Rus savunma sanayiine genel bir bakış
Son dönemlerde gerek S-400 savunma sistemleri olsun gerek Su-57 olsun Rusya’nın savunma sanayii ürünleri herkesin dilinde. Rusya bu alandaki gücünü en son MAKS 2019 Havacılık ve Uzay Fuarında sergiledi. Hızlı yaşanan gelişmeler arasında bir an soluklanıp Sovyetler Birliği sonrası Rusya savunma sanayiinin durumunu ele almak istiyoruz.
Kapitalist birikime dair ilk adımlar
Rusya’da egemen sınıfların Sovyet sonrası dönemdeki varlığını anlayabilmek için biraz gerilere gitmemiz gerekiyor. Sovyetler Birliği Komünist Partisi Genel Sekreteri Mihail Gorbaçov tarafından 25 Aralık 1991 günü yapılan basın toplantısıyla Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği (SSCB) tarih sahnesinden silindi. Gönderlerden indirilen kızıl bayrak uzunca bir süredir zaten sadece sembolik olarak kalmıştı orada. Bir zamanlar dünya devriminin beşiği konumundaki topraklar şimdi yeniden kapitalizmle tanışıyordu.
Rusya’daki kapitalist ilk birikim dönemine dair genel bir çerçeve çizebilmek için belki de kritik bir konumdaki Anatoliy Borisoviç Çubays1’den bahsetmek uygun olacaktır.21955 yılında sosyalizmde dünyaya gelir. Babası Büyük Anayurt Savaşında albay olarak görev yaptıktan sonra emekli olmuş, üniversitede felsefe derslerine girmektedir. Annesi ekonomisttir. Çubays mühendislik eğitimi aldıktan sonra özellikle piyasa ekonomisi alanına ilgi duyar. 1980’li yıllarda demokrasi ve bilimsel araştırmalar kisvesi altında açıkça piyasa ekonomisini savunur hale gelmiştir. Perestroyka ve Glasnost döneminde ise rejim karşıtlığında uzmanlaşmıştır. Daha SSCB dağılmadan 1991 yazında Rusya Sovyet Sosyalist Cumhuriyetinde Yeltsin önderliğinde başlatılan özelleştirme programının altında imzası vardır. Bugün “çarpık kapitalizm” gibi tanımlamalarla eleştirilen ancak ilk kapitalist sermaye birikiminin vazgeçilmez aşaması olan yağma ve zorla el koyma süreci bu sayede gerçekleşir. 2000’li yıllara gelene kadar hem ekonominin başındaki gizli el, hem de uluslararası sermayeye güven veren bir isim olur.3
Halkın bir anda yoksullaşmasına ve sosyalizm dönemindeki tüm kazanımlarının yok olmasına yol açan uygulamalara karşı artan tepkilere cevap olarak özelleştirmelerde gaza basılır. Geri dönüşü engellemek için Yeltsin iktidarı tarafından bankalara “krediye karşı hisse” programıyla gidilir.4Bu sayede hileli ihalelerle Yukos, Lukoil, Sibneft, Surgutneftegas, Mechel gibi büyük devlet işletmeleri neredeyse yok pahasına elden çıkartılır.5 Bu ilk özelleştirme çılgınlığında “stratejik” olarak görülen savunma sanayii firmaları özelleştirme kapsamı dışında tutulmuştur.
Çubays’a geri dönecek olursak onun görkemli iktidar dönemi artık yavaş yavaş sona ermektedir. Oligarkların adeta “babası”6olarak anılan ve 1997 yılında İngilizler tarafından “Yılın Maliye Bakanı” ilan edilen7Çubays bu kez uluslararası sermayeyi Rusya’ya davet etmektedir. Ancak işler hiç planlandığı gibi gitmez…
“1998 yazında, uluslararası finansal sistemin yeni zayıf noktaları Rusya ve Afrika oldu. Haziran 1998’de IMF, Rusya için 21 milyar ABD doları tutarında bir kurtarma paketi hazırladı. IMF, yabancı yatırımcılara, Rusya’nın mükemmel temellere sahip olduğu yönünde garanti verirken, uluslararası sermaye piyasalarını Rusya’nın borç sorununu çözmesi için teşvik ediyordu. Rusya bankalarını yöneten oligarklar bu kredileri ceplerine attılar ve bu kredileri, varlıklarını Rusya’dan Batıya transfer etmekte kullandılar. Bir anda gerçekleşen büyük çaptaki sermaye çıkışları sonucunda Ruble çöktü, bankalara hücum başladı ve bu durum Rusya Hükümetinin ulusal borç ödemelerini reddetmesinin de yolunu açtı. Bu da 1998 yazında ortaya çıkan finansal krizin önünü açtı. IMF garantilerine rağmen uluslararası bankalar Rusya’da ciddi zararlar ettiler ve bir zamanların en büyük hedge fonlarının başında gelen Long-Term Capital Management (LCTM) iflas etti. Fed ise, bu iflasın ABD bankacılık sistemi için çok ciddi tehdit oluşturduğu iddiasıyla LCTM kurtarmasına müdahil oldu.”8
1996 Başkanlık Seçimlerine Yeltsin lehine müdahale ettiklerini saklamayan Rus burjuvazisi9önlerinde açılan muazzam olanaklara rağmen güvenli ve istikrarlı bir yola girmek istemektedir. Bu arayışın adı Vladimir Putin10olur.
