Yoldaş Y.V. Stalin ve Fransız Komünist Partisi Merkez Komite Sekreteri M. Thorez Arasında Yapılan Görüşmenin Tutanağı

18 Kasım 1947, saat 17.00
Gizli

 

Yoldaş Molotov, Suslov, Yeforeyev (çevirmen) de görüşmede bulunmaktadırlar.

 

Görüşmeye başlamadan önce Thorez, Yoldaş Stalin’e tüm Komünist Parti üyeleri ve Merkez Komite adına saygılarını ve teşekkürlerini sunmayı istediğini belirtiyor.

 

 Yoldaş Stalin, şakayla, Thorez’in kendisine Fransız komünistlerinin Varşova’da eleştirildikleri için mi teşekkür ettiklerini soruyor.

 

 Thorez, Fransız Komünist Partisi’nin yetersizlikleriyle yüzleştirilmiş olmaktan dolayı sadece memnuniyet duyduğunu belirtiyor. Thorez, Stalin’e Fransız Komünist Partisi’yle yakından ilgili kimi başlıklarda fikir alışverişi yapmak ve böylece Yoldaş Stalin’in bu konudaki tutum ve tavsiyelerini öğrenmek istediğini dile getiriyor.

 

Thorez, dokuz partinin bir araya gelmesi esnasında yapılan durum analizinin Fransa için de çok uygun düştüğünü söylüyor.  « Özellikle, Amerika’nın ülkelere yaptığı müdahaleler derinleşiyor, ekonomik sıkıntılar giderek büyüyor  ve sınıf savaşı çok daha keskin hale geliyorken. Fransız Komünist Partisi, dokuz partinin toplantısından çıkan yönergelere uygun olarak, ülkenin bağımsızlığının savunulması için mücadele ediyor ve tüm gerici güçlerin koalisyonuna karşı tek başına savaş veriyor. Son yerel seçimlerde, Fransız Komünist Partisi oylarını korudu ve hatta kısmen artırabildi. De Gaulle şu an itibariyle, Fransa’nın tüm en gerici unsurlarını kendi etrafında toplamayı başardı. Bu durum sosyalistlerin aleyhine işliyor ve hatta en fazla da son seçimlerde oylarının büyük bir kısmını kaybetmiş olan MRP1’nin. »

 

Yoldaş Stalin, MRP’nin Bidault’nun partisi olduğuna dikkat çekiyor.

 

Thorez onu doğruluyor ve MRP’nin yerel seçimlerde oylarının dörtte üçünü kaybettiğini sözlerine ekliyor.

 

Yoldaş Stalin, MRP’nin bir geçiş partisi olduğunu söylüyor. İnsanlar önce MRP’ye giriyorlar, ardından da De Gaulle’ün saflarına geçiyorlar, diyor.

 

Thorez, her ne kadar sosyalistler, MRP ve Gaullistler arasında iç siyasete bakışları açısından farklılık olsa da, bu partilerin hepsinin Amerika’ya hizmet etmeye olan bağlılıkları konusunda ortaklaştıklarını beyan ediyor.  « Hepsi iş buraya geldiğinde ortaklaşıyorlar. Fransız Sosyalist Partisi’nin yönetimi, Amerikalılar’a boyun eğerken bunu komünistlere karşı duyduğu şiddetli bir nefret ve SSCB’ye karşı olan düşmanlığıyla birleştiriyor. FKP, dokuz komünist parti toplantısından çıkan çizgiye sadakatle, sosyalist yöneticilerin ve Ramadier hükümetinin eleştirisini kararlı bir biçimde geliştirmeye devam ediyor. FKP, sosyalistlerin Amerikan emperyalizminin sadık hizmetkârları olduklarını, en gerici gruplarla ittifak yaptıklarını ve açıkça provokasyona giriştiklerini kitlelere teşhir ediyor. Bu olaylar durumunun son doğrulaması, Beauregard olayları esnasında oldu. Her ne kadar Fransız komünistler, dokuz parti toplantısından çıkan kararlarla tamamen aynı fikirde olsalar da, kimilerinin tereddütleri olduğunun farkındayız. Örneğin, kimi yoldaşlar sosyalistlerin çağrıları ve Laski’nin beyanları karşısında doğruda duramadılar. Son açıklamalarından birinde, Laski, Lenin’in Kornilov’a karşı sözde Kerenski’yi desteklediğini söyledi. »

 

Yoldaş Stalin, bunun doğru olmadığını ve Lenin’in Kerenski’yi hiçbir zaman desteklemediğini söylüyor.

