıyor. Şimal Çiçek ise tam da yıldönümümde Küba’da Toprak Reformu‘nu hatırlatıyor.
İyi okumalar ve mücadele dolu günler dileklerimizle.
Gelenek 155 çıktı!

Gelenek’in Nisan 2021 sayısı yayımlandı. Dergimizi Türkiye Komünist Partisi bürolarından, semt evlerinden ve İstanbul’da @nhkmkitabevi‘nden temin edebilirsiniz. Ayrıca Yazılama Yayınevi’nin kendi adresinden de sipariş verebilirsiniz.
Bu ayki dosya konumuz: Sermayeyi hangi anayasa kurtarır? Her ne kadar Türkiye’de gündem çok hızlı değişse de geçtiğimiz ayın ana gündemlerinden bir tanesi de anayasa tartışmalarıydı. AKP iktidarı “2023 hedefleri” doğrultusunda “cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine” uygun ve Türkiye’yi “21. yüzyıldaki yeni hedeflere” hazırlayacak yeni bir anayasa yapılması çağrısı yaptı. Daha doğrusu böyle bir sürece dair bir “kart” açmış oldu. Kart diyoruz çünkü kimileri anayasa başlığının sadece AKP karşıtı düzen-içi muhalefet bloğunu çözmek için açıldığını düşünüyor. Kimileri ise anayasanın AKP iktidarı tarafından yeniden gündeme getirilmesini “seçimlere hazırlık “ olarak yorumluyor.
Ancak sermaye sınıfının ve siyasetçilerinin uzun yıllardır “sivil bir anayasa” aradıkları da iyi biliniyor. Tüm bu tartışmalar içinde ise laiklik, hilafet, gericilik gibi başlıklar duruyor. İşte tüm bu başlıkları ve “anayasal cumhuriyetin” güncel durumunu bir dosya ile ele aldık. Dosyada Anıl Çınar’ın AKP şiddeti nerede uyguluyor?, Ceren Tuğlu Olpak’ın Anayasa tartışmaları sürerken Hegel’de devlet ve sivil toplum, Aydemir Güler’in Komünist laikliği ayırt etmek, Kadir Sev’in Mazbut vakıflar canlanıyor ve Ogün Eratalay’ın Sovyet anayasaları yazıları bulunuyor. Ayrıca Anayasa Mahkemesi eski raportörü Ali Rıza Aydın ile yaptığımız bir söyleşi de yer alıyor: Anayasal cumhuriyetin durumu üzerine.
Dosya dışı yazılarda ise yine ilgiyle okuyacağınız düşündüğümüz dört yazı var: Fatih Beyaztaş, Çimento romanı üzerinden yeni Sovyet insanını tartışıyor, Endam Köybaşı ise andımız tartışmalarına ritüellerin psikolojik anlamı üzerinden ele alıyor. Tevik Taş, Papa’nın Irak ziyaretinin düşündürdüklerini kalem alırken gazeteci Çağdaş Gökbel ise gazeteciliğe sık sık yakıştırılan tarafsızlığı ele alıyor.
Bir sonraki sayımızda dosya konumuz ise 150. yılında Paris Komünü. Mücadele dolu günler dileğimizle.
Gelenek’ten “8 Mart” dosyası