“34.Rusya’da ekonomi geç dönemde dünya kapitalist sistemine eklemlenmenin karakteristik özelliklerini taşımaktadır. Sosyalist dönem boyunca toplumsal ihtiyaçlar doğrultusunda yaratılan zenginliklerin ilkel sermaye birikimini andıran bir model üzerinden yağmalanmasıyla güçlü bir kapitalist sınıf ortaya çıkmıştır. Bu büyük özelleştirme dalgasının ardından gelen kamulaştırmalarla devlet mülkiyetinin artması kapitalist üretim ilişkilerinin yeniden tasfiyesi ya da sınırlanması anlamına gelmemektedir. Rusya ekonomisinin kapitalist niteliği hakkında kuşku duyulmamalıdır. 2000’li yıllarda Vladimir Putin iktidarıyla birlikte devletin ekonomideki ağırlığının artırılması sadece ekonomik nedenlerden kaynaklanmamış, hem ulusal hem uluslararası ölçekte yeni bir rotaya giren Rusya’da sermaye siyasi ve ideolojik nedenlerle yeniden yapılandırılmış ve kamunun ağırlığı artarken oligarkların bir kısmı tasfiye edilmiş, bir bölümü de Putin iktidarının etrafına yerleştirilmiştir. Enerji ve emtia fiyatlarındaki ölçüsüz ve öngörülemez artışa bağlı olarak yaratılan kaynak Putin yönetiminin elini güçlendirmiştir. Dahası, Rusya özelinde özellikle enerji sektöründeki devlet mülkiyeti, uluslararası tekeller için de 1990’lı yılların istikrarsız yapısından sonra bir tür güvence ve düzenleyici olarak görüldüğü için tercih edilmiştir.”11
Putin ve oligarklar12
Yeltsin’den iktidarı devralan Putin, 14 Mart 2004 tarihinde yapılan seçimde %71.9 oranında oy alarak ikinci kez Rusya Federasyonu Devlet Başkanlığına seçildi. Bu seçimden az önce ve seçimin ardından Rus burjuvazisi içindeki bazı aktörler arasında üzeri kapalı bir iktidar mücadelesi yaşandı.
Buna göre merkezi iktidara biat eden oligarkların
ellerindeki sermayeyi ve gücü tutmalarına izin verilirken, ülkenin yönetimine
soyunmaya kalkan unsurlar tasfiye edildi. Sovyetler Birliğinin dağılmasının
hemen ardından ortaya çıkan toplumsal çöküş dikkate alınarak, “kozmetik” olarak
değerlendirilebilecek kapitalizm iyi iyileştirmelerle sağlık, eğitim, tarım ve
konut alanlarında bazı iyileştirme adımları atıldı.
Siyaset alanında Putin iktidarını sorgulamaya cüret eden sermaye gruplarının tasfiye edildiğini söyledik. Buna verilebilecek en iyi örnek adeta “gönüllü sürgündeki” Rus oligarkları14 ve “yolsuzluk” suçlamasıyla ortadan kaldırılan ünlü patronlardır. Yukos’un patronu haline gelen Mihail Hodorkovskiy, muhalefete kaynak aktardığı ortaya çıktığında hakkında vergi kaçakçılığı ve yolsuzluk suçlamasıyla yargı süreci başlatılmıştır. Tutuklandıktan sonra Yukos mali krize girmiş, sonrasında firma Rosneft tarafından yutulmuştur. 2013 yılında serbest kalan Hodorkovskiy İngiltere’ye giderek sürgünde politika yapmaktadır.