 

Thorez, Fransız Komünist Partisi’nin, Laski’nin beyanlarını yalanladığını ve Lenin’in, Kornilov’a karşı işçi sınıfını harekete geçirirken, bir saniye bile olsun Kerenski’ye kaşrı saldırılarına ara vermediğini gösterdiğini anlatıyor.

 

Yoldaş Stalin bunun doğru olduğunu söylüyor.

 

Thorez, biraz sonra dile getireceği meseleler hakkında Yoldaş Stalin’in fikirlerini almaktan mutluluk duyacağını belirtiyor. Fransa’da, komünistler ve Gaullistler arasında kendini üçüncü bir güç olarak tanıtan bir grubun ortaya çıktığını söylüyor ve bu grubun siyasi bir değerlendirmesini soruyor.

 

Yoldaş Stalin, Fransa’daki gerçekler göz önüne alındığında, var olan güçlerin önce konsolidasyon, ardından da ayrışmalarının birbirini takip edeceğini dile getiriyor. « Elbette komünistler güçlenecekler ama Gaullistler de. Her kim ki savaşla barış arasında, komünistler ve Gaullistler arasında bir yerde durmak ister, prestijini yitirir. Barışın taraftarlarıyla, savaşın taraftarları arasında şeçim yapmak illa ki gerekecektir. Burada endişeye gerek yok. »

 

Yoldaş Stalin, sosyalistlerin yöneticilerinin kim olduklarını soruyor.

 

Thorez, sosyalistlerin yöneticisinin Léon Blum olduğunu söylüyor.

 

Yoldaş Stalin, Sosyalist Parti’nin içerisinde sol bir kanat olup olmadığını soruyor.

 

Thorez, sosyalistlerin sol bir kanadının olduğunu ve Guy Mollet tarafından yönetildiğini belirtiyor. Sosyalistlerin son kongresine kadar, Guy Mollet’nin Ramadier ve Blum’dan daha solda bir tavrının olduğunu söylüyor. Ancak, Lyon kongresinden itibaren Guy Mollet’nin ABD’ye karşı saygılı ve Sovyetler Biriliği’ne karşı düşmanca bir tavır aldığını söylüyor. « Bu nedenle, Guy Mollet ile Léon Blum bu temel meselede uzlaşıyorlar. » Thorez, Guy Mollet ile Léon Blum arasında, Nenni ile Saragat arasında yapılan ayrımın yapılamayacağını söylüyor. « Fransız Komünist Partisi sağa karşı ve soyalistlerin sözde solculuğuna karşı saldırılarını güçlendirdi. Fransız Sosyalist Partisi’nin içinde muhalif grupların olduğu çok belli, ama çok zayıflar. Sol Sosyalistler Franc-Tireur’ü yayınlıyorlar. Bu gazete, iç siyaset meselelerinde, maaşlar, grevler ve işçilerin talepleri konusunda komünistlerden çok daha solda durmaya çalışıyor. Ama öte yandan da, aynı gazete Marshall planını kutluyor. Franc-Tireur, Atlantik Şartı’nı kınıyor. Bu şart her devletin egemenliğinin korunması ilkesini savunuyor. Sosyalistlere göreyse, bu zamanı çoktan geçmiş gerici bir talep. »

 