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar günü geldi. Geldi ama kimi emekçinin kimi eşitsizliğin üstünü çizerek kutlayacak bu günü, kimisi ise sadece kadını önplana çıkararak.
Kimisi “kadınlarımız, bacılarım, analarımız” edebiyatıyla çiçekler dağıtacak, kimisi “kızkardeşlik” kutlamaları yapacak.
8 Mart’ı, “sekiz mart” yapanın emekçi kadınlar olduğunun silinmesine, önemsizleştirilmesine izin vermemek gerekiyor. Evet, bugün sermaye düzeni kadın emeği üzerindeki her tür gerici egemenliğin kaynağıdır. Bu egemenliğin piyasa için yeniden üretildiğinin önemsizleştirilmesine izin vermemek gerekiyor. Kadınların evlerden işyerlerine, sokaklardan ikili ilişkilere kadar hemen her alanda bazen yaşamlarını da göze alarak yükselttiği mücadelenin, piyasaya da göz kırpan bir özgürleşme ile boşaltılmasına izin verilmemelidir.
Tam da bu nedenle, kadın mücadelesine yakından bakmak, tartışmak ve sosyalizmin sesini belirginleştirmek için özel bir Gelenek dosyası hazırladık. Pandemiden tarihe, annelikten kadın emeğinin niteliğine, cinsiyet eşitsizliğinden şiddete geniş bir alanı ele aldık. Yazılar hafta boyunca soL’da yer alacak.
İlgiyle okuyacağınızı düşündüğümüz bu makaleleri ise Gelenek’in önümüzdeki günlerde yayımlanacak olan Mart ayı sayısında da bulabileceksiniz.
Ne demiştik: Daha azına, kötünün iyisine razı değiliz! Sosyalist bir ülke kadınların ellerinde yükselecek!
Keyifli ve mücadele azmi veren okumalar dileğimizle.
Dünyanın düzeni: Patinaj mı, temaşa mı?

Gelenek’in Şubat 2021 sayısı yayımlandı. Bu sayıda Atlantik’in öte tarafındaki komediden buralardaki trajedi beklentisine yakından baktık. Sosyal demokrasiyi, komplo teorilerinin anlamını ve Avrupa Birliği’ni de ekledik.
Sayının ve dosyanın açılış yazısında Kemal Okuyan, ABD seçimlerine, Trump’ın başkanlığı devretme sürecine ve Biden dönemine dair belli belirsiz dile getirilen beklentilere bakıyor. Anıl Çınar ise dünyanın farklı yerlerinde yeni biçimlerde ortaya çıkan ve yer yer heyecan ıyandırmayı da başaran sosyal demokrasiden kurtulma yollarını ele alıyor. Korona dönemi aynı zamanda komplo teorilerinin de tavan yaptığı bir dönem oldu. Tolga Binbay bu tür söylentilerin kitleleri teslim almakta kullanılmasını değerlendiriyor. Son aylarda Türkiye’nin gündemine yeniden giren Avrupa Birliği’nin güncel durumuna ise emekli diplomat Engin Solakoğlu ile yakından baktık. Ogün Eratalay ise dünyanın güncel düzeninde ve Türkiye’nin gündeminde giderek daha fazla yer alan silahlı insansız hava araçlarını ayrıntılarıyla ele alıyor.
Dosya dışı yazılarda ise Erkan Yıldız öykücülüğümüzün yeni on yılını, geçmiş yılların ve yönelimlerin süzgecinden geçirerek ele alıyor. Neslihan Eroğlu ise yeni emek rejimi tartışmalarını etraflıca inceliyor. Bu tartışmları gündeme sokan siyasi iktdar olarak AKP’nin liberalizmle tarihsel ilişkisine ise Kerem Yıldırım yakından bakıyor. Murat Akad, Kaddafi’nin ortaya attığı, geçmişte kalan bir tartışmayı yeniden gündeme getiriyor, güncel göndermeleriyle. Sayının son yazısında ise Yiğit Günay geçtiğimiz yıl Yazılama Yayınevi tarafından yayınlanan Che kitabını tanıtıyor; önemli eleştiriler de ekleyerek.
Dergimizi Türkiye Komünist Partisi bürolarından, semt evlerinden ve Kadıköy NHKM Kitabevi’nden temin edebilirsiniz. Bir sonraki sayıda çeşitli yönleriyle ele aldığımız kadın hareketine dair dosyamızla buluşmak üzere…
GELENEK 153 KAPAK RESMİ: qAnon Şaman Amerikan senato binasında.
6 Ocak’ta Trump’ın çağrısıyla Vaşington’da yapılan gösterinin en çok öne çıkan figürü qAnon Şaman’dı. Gerçek adı Jake Angeli olan “şaman” tipik ve güncel Amerikan gericiliğinin tüm değerlerini birer sembol olarak üstünde taşıyordu. Ve adı da komplo teorilerine çok konu olan Q sisteminden geliyordu. Muhtemelen kendisi de tarihsel bir temaşaydı.
Fotoğraf | Saul Loeb
2020’yi devrime bağlamak