Burjuvazinin gözbebeği savunma sanayii
2009 yılında Putin iktidarı tarafından ilan edilen krize karşı program günümüz Rusyası’nı anlamamız için önemli veriler içermektedir.15 Buna göre konumuzla ilgili olan endüstriyel büyümeye yönelik perspektif, teknolojiye yapılan yatırım ve özellikle savunma sanayi kurumlarına yapılan devasa hibeler öne çıkan noktalardır.
Yapılan bu programın silahlı kuvvetlere yönelik bir ayağı da mevcuttur. Orduda yeni dönem yapılanması savunma sanayile eşgüdümlü şekilde ele alınmıştır. Burada dönemin Savunma Bakanı Anatoliy Serdyukov ismi öne çıkmaktadır. Asker geçmişli olmamasına rağmen Savunma Bakanlığına adeta bir holding yöneticisi olarak atanan Serdyukov, bu bakış açısını silahlı kuvvetlerin örgütlenmesinde kullanmıştır. Çok büyük ve hantal bir yapı halindeki ordu içindeki örgütlenmeyi esnek hale getirme yönünde adımlar atarken, profesyonelleşmenin önünü açmış ve en önemlisi ordu-sanayi işbirliğini artırmaya yönelik adımlar atmıştır. Savunma sanayi kurumlarına da müdahale eden Serdyukov, ileri teknoloji ürünlere ağırlık verilmesini sağlamıştır. Askeri akademilere ve hatta askerî üslere müdahale eden uygulamalar sayesinde köklü değişim sağlanmıştır.
Savunma sanayi aktörleri
Rusya Federasyonunun toplam ihracatına bakıldığında ana kalem olan petrol ihracatının ardından gelen savunma sanayisi ihracatının yaklaşık %21 gibi ciddi bir oran oluşturduğu görülmekte. Elbette bunun bir altyapısı var. O da hiç şüphesiz 1991 yılında dağılan Sovyetler Birliği. Sovyetler Birliği tarafından dünya barışının korunması ve başta ABD olmak üzere emperyalist ülkelerin tehditlerine karşı koymak için yapılandırılan savunma sanayii bugün Rus patronlarının kapitalist mantığıyla idare ediliyor.
Rusya, ABD’nin ardından dünyadaki en büyük silah ihracatçısı konumundadır. Çok sayıda ülkeye çok değişik silah sistemleri satan Rus burjuvazisinin en büyük ihracat yaptığı ülkeler arasında Hindistan, Vietnam ve Cezayir geliyor. Silah sistemleri ifadesini biraz açmak gerekirse şu verilerle karşılaşıyoruz:17
- T-72 ve T-90 tankları (Hindistan-Vietnam-Beyaz Rusya)
- Mig-27 ve Su-30 savaş uçakları (Hindistan)
- Klimov TV3-117 Helikopter motorları bölgesel onarım merkezi (Vietnam)
- Ansat Helikopterleri (Çin)
- Kuznetsov NK-14 Gaz türbin motorları (Arjantin)
- Optik ürünler (Finlandiya)
- Füze sistemleri (Çin-Beyaz Rusya)
Rusya Federasyonu Askeri-Sanayi Komisyonu adı verilen kurum sayesinde merkezi idare ve savunma sanayiindeki aktörler koordine olmakta, strateji belirlenmektedir. Komisyonun yönetim kurulunda bizzat devlet başkanı, genelkurmay başkanı, istihbarat şefinin yanı sıra şirket sorumluları da bulunuyor. Tüm silah ihracatları ise tek bir elden Rosoboronexport firmasından yapılıyor.
Savunma sanayisinin içerdiği sektörler arasında uzay araştırmaları (Rusya Federal Uzay Ajansı, Roskosmos) ve nükleer enerji (Rusya Atom Enerjisi Kurumu, Rosatom) kullanan platformların olduğu hatırlanırsa komisyonun gücü, etkisi ve önemi daha da iyi algılanabilir.
Rus ekonomisi düşük petrol fiyatları, Ukrayna İç Savaşı’nın ardından ilhak edilen Kırım ve fiilen işgal edilen doğu Ukrayna bölgeleri nedeniyle Batı ülkelerinin uyguladığı yaptırımlarla boğuşuyor.
Ekonomik kriz döneminde çoğunlukla yurtdışına yapılan ihracatla ayakta kalan savunma sanayii kurumları günümüzde Rusya burjuvazisi için önemli bir gelir kaynağı haline gelmiştir. Devlet tarafından verilen siparişlerin yıllar geçtikçe artarak devam etmesi savunma sanayii kurumlarının önünü açmıştır.