Yoldaş Stalin, Fransa’daki sosyalistlerin, tıpkı Büyük Britanya’daki İşçi Partisi gibi kendi bünyesinde sol kanatlar ürettiğini söylüyor. «Sol kanatın dikkate aldığı tüm yöneticiler sağın ajanları. Fransa’daki Blum ya da Bevin ya da Büyük Britanya’daki diğerleri kendi parti tabanlarında ciddi bir muhalefetin oluşabileceği riskinin farkındalar. Bu muhalefet üyelerinin komünistlerin tarafına geçmemeleri için sol bir eğilim yaratılıyor. Bu sol, tabandan gelen muhalefeti tatmin etmek için demagoji yapıyor. Bu esnada da, sağcılar parti yönetimini avuçlarını içine alıyorlar ve istedikleri yoldan ilerliyorlar. Bu kalleşlik ve dolandırıcılık sayesinde, halkı kandırıyorlar ki bu sayede bünyelerindeki muhalif üyeler de komünistlerin yanına geçmesin. Eminim muhalefetin içinde samimi ve iyi insanlar vardır, ama muhalefeti onlar yönetmiyorlar. Muhalefet, Zilliacus tarzında insanlar tarafından yönetiliyor. »

 

Yoldaş Molotov, Zilliacus’ün yıllarca İstihbarat Teşkilatı’na ajanlık yaptığını kendisinin bile itiraf ettiğini ekliyor.

 

Yoldaş Stalin, muhalefette dürüst insanlar bulunduğunu ve onlarla yakınlaşma yolunun aranması gerektiğini söylüyor. Fransa’daki ve Büyük Britanya’daki komünistlerin, sol sosyalistlerin yöneticilerini topa tutmaları ve Sosyalist Parti’nin tabanındaki militanlara seslenmeleri gerektiğini ekliyor. Yoldaş Stalin, kendileri mevzu bahis olduğunda da, Troçki’nin Parti’ye soldan saldırdığını ama aynı zamanda da bizzat kendisinin Amerikalılara ve İngilizlere imtiyazlar bağışlanmasını talep ettiğine dikkati çekiyor.

 

Thorez, FKP Merkez Komitesi’nin, dokuz komünist partinin toplantısından çıkan kararların ruhuna uygun bir taktik belirlediğini söylüyor. « Fransız Komünist Partisi, Sosyalist Parti’nin tabanındaki militanlara çağrıda bulunduğunda, Birleşik Halk Cephesi için verilen mücadele ve Direniş hareketinin yönetimi gibi deneyimlerinden faydalanıyor. İşte bu nedenle, FKP Merkez Komitesi, Fransa’nın bağımsızlığı için fabrikalarda birlikler kurmaya karar verdi. Komünist Parti’nin öncülüğünde, bu çalışma için inisiyatifi CGT2 aldı. Komünist Parti, CGT’nin son konferansı esnasında, Marshall Planı’na ve Amerikan emperyalizmine karşı çoğunluğun desteğini elde etmeyi başardı. Bu çoğunluk, Franchon sayesinde ve Saillant’ın desteğiyle elde edildi. Jouhaux azınlıkta kaldı. »

 

Yoldaş Stalin, Saillant’a güvenip güvenilemeyeceğini soruyor.

 

Thorez, şimdiye kadar ellerindeki bulgulardan kendisine çok güvenilmemesi gerektiğini ama ilk defa Saillant’nın bu denli hayati önem taşıyan bir konuda net bir tavır aldığını söylüyor. « Fransa’daki gericiler, tıpkı Amerika ve İngiltere’dekiler gibi, tüm beklentilerini CGT’nin bu konferansına odaklamışlardı çünkü onlara göre konferans bir ayrışma ile sonlanacaktı. Ama bu umutları suya düştü. Bu Fransız Komünist Partisi’nin büyük bir başarısıdır. »

 

Yoldaş Stalin, Jouhaux’nun maskesinin sonunda düştüğünü söylüyor.

 

Thorez, Fransız Komünist Partisi’nin sadece işçilerle çalıştığını ama aynı zamanda köylerde de ülkenin bağımsızlığı için birlikler kurmak istediğini söylüyor.

 

Yoldaş Stalin bunun iyi olacağını söylüyor.

