Küba Anayasası

Küba Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi Jorge Quesada Concepción’un, José Martí Küba Dostluk Derneği İzmir Şubesi tarafından düzenlenen konferansta Küba Anayasası hakkında yaptığı konuşmanın metnini yayınlıyoruz.

 

Küba’da demokratik haklara yerleşiklik kazandırma mücadelesinin tarihi, ulusumuzun kökenlerine dek uzanmaktadır.

İspanyol sömürgeciliği karşısında bağımsızlığın kazanılması hedefi, gerçek demokrasiye ulaşma çabasıyla daima bağlantılı olmuştur.

On dokuzuncu yüzyıl Küba bağımsızlık savaşları sırasında mambiler olarak bilinen Kübalı savaşçılar, halkın İspanyol sömürgeciliği karşısındaki faaliyetlerine yasal bir zemin kazandırmak için dört tane anayasa hazırlamışlardır.

Bunlar sırasıyla aşağıdaki anayasalardır:

1. 10 Nisan 1869 tarihli Guáimaro Anayasası;

2. 15 Mart 1878 tarihli Baraguá Anayasası;

3. 16 Eylül 1895 tarihli Jimaguayú Anayasası;

4. 21 Ekim 1897 tarihli Yaya Anayasası.

Yirminci yüzyılda, Devrimin zaferinden önce iki anayasa daha hazırlanmıştır:

1. 21 Şubat 1901 tarihli anayasa ve

2. 01 Temmuz 1940 tarihli anayasa.

1959 yılının Şubat ayında “Temel Kanun” adıyla bir anayasa kabul edilmiş ve bu anayasada 1940 Anayasası’nın temel özellikleri muhafaza edilmiştir.

1975 yılında yeni bir cumhuriyet anayasası taslağı hazırlanmış ve kamuoyunda tartışmaya açılmıştır. Bu tartışmalara altı milyondan fazla kişi katılım sağlamış ve yapılan öneriler doğrultusunda altmış madde taslağında değişiklik yapılmıştır.

15 Şubat 1976’da anayasa oylaması için referanduma gidilmiştir. Referanduma seçmenlerin yüzde 98’i katılım sağlamıştır. Yapılan serbest, doğrudan ve gizli oylamada seçmenlerin yüzde 97,7’si olumlu oy kullanmış ve böylece anayasa taslağı onaylanmıştır.

24 Şubat 1976’da, batı yarımkürenin sosyalist karakterli ilk anayasası olan yeni anayasa ilan edilmiştir.

Bu yeni anayasayla belirlenen haklar, ideolojik ve felsefi açıdan José Martí’nin fikirlerinden beslenmiştir.

Bütün ülkelerde olduğu gibi Küba’daki anayasa da devletin işleyişi ve bireylerle olan ilişkilerine dair temel normları belirlemektedir.

Anayasanın düzenlemeleri genel karakter taşımaktadır ve tüm diğer yasal düzenlemeler ona uygun şekilde gerçekleştirilmelidir. Anayasa, siyasi sistemin ve Küba demokrasisinin hukuki-yasal dayanağını oluşturmaktadır.

Küba Anayasası, bir giriş bölümünden ve 141 madde içeren 12 bölümden oluşmaktadır.

Küba Anayasası’nın birinci maddesine göre Küba devleti:

“bağımsız ve egemen bir sosyalist işçi devletidir; siyasi özgürlük, sosyal adalet, bireysel ve kolektif refah ve insani dayanışma adına herkesin katılımı ile ve herkesin iyiliği için örgütlenen birleşmiş ve demokratik bir cumhuriyet olarak kurulmuştur.”

Martici ve Marksist-Leninist bir geleneğe yaslanan Küba Komünist Partisi, anayasada Küba halkının örgütlü öncüsü, toplumun ve devletin yüksek yönetici gücü olarak tanınmaktadır; buna göre Komünist Parti, sosyalizmin inşası ve komünist topluma doğru ilerleme nihai hedefleri doğrultusundaki ortak çabayı örgütlemek ve yönlendirmekle görevlidir. 

Ayrıca Küba Anayasası, hakiki bir demokrasiyi ve yurttaşların yaygın katılımını temel alan Küba siyasi sisteminin, insanlık onuruna, eşitliğe ve insan haklarının etkin şekilde uygulanmasına dayandırılmasını da hedeflemektedir.

Anayasaya göre bütün Kübalı yurttaşlar eşit haklardan faydalanır ve eşit ödevlerle karşı karşıyadır.

Irk, renk, cinsiyet, etnik köken, dini inanış veya insanlık onuruna aykırı herhangi bir başka nedenle ayrımcılık yapılması yasayla reddedilir ve yaptırıma tabi tutulur.

Anayasa, bütün Kübalıların çalışma hakkını tanır; çalışma, aynı zamanda bir görev ve gurur kaynağı olarak da görülmektedir. Yine her Kübalının ücretsiz eğitim ve sağlık hakkı ile spor yapma ve beden eğitimi alma hakkı anayasayla güvence altına alınmıştır.

Küba siyasi sisteminde, tüm toplumun yerel ve ulusal ölçekteki karar alma süreçlerine ve kamu çıkarını ilgilendiren konulara ilişkin tartışmalara gerçek anlamda katılımının sağlanmasına büyük önem verildiği; bunun ülkemizdeki birlik ruhuna çok şey kattığı ve söz konusu katılımın, belirli tedbirlere karar verilmesi ve bu tedbirlerin uygulamaya sokulması süreçlerinde başlangıç noktasını teşkil ettiği bilinmektedir.