2005 yılında başlatılan süreçle beraber verimliliği artırıp kayıpları azaltmak amacıyla tüm havacılık firmaları PJSC United Aircraft Corporation (UAC)18 altında birleştirilir. Firma bünyesindeki uçak üreticileri; Aviastar, Beriev, İlyuşin, İrkut, Miyaşiçev, Mikoyan, Suhoi, Tupolev ve Voronej’dir. UAC Hindistan, İtalya ve Çin ile ortak şirket kurmuş, çeşitli ortak projeler yürütmektedir. 2015 yılından beri Denis Manturov’un başkanlığında faaliyet gösteren firma yolcu, kargo ve savaş uçakları imalat alanında tekel görünümündedir. Firmanın en son ürünü Beşinci Nesil savaş uçağı Suhoi Su-57’dir.
Benzer bir yapılanma gemicilik alanında da yapılmıştır. Ülkedeki tüm gemi üreticileri JSC United Shipbuilding Corporation19 altında birleştirilmiştir.20Bu sayede Rus Uzakdoğu’sundaki, Baltık Denizindeki ve Karadeniz’deki tüm tersaneler tek yönetim altına toplanmıştır. Firma her türlü sondaj platformlarından denizaltılara, savaş gemilerinden ticari gemilere kadar çok çeşitli imalat kapasitesine sahiptir.
Burada savunma sanayi alanında olmasa da çok önemli bir belirleyen olan Rosatom firmasına ayrı bir parantez açmak uygun olacaktır. Nükleer enerji alanında faaliyet gösteren kurum nükleer silah ve nükleer enerji kullanan platformların değişmez katkı unsurudur. Çubays ekolünden Sergey Kiriyenko tarafından yönetilmektedir.
Kârlılıklarıyla en öne çıkan savunma sanayi aktörleri şunlardır.
- Almaz-Antey: Hava savunma sistemleri
- United Aircraft Corporation: Her türlü uçak
- Tactical Missiles Corporation: Her türlü füze sistemi
- Russian Helicopters: Her türlü helikopter
- Uralvagonzavod: Top, havan, tank, askeri araç, konteyner, vagon, traktör, buldozer
- United Shipbuilding Corporation: Her türlü gemi, uçak gemisi, denizaltı ve ilgili füze sistemleri
Diğer ileri teknoloji ürünler
Rusya bunun dışında optik, mekatronik, elektronik ve robotik alanlarında dünyanın önde gelen sanayilerine sahiptir.
- Rusya dünyanın önde gelen sentetik safir üreticisidir.
- Havacılık sektöründeki titanyum ve kompozit üretiminde önde gelir.
- Elektronik haberleşmede Nginx sunucuları, dünya çapında Apache sunucularının önündedir.21
Suriye faktörü
Bu dönemde patlak veren Suriye İç Savaşı ise Rus savaş teknolojisinin gerçek savaş koşullarında denenmesi olanağını getirdi. Rusya Esad yönetiminin yanında yer alarak savaşta belirleyici unsur oldu, hala da olmaya devam ediyor. Bizzat Putin bu konuya değinmiş, hatta itiraf denilebilecek bir açıklamada bulunarak, Rus savaş sanayii ürünlerinin Suriye’de gösterdiği başarının ardından silah siparişlerinin arttığını belirtmiştir.22Rusya yakın dönemde Çeçenistan, Gürcistan, Ukrayna ve Kırım’da silahlı müdahalelerde bulunsa da Suriye faktörü bu anlamda belirleyicidir. Yeni silah sistemlerinin denenmesi ve olası müşterileri yeni “ürünlerin” sergilenmesi için Suriye iyi bir zemin oluşturmuştur.