 

Thorez, bu yıl Aralık ayında, ülkenin çeşitli kırsal kesimlerinde farklı yirmi kadar konferansın yer alacağını söylüyor. Bu konferanslar esnasında, köylülerin tüm sıkıntılarını, Fransa’nın bağımsızlığı mücadelesine ve Marshall Planı’na karşı mücadeleye bağlayacaklarını ekliyor.

 

Yoldaş Stalin, Marshall Planı’na karşı olan mücadelede çok ileri gidilmemesi gerektiğini söylüyor. « Yoksa sosyalistler, komünistlerin Amerikalılardan kredi alınmasına karşı olduklarını söyleyeceklerdir. Şöyle cevap vermek gerekir: ‘Hayır, biz buna karşı değiliz.’ Komünistler kredi alınmasına karşı değillerdir ama bu kredilerin Fransa’nın egemenliğini zedelememeleri kaydıyla. Komünistler bu konuda böyle bir tutum almalıdırlar. Bunu köylülere mutlaka bu şekilde anlatmak gerekir. »

 

Thorez, Fransız Komünist Partisi’nin, ülke ekonomisinin birçok sektöründe birlikler kurmaya başladığını söylüyor. « Öyle ki, örneğin, bir tanesi Fransız sinemasının korunmasına yönelik bir birlik. Bu birlik, sinema stüdyoları işçilerini, oyuncuları, müzisyenleri, teknisyenleri ve Blum’un Amerikalılarla imzaladığı şu Fransız sinemasını ortadan kaldıran anlaşmaya karşı cephe alan sinematografi şirketlerinin yöneticilerini bir araya getirdiğini ekliyor. »

 

Yoldaş Stalin bunun iyi olduğunu söylüyor.

 

Thorez, Komünist Partisi’nin otomobil ve havacılık sanayilerinde de benzer işler yapmayı planladığını söylüyor. Bu birliklerde, Amerika ile rekabetten memnun olmayan şirket sahiplerini bile görebiliyoruz, diyor.

 

Yoldaş Stalin, ulusal sanayinin bağımsızlığı için mücadele eden tüm unsurların bu temelde bir araya getirilebileceğini söylüyor.

 

Thorez, savaş öncesinde Fransa’nın otomobil üretiminde ilk sıralarda yer aldığını, şu andaysa, otomobil sanayinin yeniden inşasının çok zorlaştığını zira Fransa’nın Amerikan otomobilleri ile dolu olduğunu ve zayıflamış Fransız sanayisinin Amerikalılarla yarışa giremeyeceğini söylüyor. Thorez, Fransa’nın, doğru bir tabirle, bir zamanlar havacılığın Mekkesi olarak değerlendirildiğini söylüyor. « Ne zaman ki Sanayi Bakanı Komünist Tillon’du, kendisi Fransa’da havacılık sanayisini yeniden inşa etmek ve motor ve uçak üretiminin artırılması için elinden geleni yapıyordu. Ama bugünkü duruma bakacak olursak, bu üretim Fransa’da likide olmak üzere. Eser miktarda. De Gaulle’e gelince havacılık fabrikalarını satmaya hazır olduğunu ilan etti bile. »

 

Stalin Yoldaş, sosyalistlerin yurtlarını sattıklarını söylüyor.

 

Thorez, dokuz partinin toplantısının ardından, gelecekten ziyade geçmişe ait bir konuyu ele alabilmeyi umduğunu söylüyor. « FKP yetersizlikleri ve en önemlisi de Amerikan emperyalizminin planlarını çabuk ve sıkı bir şekilde deşifre edemediği hakkındaki haklı eleştirileri kabul ediyor. Ancak gerçeği söylemek gerekirse, FKP’nin son kongresi tüm dikkatini Amerikan emperyalizminin tehditkâr karakterine verdi. Fransız Komünist Partisi öz eleştirisini veriyor ve eksiklerini gidermeye çalışıyor. Ancak, dokuz partinin toplantısı esnasında, kardeş partilerin temsilcileri, kimi kez haksız yere FKP’yi eleştirdiler. Özellikle, Yugoslav yoldaşlar, Fransız Komünist Partisi’ni Direniş’e geç katılmakla ve Fransa’nın Kurtuluşu esnasındaki kritik süreçte iktidarı halka vermemekle suçladılar. »