1976 yılında kabul edilen Küba Anayasası, takip eden yıllarda iki kez değişikliğe uğramıştır. Değişikliklerin nedeni, ülkenin içinden geçtiği koşullara uygun ve onu yansıtan bir anayasaya sahip olma ihtiyacıdır.

Bu değişikliklerden birincisi 1992 yılında gerçekleştirilmiştir. Yapılan değişiklikler yalnızca ülkenin içinde bulunduğu özel konjonktürden kaynaklanmamış, devletin, siyasi ve sosyal kurumların ve elbette toplumsal katılım biçimlerinin iyileştirilmesine yönelik çabaların bir ürünü olarak da ortaya çıkmıştır. Söz konusu iyileştirme çabalarının geçmişi 1980’li yılların ortalarına dayanmaktadır.

Anayasa metninde yapılan değişikliklerle, hukuksal alanda anayasının gücünün muhafaza edilmesi; sosyopolitik alanda ulusal birliğin güvence altına alınması, mevcut sistemin temellerinin korunması, Latin Amerika’daki siyasi ortama dahil olunması; ekonomik alanda ise, başka şeylerin yanında, ortaya çıkmış olan tek kutuplu dünya ekonomisinde belirli bir yer edinilmesi hedeflenmiştir.

Bu süreç, sosyalist demokrasinin iyileştirilmesi gereği çerçevesinde gerçekleştirilmiş ve bunun için de bir giriş, 15 bölüm ve 137 maddeden oluşan yeni anayasa taslağı halkın inceleme ve oylamasına sunulmuştur.

Yeni anayasanın içeriği esasen 1976 anayasasınınki ile aynıdır; ancak belirli değişiklik ve eklemelerden bahsedilebilir. Bu değişiklik ve eklemeler arasında yabancı yatırımlarla ilgili bölüm, olağanüstü hal durumu ile ilgili bölüm ve idari siyasi sistemdeki değişikliklerle ilgili bölüm sayılabilir.

Bu reform çerçevesinde il ve belediyelerdeki idari yapının ayrıntıları belirlenmiş, il meclisi delegeleri ile ulusal meclis vekillerinin seçilme biçimi tespit edilmiştir. Serbest, gizli ve doğrudan seçimle göreve getirilen bu delege ve vekillerin, seçmenleri tarafından geri çağrılabilme hakkı anayasayla tanınmıştır. Anayasa değişikliği kapsamında ülkenin idari yapısını ilgilendiren başka hususlar da ele alınmıştır.

İkinci önemli anayasa değişikliği ise 10-17 Haziran 2002 tarihleri arasında gerçekleştirilen emsali görülmemiş bir halk oylaması sürecinin sonunda hayata geçirilmiştir. Bu halk oylaması sürecinde tüm ülkede dokuz milyondan fazla yurttaş çeşitli yürüyüşlere katılmış ve sekiz milyon 198 bin 237 seçmenin halka açık ve gönüllü imzasıyla anayasa değişikliği talep edilmiştir.

Bu imzalarla Halk İktidarı Ulusal Meclisi’nden, sosyalizmin ve ona uygun şekilde tasarlanmış olan devrimci siyasi ve toplumsal sistemin geri döndürülemez olduğunu ve başka devletlerle yürütülen iktisadi, diplomatik ve siyasi ilişkilerin yabancı bir gücün saldırı, tehdit veya zorlaması altında müzakere edilemeyeceğini kayıt altına alacak bir anayasa reformu talep edilmiştir.

Bu yeni reform, 12 Temmuz 2002’de bu amaçla gerçekleştirilen olağanüstü oturum sonrasında Halk İktidarı Ulusal Meclisi tarafından oybirliğiyle onaylanmıştır.

Bugün Küba Anayasası tarafından korunan ve savunulan ilkeler şunlardır:

•                Halkın karar alma kabiliyetine işaret eden halk egemenliği ilkesi,

•                Halkın temsilcilerini bir araya getirmesi nedeniyle Halk İktidarı Ulusal Meclisi’nin (parlamento) diğer devlet organları karşısındaki üstünlüğü ilkesi,

•                Yasallık ilkesi,

•                Demokratik merkeziyetçilik, iktidarın birliği ve sosyalist demokrasi ilkesi,

•                Toplumsal ve yasal eşitlik ilkesi,

•                Toplumsal çıkarların üstünlüğü ilkesi, kolektif ve bireysel refah ilkesi,

•                Ekonomide diğer mülkiyet türlerinin varlığına sosyalist kamu mülkiyetinin belirleyiciliği altında izin verilmesi ilkesi,

•                Herkesin yeteneği ve emeği çerçevesinde topluma sağladığı katkı nispetinde kazanç sağlamasını öngören bölüşüm ilkesi,

•                Toplumsal katılım ve denetim ilkesi,

•                Temsili organların doğrudan meşruiyeti ilkesi,

•                Seçilmişlerin her an geri çağrılabilmesi ilkesi,

•                İnsani dayanışma ve toplumsal adalet ilkesi.

Küba’da siyasi sistem, halkın temel nitelik ve beklentileri doğrultusunda anayasa tarafından güvence altına alınmış ve her şeyden önemlisi, kendi kaderini belirleme ilkesi doğrultusunda özgürce ve egemenlik koşulları altında kabul edilmiştir.

Küba denildiğinde başka ülkelerinkinden farklı bir siyasi sistem ve demokrasiden bahsedilmiş olmaktadır; bunun nedeni, halkımızın kendi kaderinin yegane sahibi olması hakkını elinden almayı amaçlayan daimi çabalar karşısında verdiğimiz mücadele tarihinde yatmaktadır.