Sonuç
1991 yılındaki işçi sınıfı iktidarına karşı düzenlenen karşı-devrimin ardından Rusya ekonomik hayatı liberal politikaların eline terk edilmiştir. “Bırakınız yapsınlar” şiarının eşliğinde gerçekleşen yağma ve kaos ortamında yapılanlar bugün şok terapisi olarak adlandırılmaktadır. Bu dönemde fiyatların serbest bırakılması, ekonominin piyasaya teslim edilmesi ve devlet varlıklarının özelleştirilmesi (kamucu anlayışın kârlılıkla yer değiştirmesi), devlet giderlerinin azaltılması gündemde olmuştur. Merkezi planlama askıya alınmış, gayri safi milli hâsıla ve sınai-tarımsal üretimde büyük düşüşler görülmüştür. Rusya olağanüstü enflasyonla tanışmış ve hayat standardı korkunç şekilde düşmüştür. Uluslararası ticaretin önündeki engeller kaldırılmıştır. Geçiş dönemi idarecileri ve valiler, banka müdürleri, yabancılarla temas halindeki yetkililer çok kısa sürede aşırı zenginleşmiş, kamu kurumları ve özellikle sağlık sistemi iflas etmiştir. İşçi sınıfının neredeyse tüm hakları yağmalanmış, çoktan unutulmuş kolera ve difteri gibi salgın hastalıklar hortlamıştır. Organize suç örgütleri ve mafya ortaya çıkmış, günlük hayatta yolsuzluk ve rüşvet sıradanlaşmıştır. Karşı devrimin ilk yıllarında Komünist Parti yasaklansa da ileriki dönemde sistem içinde kalacağına dair teminatların alınmasıyla beraber yeniden parlamenter siyasete dönmesine izin verilmiştir.
1998 yılındaki Asya Kriziyle beraber çöken Rus ekonomisinin yeniden ayağa kalkışıyla beraber Putin’in iktidara gelişi/getirilişi bağlantılıdır. Tanınmayan bir şahsiyetken popülerleştirilmesi yeni dönem planlamasının içinde değerlendirilmelidir. İktidara geldikten sonra siyasette iktidara rakip olacak oligarkların tasfiye edilmesi, siyasi iradenin tekleşmesi, savunma sanayii ve enerji gibi kritik sektörlerde devlet kapitalizmi benzeri uygulamalara gidilirken, piyasaya ve özel sermayeye müdahale edilmemesi belirleyici bir özelliktir.
Ülke içi ekonominin/çalışma hayatının düzenlenmesiyle beraber iç siyasetin olabildiğince milliyetçileşmesi ve üstün Rus ırkı ideolojisinin pompalanması dış siyasette etki alanlarının korunmasına yönelik aktif inisiyatif alma uygulamalarıya beraber ilerler. Özellikle lider emperyalist ülkenin bıraktığı boşluklarla ABD’nin Avrupa Birliği arasındaki çelişkiler gayretkeş bir kıvraklıkla değerlendirilir. Bu konuda özellikle ideolojik kavga medya ve teknoloji ayağıyla verilir. Buradan hareketle ülkenin dış bağımlılığı sınırlayarak kendi kendine yeter bir teknolojik ve askeri altyapı yatırım perspektifi uzunca bir süredir önemli mesafe kaydetmiş durumdadır.
Klasik emperyalist kampla kendi özgün ikili konumundan dolayı geç başladığı bir mücadeleye girişmiş olan Rusya, tarihin yüzyıl önceki vakumundan çıkarak gelmiş ancak günümüzün en gelişkin araçlarını kullanan, kendi kâr maksimizasyonunu kovalayan bir burjuvazinin egemen olduğu bir ülke görüntüsü vermektedir. Bu anlamda otoriter bir lider hem toplumsal üretim ilişkileri hem de uluslararası ilişkileri rahatlatıcı bir etkiye sahip olmuştur.
Savunma sanayiinde görünen tablo ise şöyle özetlenebilir: Liberal kapitalist ekonominin gerekleri gözönünde bulundurularak örgütlenen şirketler, ülke güvenliği için stratejik alanda var oldukları için devlet kontrolü altındadırlar. Bu ikili yönetime uygun olarak devşirilen üst düzey yönetici kadronun geçmişlerinde liberal kapitalist pazar ekonomisi yönelimi olması ve iktidardaki Putin yönetimine biat etmiş olmaları ortak özelliktir.
Rus burjuvazisi savunma sanayi ihracatları olarak bakıldığında eski sosyalist blok ülkeleriyle kurulan ekonomik ilişkilerin yanı sıra Latin Amerika, Afrika, Orta Doğu ve Güneydoğu Asya’da da güçlü bağlantılar kurmuş durumdadır. En ileri teknolojilerin kullanıldığı bu alan, uzay çalışmaları ve nükleer kabiliyetle birlikte düşünüldüğünde Rusya’nın emperyalist hiyerarşide küresel konumunu koruyup geliştirmesi için önemli bir manivela görevi görmektedir.