 

Thorez, bu eleştirilerin kendisine göre haksız oluklarını söylüyor. Fransız Komünist Partisi’nin kitleleri doğru bilgilendirebilmek ve onları yanıltmamak adına, Yoldaş Stalin’in bu konu hakkındaki fikrini öğrenmeyi çok isteyeceğini dile getiriyor. Thorez, Komünist Partisi’nin henüz daha 1939’da Alman işgaline karşı yurdunu savunarak mücadeleye başlayan ilk parti olduğunu anlatıyor. İşgal altında, Fransız Komünist Partisi’nin Almanlara karşı silahlı mücadelenin başında olduğunu söylüyor. « Komünist Partisi’nin açıktan düşmanı olan de Gaulle bile, İşgal sırasında Komünist Partisi’nin Almanlara karşı direnişi örgütleyen tek kuvvet olduğu gerçeğini inkâr edemiyor. Ağustos 1944’te Fransa’nın kurtuluşunun ardından Fransız Komünist Partisi’nin iktidara el koyamayışı, uluslararası karakter taşıyan birçok sebeple açıklanabilir. O tarihte, Fransız Komünist Partisi bütün çabalarını ikinci bir cephenin bir an önce açılmasına, savaşma gücünün artırılmasına ve Almanya’ya karşı zafer elde edilmesine yönlendiriyordu. Fransız Komünist Partisi silahlı Amerikan ve İngiliz güçlerinin hemen arkasında bulunuyordu. »

 

Yoldaş Stalin, eğer Kızıl Ordu o dönemde Fransa’da olabilmiş olsa tablo çok daha farklı olabilirdi diyor.

 

Thorez, o tarihte de Gaulle’ün, ki kendisi bugünkü prestijini henüz elde etmemişti, Fransız Komünist Partisi’ni silahlı bir hareket haline gelmesi için provoke etmeyi düşlediğini söylüyor. « Ama Komünist Parti bu duruma sürüklenmeye izin vermedi. Ne zayıflamak ne de kendini izole etmek istedi. Parti, halka şu gerici sağcı faşist de Gaulle’ün gerçek yüzünü göstermeyi başardı. » Thorez, Fransız Komünist Partisi’nin elbette hatalar yaptığını söylüyor ama aynı zamanda bu dönem boyunca partinin izlediği genel hattın olabilecek en iyi hat olduğunu da ekliyor.

 

Yoldaş Stalin, o tarihte Fransız komünistlerinin iktidara gelemeyeceklerini dile getiriyor. Gelseler bile, her koşulda kaybedeceklerini zira İngiliz ve Amerikan askerlerinin ülkede bulunduğunu söylüyor.

 

Thorez, Fransız Komünist Partisi’nin başka başlıklarda da eleştirildiğini söylüyor. « Özellikle, kimi Sovyet yoldaşların, çeşitli kongre ve konferanslar sebebiyle Fransa’daki seyahatleri esnasında, gençlerimize, kendilerini neden komünist gençlik diye adlandırmadıklarını sorduklarını biliyoruz. Bu yoldaşlar, Fransız gençlerini neredeyse oportünizmle suçluyor. Bunun ertesinde, gençlik saflarından gelenler içinden birçokları Fransız Komünist Partisi Merkez Komitesi’ne gittiler ve Sovyet yoldaşların Fransız komünist gençliğini eleştirdiklerini söylediler. »

 

Yoldaş Stalin, böyle bir şeyin Sovyet yoldaşlar tarafından dile getirilmesine şaşırdığını söylüyor.     

