Sağlıkta Sosyalist Seçenek: Küba

Küba’da Sağlık, Sosyalizmin Başarısı

İlker Belek

Yazılama Yayınevi, İstanbul, Temmuz 2009, 186 sayfa

 

 

Üretimin devamlılığı için, üretici güçlerin yeniden üretilmesi zorunludur. Üretici güçler, üretim araçları ve emekgücünden oluşur. Kapitalist bir toplumda üretici güçlerin yeniden üretimini yerine getirmesi gereken son kertede kapitalistlerdir, çünkü üretici güçlerin her iki bileşeni de kapitaliste kendi sermayesi olarak görünür. Sermayedarların, sermaye birikimlerinin devamlılığı için işte bu iki öğeye özelliklede emekgücünün yeniden üretimine hayati boyutta ihtiyaçları var. “Ücret” ise tam da buraya oturmaktadır.“En aşağı ve tek gerekli ücret-oranı, işçinin çalışması süresince hayatta kalmasını ve bunun dışında yalnızca ailesini geçindirmesini ve işçi soyunun ölüp tükenmemesini sağlamaya yetecek olandır.” 1

Ücret konusunda burjuvazinin bir zorunluluğu vardır, ancak ücreti belirleyenin tarihsel süreç içerisinde belirlenen, sınıf mücadelesinin mevcut durumu olduğu unutulmamalıdır.

Sağlık konusu da “ücret” kavramı gibi emekgücünün yeniden üretimini sağlayan etmenlerden biridir ve yine burjuvazi için bir “zorunluluk”, minimum boyutta tutulmaya çalışılan bir ödün ve de sınıf mücadelesiyle işçi sınıfı için kazanımların tarif edilebileceği bir alan…

Tarihte Ekim Devrimi ve İkinci Dünya Savaşı’ndan sonraki sosyalist yükseliş ile birlikte kapitalist üretim biçiminin iktisadi krizi sonucunda, işçi sınıfı mücadelesinin ilerlemesini ve kapitalist devletlerin, işçilerini düzene entegre edebilmek için belli politikalar yürüttüğünü görüyoruz: Sosyal Devlet.

Ancak dünyada reel sosyalizmin çözülmesiyle beraber sermaye için yeni nüfuz alanları açılmaya, yeni politikalar gündeme gelmeye, artık gereği kalmayan mekanizmaların tasfiyesinin gerekliliği ortaya çıktı. “Sağlık” alanında da dünyada sosyalist kuruluşların ve yükselişlerin ürünü olarak kapitalist ülkelerde dönemin bir “zorunluluğu” olarak ortaya çıkan sosyal devletin “koruyuculuğunun” bugün tamamen ortadan kalkmış olması, yani sağlık alanının piyasanın eline bırakılması, toplum ve birey sağlığı konusunda sosyalist çözümleri akla getirmektedir. Hele şu an içinde bulunduğumuz kriz koşullarında sermayenin sağlık alanına etkilerinin çok daha hissedilir olacağını söyleyebiliriz.

“Sağlık hizmetinin kendisi herhangi bir değişim değeri üretmediği halde, sağlık hizmeti üretimi, üretilen değişim değerinin bir kısmının kullanılmasıyla gerçekleştirilebilir. Yani toplumsal zenginliğin bir kısmı, emek-gücünün yeniden üretimini sağlamak üzere sağlık hizmetlerine ayrılır. Böylece sağlık hizmeti üretimi, ekonomik anlamda ve değişim değerinin üretimi döngüsü içinde, kendisi bir değer üretmeyen, ancak, üretilmiş olan değişim değerinin bir kısmını kullanan ara bir sektör konumundadır. Sağlık sektörü, bu nedenle, ekonomik olarak maddi malların üretildiği diğer sektörlerdeki dinamiklere bağlı bir gelişim gösterir. Sağlık için ayrılacak fonların büyüklüğünü ekonominin üretkenliği belirler ve sağlık hizmeti üretimi doğrudan biçimde ekonomi üzerinde olumlu ya da olumsuz bir etkide bulunmaz.” 2 

Emekgücünün bir yeniden üretim alanı olarak sağlığın reel sosyalizmin olmadığı, işçi sınıfı mücadelesinin ciddi biçimde gerilediği ve ekonomik kriz gibi kapitalizme içkin dinamiklerin seyrinden olumsuz yönde etkileneceğini varsaymak yanlış olmayacaktır.