Dipnotlar
- Rusçası Анато́лий Бори́сович Чуба́йс
- Burada akla hemen Türkiye’de 2000’li yılların başında başlatılan özelleştirme süreci geliyor. Kanımca Kemal Derviş’in gölgesinde kalmış olsa da, ülkeye olan yıkıcı etkisi Çubays ile karşılaştırılabilecek bir isim de yeri geldiği için söylenmeli; Uğur Bayar. Halen Anadolu Grubunun Yönetim Kurulunda olan bu kişi Çubays ile hemen hemen aynı dönemlerde Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığı yapmıştı. Bu görev sırasında Erdemir, Petrol Ofisi, Türk Hava Yolları ve Türk Telekom gibi kurumlarda yönetim Kurulu üyeliği yaptı ve tasfiye süreçlerini idare etti. Çubays gibi “gizli” Bilderberg Toplantılarına katıldığını da eklemeyi unutmayalım.
- 14-17 Mayıs 1998 tarihlerinde İskoçya Turnberry’de yapılan gizli Bilderberg toplantısına katılmıştır (http://www.bilderberg.org/1998.htm)
- https://www.wikizeroo.org/index.php?q=aHR0cHM6Ly9lbi53aWtpcGVkaWEub3JnL3dpa2kvUHJpdmF0aXphdGlvbl9pbl9SdXNzaWE
- Bu sayede Mihail Hodorkovskiy Yukos’un çoğunluk hissesini almıştır. Boris Berezovskiy de benzer şekilde petrol devi Sibneft’i ele geçirmiştir.
- https://web.archive.org/web/20071008234119/http://www.russiaprofile.org/page.php?pageid=CDI+Russia+Profile+List&articleid=2666
- https://www.euromoney.com/article/b1320dlm2sq3dx/finance-minister-of-the-year-1997-chubais-forces-the-pace
- Mustafa Durmuş, IMF Üzerine Söyleşi, Mart 2010 Gelenek 110, https://gelenek.org/imf-uzerine-soylesi/
- https://www.dailymail.co.uk/news/article-2304973/Confessions-oligarch-Shortly-mysterious-death-Boris-Berezovsky-revealed-amassed-2bn-fortune-ruthless-pillage-post-Soviet-Russia.html#ixzz2PmvfXoRP
- Vladimir Vladimiroviç Putin (Rusçası: Влади́мир Влади́мирович Пу́тин) (d.1952) 2012 yılından bu yana Rusya Federasyonu Devlet Başkanı. Bu görevi daha önce de 2000-2008 yılları arasında yapmış, iki dönem arasında da Devlet Başkanı Dmitry Medvedev’in Başbakanlığını yapmıştır. Leningrad Devlet Üniversitesi 1975 mezunudur. 16 yıl boyunca KGB Dış İstihbarat Servisinde çalışmış, 1991 yılında istifa ederek siyasete atılmıştır. 1996 yılında Devlet Başkanı Boris Yeltsin’in ekibine dahil olduktan sonra 31 Aralık 1999 günü Yeltsin’in istifa etmesiyle Devlet Başkanlığına adım atmıştır.
- Türkiye Komünist Partisi 12. Kongre Temel Belgeleri Mayıs 2017 “Rusya ve Çin Ekseninde Emperyalizm Üzerine 2017 Tezleri”, Gelenek 134 içinde https://gelenek.org/12-kongre-temel-belgeleri-emperyalizm/
- Yunanca ὀλιγαρχία kelimesinden türetilmiş olan oligarşi terimi “azınlığın iktidarı” anlamındadır. Bu azınlık bir grup asilzade, zengin, eğitimli kişi olabilirken, dini, siyasi, askeri veya sınai grup da olabilir. Burada kastedilen ülkenin doğal kaynaklarını ve kamu işletmelerini ele geçiren bir gruptan bahsedilmektedir.
- http://statisticstimes.com/economy/projected-world-gdp-ranking.php
- Herhalde bu alanda en bilinen örnek İngiliz Chelsea futbol klubünü satın alarak kamuoyu tarafından tanınan Roman Abramoviç’tir.
- https://rg.ru/2009/03/20/programma-antikrisis-dok.html
- https://www.rferl.org/a/russian-export/29625552.html
- http://ros-oborona.ru/
- Rusçası Объединённая Авиастроительная Корпорация (ПАО)
- Rusçası АО Объединённая Судостроительная Корпораци
- https://www.aoosk.ru/en/
- https://news.netcraft.com/archives/2019/08/15/august-2019-web-server-survey.html
- http://www.chinatopix.com/articles/113754/20170425/putin-syrian-civil-war-boosting-russia-s-arms-sales.htm