Thorez, Fransız Komünist Partisi’ni, kendi gençlik örgütünü « Komünist Gençlik » olarak adlandırmamakla eleştirmemek gerektiğini dile getiriyor. Bu sayede, Parti’nin gençlik hareketinin tabanını genişletebildiğini ve şu an itibariyle, 200.000 gencin Parti’nin etkisi altında olduğunu söylüyor. « Benzer bir taktik sayesinde de, Fransız Komünist Partisi, sendika üyelerinden altı milyonunu kendi yanında görebilmiştir. Yine bu taktik sayesinde, çeşitli örgütlerde bir araya gelen beş-altı bin kadar sayıda kadın, bizi izlemektedir. »

 

Yoldaş Stalin, partili olmayanları onlara parti kimliği vermek isteyerek korkutmamak gerektiğini söylüyor. Ancak Komünist Parti’nin birleşik bir cephe kurmak için verdiği mücadele esnasında, hangi güçlerle ittifak kurarsa kursun, propaganda hakkını savunması gerektiğini söylüyor. Bunun vazgeçilemez olduğunu ekliyor. « Fransız Komünistler sosyalistleri koruyup kolladılar ama sosyalistler onları kollamıyorlar. »

 

Yoldaş Stalin, Thorez’e İtalyan komünist yöneticilerle görüşüp görüşmediğini ve İtalyan Komünist Partisi’nin güncel konumunun nasıl değerlendirilmesi gerektiğini soruyor.

 

Thorez, iki kez Ecole’e rastladığını ve beklemeye alınmış kimi sorunları tartıştıklarını söylüyor. « Bu, Molotov Yoldaş Paris’te bulunduğu sırada oldu. İtalyan komünistler, Fransız komünistlerini Yugoslav yoldaşlarından kutlama aldıkları bir sorun hakkında, Trieste meselesindeki tutumlarından dolayı eleştiriyorlar. » Thorez, İtalyan Komünist Partisi’nin iyice büyüdüğünü ve saflarını iyice sıkılaştırdığını söylüyor. Thorez’e göre, kendisinin tek bir şüphesi var, o da İtalyan Komünist Partisi’nin kendi taraftarlarını artırmak adına bir yarışa girişmesi ve bazı prensiplerinden vazgeçmeleri.

 

Yoldaş Stalin şakayla cevap veriyor. « Mussolini onlara iki-üç şeyi anlamaları konusunda yardımcı olmuştu ve eğer Mussolini Fransa’da olsa Fransız komünistlerine de aynı şeyleri gösterebilirdi. »

Yoldaş Stalin, Thorez’e başka İtalyan yoldaşları tanıyıp tanımadığı ve onlar hakkındaki fikirlerini soruyor.

 

Thorez, birçok yeni kişinin İtalyan Komünist Partisi’nin yönetimine geldiğini, gizlilikten yeni çıktıklarını ve kendisinin onları tanımadığını söylüyor. Thorez, kimi yaşlı komünistleri tanıdığını ve özellikle de iyi bir yoldaş olarak değerlendirdiği Long’u, söylüyor. Thorez aynı zamanda D.I. Vittorio’ya ya da rastlamış. Thorez, Fransız Komünist Partisi yöneticilerinin olabildiğince sık İtalyan Komünist Partisi temsilcileriyle bir araya gelmeye çalıştıklarını söylüyor.

 

Yoldaş Stalin, bunun önemli olduğunu ve karşılıklı ziyaretlerin daha sık yapılması gerektiğini dile getiriyor.  Yoldaş Stalin, İspanyol Komünist Partisi’nin ne durumda bulunduğunu, dikkate değer olup olmadığını ve bünyesinde iyi insanlar bulunup bulunmadığını soruyor.

 

Thorez, Dolores Ibarruri’nin Paris’te bulunduğunu ve gayet iyi çalıştığını söylüyor.

 

Yoldaş Stalin, [Ibarruri’nin] İspanya Komünist Partisi’nin ana yöneticisi olup olmadığını ve ondan daha üst seviyede kimsenin bulunup bulunmadığını soruyor.

 

Thorez, komünist partinin yönetiminde İspanya’daki eski cumhuriyetçi hükümette bakanlık yapmış olan Carillo’nun bulunduğunu söylüyor. « Lister kendini kenarda tutuyor. Mije, Madrid’de çalışıyor. » Thorez, Uribe’yi de ispanyol yoldaşlardan sayabileceğimizi ve onun muhteşem bir komünist olduğunu söylüyor. Fransız Komünist Partisi, İspanyol Komünist Partisi’ne çok yardım etti, diye ekliyor.