Kapitalizmin sağlık sektöründe daha fazla artı-değer elde etmek üzere giriştiği,  kamusal hizmetleri en aza indirme, hatta yok etme çabasının taban tabana zıttı bir durumu, sosyalizmin sağlık alanındaki yöntemini, bugün somut olarak Küba’da görmekteyiz. Yazarın kendisinin de kitabın önsözünde belirttiği gibi “sosyalizmin sağlık anlayışını somutlama gereksinimi” 3 üzerine yazdığı kitap, Küba’nın sağlıktaki başarısına geniş çaplı bir incelemeyle ışık tutmakta.

Kitap daha önce Aralık 2002’de Nazım Kitaplığı’ndan çıktı ve Yazılama Yayınevi tarafından yapılan bu son baskısı, ilk basıldığından bu yana Küba Sağlık Sistemi’nde ve Küba’da sağlığın durumu konularında gerçekleşen gelişmeler, yenilikler çerçevesinde genişletilmiş durumda. Yöntem olarak, “Sağlık hizmeti sosyalist bir sistemde nasıl örgütlenir? Sosyalist ülkeler sağlık sonuçlarında ne düzeyde başarılı olabilirler? Sağlık sistemini akılcı biçimde örgütlemenin yolu nedir? Bir ülkenin sağlıkta başarılı olabilmesi için mutlaka yüksek gelirli mi olması gerekir? Toplumun gereksinimlerini saptama, bu gereksinimlere göre sistem oluşturma ile sosyalist toplumsal örgütlenme arasında nasıl bir ilişki vardır ve bu ilişki hangi mekanizmalarla yaşama geçirilebilir?” 4 sorularını takip ederek ve Küba Sağlık Sistemi’nin üzerine kurulu olduğu standartların merkezileştirilmesinin ve yönetimin desantralizasyonun (hizmet anlamında yerelleşme), kapitalizmin diğer tüm alanlarda olduğu gibi sağlık alanındaki açmazlarına karşı da “örnek” teşkil edecek, alternatif olacak Küba’daki sağlık sisteminin bir analizini yapmakta. Küba’nın sağlık sistemi ve sağlık durumu, “yöntem” diye tarif ettiğimiz soruların da cevapları aslında.

Örneğin, sağlıkta başarılı olmak için bir ülkenin yüksek gelirli değil, toplumsal kaynaklarını yine toplumsal ihtiyaçlar çerçevesinde örgütlemesi gerekiyor. Sağlık örgütlenmesini de toplumsal ihtiyaçlar çerçevesinde şekillendiren Küba’nın bu başarısı, Küba Devrimi’nin sosyalizm tercihinin yapısal bir sonucu olarak karşımıza çıkmakta.

Kitapta Küba Sağlık Sistemi’nin ayrıntılı bir incelemesi de bulunuyor. Örneğin Küba sağlık sisteminin temel taşlarından biri olan “aile hekimliğinin” salt bir kurumsal sağlık örgütlenmesi modeli olmadığı, insan kaynağı kısıtlı Küba’nın “nasıl oluyor da mevcut nesnellik içerisinde ilerlemeye başarabilen bir ülke oluyor?” sorusuna nasıl yanıt ürettiği de bu inceleme kapsamında yer alıyor. Bu inceleme okuyucunun, emekgücünün yeniden üretiminin süratle ve verimli bir şekilde gerçekleştirilmesini, ne çeşit bir toplumsal örgütlenmeyle gerçekleştirilebileceğini görmesini sağliyor. Belek’in çalışması benzer şekilde, Küba’nın sağlık eğitimi sisteminin, hangi zemin üstüne oturduğunun sadece şablonlar ve kurumsallıklar ile açıklamak yerine (zaten öylesi ciddi boyutta eksik kalacaktır), verili toplumsal durum, tarihsel süreç içerisindeki gelişmeler ve verimliliği üzerine ayrıntılı araştırmalar ve istatistikler üzerinden değerlendiriyor. Belek’in çalışması, bugün hakları daha da kırpılmaya, yok edilmeye aday olan emekçi halkımız için bir örnek teşkil eden Küba ile sağlıkta cisimleşen sosyalist seçeneğin, kaynakların sermaye için değil toplum için harcandığında neler yapabileceğinin bir göstergesi olan Küba sağlık sisteminin bir tasviri niteliğinde.

Dipnotlar

  1.  Marxl, Karl, 1844 Felsefe Yazıları, İngilizceden çeviren: Murat Belge, V Yayınları, Ankara, 1986, s.20.
  2.  Belek, İlker, Sağlığın Politik Ekonomisi, Yazılama Yayınevi, İstanbul, 2009, s.64
  3. Belek, İlker, Küba’da Sağlık, Sosyalizmin Başarısı, Yazılama Yayınevi, İstanbul, 2009, s.9
  4. A.g.e, s.9