Gelenek’in 152. sayısı yayımlandı. Bu sayıda zorlu bir yıl olan 2020’ye farklı açılardan ve yakından baktık. Sahte umutlar üzerinden… Zor zamanları devrime, devrim arayışına bağlayarak. Tıpkı kapağımıza taşıdığımız kolektif bayrakta olduğu gibi.
Bu sayının dosya konusunu 2020 gibi bir yılı devrime, devrim arayışına bağlamak oluşturuyor. Bu kapsamda altı yazımız var. Dosyanın ilk yazısında Türkiye Komünist Partisi Genel Sekreteri Kemal Okuyan salgınla birlikte işçi sınıfı ve sosyalist harekette dünya çapında belirginleşen atıllığa dair stratejik bir muhasebeye giriş yapıyor. Anıl Çınar ise tam da bu muhasebeyle paralel biçimde toplumsal kurtuluşun üzerine düşen sahte umutları tartışıyor. Keza bir sonraki yazı olan Zor Zamanlar‘da da Ekin Sönmez benzer bir temayı ama bu kez komünist hareketin tarihinden örneklerle ele alıyor. Endam Köybaşı ise pandemide sermaye sınıfının halleri üzerine yazdığı Sakin ol Champ! başlıklı yazısında önemli ve ilginç saptamalarda bulunuyor. İnsanlığın başına musallat olan iki ayrı mikrobu ise Burçak Özoğlu ele alıyor. Dosyanın son yazısında ise Erhan Nalçacı ABD emperyalizminin son 30 yılını dönemleştiriyor ve soruyor: Vekâlet savaşları doğrudan savaşa dönüşecek mi?
Dosya dışında ise dört yazımız var. İlk yazıda Serap Emir 2020 içinde yola çıkan İlerici Enternasyonal üzerinden 21. yüzyıl enternasyonallerini kapitalizmin çıkışsızlığına bağlıyor. Yiğit Günay ise geçtiğimiz günlerde sıkça tartışılan Bir Başkadır dizisine ve diziye getirilen eleştirileri geniş bir perspektiften, çarpıcı biçimde ele alıyor. Yiğit Özatalay ise İtalyan besteci Luciano Berio ve yine İtalyan düşünür Umberto Eco üzerinden Brecht’i ve siyasette evrensele de çıkan açıklığı ele alıyor. Son olarak ise Ekin Görkem‘in geçtiğimiz yıl içinde soL’un Gelenek sayfalarında yayımlanan ve oldukça ses getiren makalesine yer veriyoruz: Kadın Mücadelesinde Geri Düşüncelere Karşı Materyalizmi Güçlendirmek.
Ocak sayımızı ve önceki sayılarımızı Türkiye Komünist Partisi bürolarından, semt evlerinden ve Kadıköy NHKM Kitabevi’nden temin edebilirsiniz. Bir sonraki sayıda buluşmak üzere…

GELENEK 152 KAPAK RESMİ: Kızıl bayrak için kızıl bayraklar!
Geride bıraktığımız aylarda Kadıköy Nâzım Hikmet Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen “Hiç Boyun Eğer Mi İnsan?” sergisinde yer alan çalışmalardan birisi. Türkiye Komünist Partisi’nin 100. yılı için düzenlenen sergide işçilerin, sanatçıların, akademisyenlerin ortak üretimleri yer almıştı. Bu kapsamda ülkenin dört bir yanından gönderilen ve kırmızının farklı tonlarını taşıyan kumaş parçalarından da kolektif bir kızıl bayrak oluşturulmuştu.
Kasım 2020, İstanbul.
Engels 200 yaşında!