 

Stalin Yoldaş, İspanyol Komünist Partisi’nin, kendi temsilcilerini dokuz komünist partinin Enformasyon Bürosuna yollayıp yollayamayacaklarını sorduklarını söylüyor. « Bunun çok arzu edilir bir şey olmadığını düşünüyoruz. Yunanlılar da kendi temsilcilerini yollamak istiyorlar. Biz, yalnızca kendilerine geniş işçi kitlelerini çeken ve açık çalışma yapabilen partilerin temsilcilerinin Enformasyon Bürosu’nun nezdinde temsil edilebileceğini düşünüyoruz. »

 

Thorez, dokuz komünist partinin toplantı sonuçları üzerine Duclos’nun İspanyol yoldaşlara ve ayrıca İngiliz komünistlere ve özellikle de Fransa’da bulunan Pollitt’e özel bir rapor sunduğunu söylüyor. Belçikalı yoldaşların da haberinin olduğunu belirtiyor. «İspanyol komünistler, Fransız Komünist Partisi Merkez Komitesi’nin toplantılarında da bulunuyorlar. Ayrıca, birçok mesele hakkında iki parti sekreteri arasında doğrudan görüşmeler sürüyor.»

 

Yoldaş Stalin, bu İspanyollar arasında düşman ajanlar bulunup bulunmadığını soruyor. Onları dikkatle izlemek gerektiğini söylüyor. Yoldaş Stalin, Belçika Komünist Partisi’nin durumunu soruyor.

Thorez, Belçika’daki komünist partinin zayıf olduğunu ama bugün savaş öncesine nazaran çok daha güçlü olduğunu anlatıyor. « Komünist Parti eski yönetimi kendi saygınlığını lekeledi ve bugün yeni yoldaşlarla yer değiştirdi. » Thorez, Belçika Komünist Partisi’ndeki eski yoldaşlardan bazılarını ve özellikle, otuz yıldır Belçikalı komünistlerin saflarında yer alan Lahaut’yu tanıdığını dile getiriyor. Thorez, Belçika Komünist Partisi’nin Fransızca konuşulan bölgelerdeki etkisinin Flamanca konuşulan yerlerdekine nazaran çok daha etkin olmasının ilginç olduğunun altını çiziyor.

 

Yoldaş Stalin, köken üzerinden bakılacak olursa Flamanların, Almanlara daha yakın olduğunu dile getiriyor.

 

Yoldaş Stalin, Thorez’e, İngiliz Komünist Partisi’ndeki durumu nasıl değerlendirdiğini ve İngiliz Komünist Partisi’nin serpilip serpilmediğini sorduyor.

 

Thorez, İngiliz Komünist Partisi’nin büyümek bir yana zayıfladığını söylüyor. « İngiliz Komünist Partisi hala yolunu bulabilmiş değil. İngiliz komünistlerin işçi partisinin tabanının militanlarına hiçbir inançları yok ve kendileri sanki eski bolşeviklermiş gibi bir edayla ortada dolanıp duruyorlar. İngiliz Komünist Partisi, geniş işçi sınıfı kitlelerinden kendini kopardı. » Thorez, Fransız Komünist Partisi’nin İngiliz komünistlere yardım etmeye çalıştığını söylüyor.

 

Yoldaş Stalin, İngiliz komünistlerinin çok sekter davrandıklarına dikkat çekiyor.

 

Thorez, son zamanlarda İngiliz komünistlerinin önlerinde çalışmalarını geliştirebilecekleri iyi imkânlar olduğunu söylüyor. « Kendileri de tıpkı, madenciler sendikası yöneticisi Horner gibi insanlar. Belki siyasi açıdan çok gelişkin bir kişi değil ama dikkat çeken bir yoldaş, sert, direngen, çok sadık ve adanmış. Madenciler üzerinde çok büyük bir otoritesi var. »

 

Yoldaş Stalin, Horner’in Komünist Parti üyesi olup olmadığını soruyor.

