Son bir kaç yıldır, kapitalist sistemin içinde bulunduğu bunalımın derinleştiğini gösteren bir dizi ekonomik veriye rağmen, bunun “sol”un hanesine bir artı olarak geçmediği bir dönem yaşanmakta. Bunun başlıca nedeni reel sosyalist sistemin yaşadığı çözülüş ve sözü edilen bunalımın siyasi sonuçlarının gözlenememesi. Tabii ki bu iki sonuç birbiriyle oldukça ilişkili. Kapitalist ekonominin, problemli bir döneminde, sosyalist...
İşçiler, yoldaşlar! Bu ülke on yıl öncesinden çok ileriye gitmiş!…Nereden mi biliyorum? Geçen gün tiyatroya gittim; oradaki bir seyirci söyledi. Nedeni izlediğimiz oyunda sahnede hem kızıl bayrakların görünmesiydi, hem de bir erkek oyuncunun seyircilerin önünde külodunu çıkarması. Oyunun adı “Mösyö Butterfly”, yazarı David Henry Hwang. Kültür Devrimi döneminde Çin’de kadın kılığında bir erkekle bir Fransız...
Yeni hükümetin öncülüğünde Türkiye burjuvazisi Kürt ulusal kurtuluş hareketi karşısında önemli bir ideolojik mevzi kazandı. Yalan, terör ve ikiyüzlülük ile beslenmiş olan resmi ideoloji, tanıdığını ve şefkatle yaklaştığını açıkladığı Kürt realitesinin söke söke kopardığı toplumsal meşruiyeti ortadan kaldırma harekâtına girişmiş durumda. Realite bir halk ile ilgili olduğu için, işin içerisine usta işi bir sevecen söylem...
Kutlamalarına devletin de terörü ile katıldığı Nevruz ile birlikte Kürdistan’da sürmekte olan mücadele, yeni boyutlar kazandı. İnandırıcı olabilmekten son derece uzak, beceriksizce örgütlenmiş bir demagoji kampanyasının ardından, “Bahar Operasyonu” fiilen başlatıldı. Sorunun bir “operasyon” sorunu olmadığı, diğer yandan girişilen askeri harekatların da askeri açıdan bakıldığında ancak sınırlı bir anlam taşıdığı açık. Aslında haftalardır pompalanan ayaklanma,...
Marksizm ile devrimcilik arasındaki ilişki ve geçişmeler, oldukça ilginç bir çözümleme alanı oluşturur. 1800’lerin ortalarından bu yana, marksizm ile tarihsel döneme ve yerelliğe özgü çeşitlilikler gösteren bir kategori olarak devrimcilik arasındaki ilişkiler oldukça ilginç bir süreç izlemiştir. Bu konuda çok şeyler yazılıp söylenebilir. Benim amacım ise, konunun bugünün Türkiyesi açısından dikkat çeken bir yanına değinip...
İktidar gazetesinin 5. sayısında Rus komünistlerinin “iktidar” mücadelesine ilişkin bir haber var. Bu habere konu olan gelişmelerde dikkati çeken bir şeyden söz etmek istiyorum. Sovyetler’deki karşı-devrim ve onu izleyen gelişmelerde komünistlerin inanılmaz duyarsızlığı ve kişiliksizliği sonucu ortaya çıkan tablo, uluslararası harekette önemli bir depresyon yaratan çöküntünün en fazla Rus komünistlerini etkileyeceği sanılıyordu. Sovyet komünistlerinin sosyalist...
“Te quiero… İşlerimizin yoğunluğundan ne zamandır gece birlikte bir yere çıkamıyorduk. ‘Hep iş hep iş… Artık beraber olamıyoruz…’ diyordu. ‘Hadi Klassis’e dedim…’ Şaşırdı… Önce harika bir akşam yemeği yemiş, ardından lobideki bara uğramıştık. Şovlara bayıldı. Latin müziğinin canlı ritminde ise kıpır kıpırdı. Baktım yerinde duramıyor, kolundan tuttuğum gibi piste… Meğer ne kadar güzel dans edermiş....
Türkiye solu, bu kez alışılan kesimlerin dışına taşan bir ölçekte “yasal parti” konusunu gündemine alıyor. Böylelikle bundan yaklaşık 5 yıl önce sınırlı çevrelerde tartışılmaya başlanan “yasal parti”nin, şu anda bir dizi değişik “moment”te ele alınmaya başlandığını görüyoruz. Bu momentlerden birisinde Sosyalist Parti vardır. Kurulma sürecini tamamlamış olan bu parti, maocu çerçeveyi aşabilecek teorik, programatik araçlara...
“Türkiye’de sağlık sorunlarının gittikçe büyüdüğü, tıp eğitiminin kötüleştiği, üç-beşi dışında hastanelerimizin korkunç yerler olduğu, zenginlerin tedavi için Amerika’ya gittikleri bilinen gerçekler. Oysa Amerikan televizyon dizilerindeki gibi pırıl pırıl hastaneleri Türkiye’de de kurmak mümkün.” Yukarıdaki pasaj bir ortaokul öğrencisinin “sağlık sorunları ve hastanelerimiz” konulu kompozisyon ödevinden alınmadı. Bu dehşetengiz satırlar son bir kaç yılın en “flaş”...
Metin Çulhaoğlu, Gelenek‘in 35. sayısındaki yazılarında, solda teorik, siyasal ve örgütsel bir iç silkinişin yaşanması gerektiğini ifade etti. Altının daha baştan çizilmesi gerektiğini düşündüğüm ilk nokta, sözkonusu silkinişin bir süreç olarak tarif edilebilirliği. Gündemde, tek bir hamleyle bir şeylerin “bitirilmesi” ve sonra da yola koyulma beklentisi bulunmuyor. Tersine, sürecin ancak ve ancak “yola koyulma” ile...