Aralık 2020 sayımız Friedrich Engels‘in 200. doğum gününü selamlıyor. 28 Kasım 1820’de Almanya’nın Wuppertal kentinde dünyaya gelen Engels diyalektik ve tarihsel materyalizme çok önemli katkılarda bulundu.
Çok erken dönemde bir araya geldikleri Karl Marx ile birlikte Hegel felsefesinde yakaladıkları tarihselliği toplumsal yaşama ve tarihe taşıdılar. Engels orada da kalmadı ortaya çıkardıkları felsefi derinliği yaşamın, modern toplumun ve bilimin tüm güncel hallerine taşıdı, taşımaya çalıştı.
Maddi açıdan komünist hareketi ve Karl Marx’ı destekledi ve yeri geldiğinde de kendi yaşamından fedakârlıkta bulundu. İlginçtir ki anti-komünistler tarafından sistematik olarak değersizleştirildi ama sol tarafından da uzunca bir süre “ikinci keman” olarak görüldü. En azından bu konuma çok da ses çıkarılmadı.
Tam da anti-komünizm geri çekildiğinde ve devrim bir kez daha kendini dünyaya hissettirmeye başladığında da Engels yeniden gündeme girdi. Biyografiler yayınlandı, yazılar yazıldı, konferanslar düzenlendi. Hatta heykeli Ukrayna’nın bir köyünden alınıp uzunca süre yaşadığı Manchester’a getirildi. 2017 yılında. Ve kentin göbeğine dikilen heykele görkemli bir açılış da yapıldı. Bu sembolik anı kapağımıza taşıdık. Engels’in geri dönüşünün devrimin de geri dönüşü olduğunun bilinciyle…
Bu sayımızda Engels üzerine birbirini tamamlayan dört yazı yer alıyor. Yiğit Günay duygusal bir yan da taşıyan “İlk Yoldaş” başlıklı yazısında insan, komünist ve mücadeleci Engels’i hatırlatıyor bizlere. Anıl Çınar ise Engels’in Marx’tan ayrı bir Marksizm’i olup olmadığını tartışıyor. Tartışıyor çünkü geçmişte Engels’e yöneltilen en önemli suçlamalardan birisi özellikle Marx’ın ölümünden sonra Marksizm’de bir sapma ortaya çıkardığı yönündeydi. Anıl Çınar bu tartışmaları hem hatırlatıyor hem de yanıt veriyor.
Dosyanın üçüncü yazısında Nevzat Evrim Önal Engels’e yönelik saldırılara değiniyor ve temel tüm suçlamalara dair tarihsel ve sağlam yanıtlar oluşturuyor. Bir sonraki yazıda ise Tolga Binbay “das Friedrich Engels problem” olarak kodlanan sorun tarifinin sorununu sınıf mücadelesine dayalı bir tarihsellik içinde ele alıyor.
Sayının dosya dışı yazılarında ise salgını ele almaya devam ediyoruz. Kaya Tokmakçıoğlu Şehir Vebadan Kırılırken başlıklı yazısında bizleri Bizans dönemi İstanbul’una götürüyor. Endam Köybaşı ise çok tartışmalı bir konuyu, pandemide bilim insanlarını ele alıyor. Ekin Sönmez oldukça ilgi çekici yazısında salgına yönelik olarak dünya komünist hareketi içinde geliştirilen yanıtları, tartışmaları derliyor. Yiğit Günay, bu ayki sayımızda yer alan ikinci yazısında ise Küba’da ekonomide atılan adımları ve bu adımlarla ilgili olarak devrimci önderliğin toplumu da içine kattığı tartışmaları ele alıyor. Sayının son yazısında ise Ali Rıza Aydın, burjuva devleti içinde adı çok bilinen ama kendisi pek bilinmeyen bir kuruma yakından bakıyor: Anayasa Mahkemesi.
Aralık 2020 sayımızı ve önceki sayılarımızı Türkiye Komünist Partisi bürolarından, semt evlerinden ve Kadıköy NHKM Kitabevi’nden temin edebilirsiniz. Bir sonraki sayıda 2020’yi geleceğe, yani işçi sınıfı devrimine bağlayan bir dosya değerlendirmesi ile buluşmak üzere…

GELENEK 150 KAPAK RESMİ: Türkiye’nin en büyük sermaye grubu Koç Holding’in yönetim kurulu başkanı Mustafa Koç’un cenaze töreninden bir kare. Önde Osmanlı Sancağı’na sarılı tabut, tabutun yanına iliştirilmiş Fenerbahçe Spor Kulübü amblemi ve arkada Koç ailesiyle birlikte düzen siyasetinin saf tutmuş tüm bileşenleri. İstanbul, 24 Ocak 2016. Fotoğraf Ziya Köseoğlu