 

Thorez, Horner’in İngiliz Komünist Partisi Merkez Komite üyesi olduğunu söylüyor.

 

Yoldaş Motolov, İngiliz komünistlerinin parlamentodaki temsilcilerinin zayıf olduklarını söylüyor.

 

Thorez, Gallacher’nin sıradan bir emektar olduğunu söylüyor. « Lenin daha Komünizmin Çocukluk Hastalığı (Goşizm) adlı kitabında onu eleştiriyordu. O tarihten beridir de neredeyse hiçbir şey öğrenmedi. »

 

Yoldaş Stalin, Gallacher’nin daha bile gerilediğini söylüyor.

 

Thorez, kendisinin Prag üzerinden Moskova’ya geldiğini ve orada Gottwald’la karşılaştığını söylüyor. Eğer mümkünse, bir dahaki sefere Polonyalı yoldaşlarla görşebilmek için Moskova’ya Varşova üzerinden ve bir sonraki sefer de Berlin üzerinden gelmek istediğini belirtiyor.

 

Yoldaş Stalin, Thorez’e bunu pekâlâ yapabileceğini söylüyor.

 

Thorez, Alman yoldaşlarla görüşmeyi çok istediğini belirtiyor. Şu an itibariyle, Alman komünistlerin, kendilerine gösterilecek tüm ilgi alaka konusunda çok hassas olduklarını ve özellikle de Yoldaş Souslov’un, Alman Komünist Partisi Kongresi esnasında orada bulunmasından dolayı çok mutlu olduklarını söylüyor. Pieck ve Grotewohl, Thorez’e Alman Komünist Partisi Kongresi’nde Fransız bir delegasyonun bulunması nedeniyle duydukları memnuniyeti belirten sıcak bir teşekkür mesajı göndermişler.

 

Yoldaş Stalin, Alman komünistlerin her taraftan darbe aldıklarını ve kimsenin onlara şefkat göstermediğini söylüyor. Her türlü ilginin onları mutlu edeceğini sözlerine ekliyor. « Zavallılar öylesine talihsiz bir durumun içine düştüler ki, her şey onların suçu olamaz. »

 

Thorez, Fransa’da yeni bir dergi Démocratie Nouvelle’in yayınlandığını söylüyor.  Mademki Enformasyon Bürosu kendi dergisini yayınlamayı düşünüyor, Thorez Démocratie Nouvelle’in yayınına devam edilip edilmemesi konusunda Stalin’in fikrini merak ediyor.

 

Yoldaş Stalin, resmi anlamda bu derginin kime ait olduğunu soruyor.

 

Thorez, her ne kadar derginin başında birçok farklı partinin temsilcileri bulunsa da, derginin Fransız Komünist Partisi’ne ait olduğunu söylüyor.

 

Yoldaş Stalin, eğer bu derginin demokratik güçlerin birlikteliklerini sağlamada bir yardımı varsa, çalışmanın sürdürülebileceğini söylüyor. Yoldaş Stalin, bu derginin pahalıya mal olup olmadığını soruyor.

 

Thorez, bu derginin basım paralarının çok önemsiz bir miktar olduğunu söylüyor.

 

Yoldaş Stalin, Fransız Komünist Partisi’nin hiçbir zaman PCR(b)3’ye bir yardım için hiç başvurmadığını ve şakayla, durum gösteriyor ki şimdi böyle bir yardıma ihtiyaç var, diyor. Stalin Yoldaş, yardım gereksinimleri olması halinde PCR(b)’nin kimi maddi olanakları olduğunu söylüyor.

Thorez, Fransız Komünist Partisi’nin maddi açından durumunun iyi olduğunu ve ciddi bir birikime sahip olduğunu söylüyor. « Savaş öncesinde, yirmi milyon frankımız vardı. Bugün bu toplam ciddi ölçülerde arttı. »

 

Yoldaş Stalin, Dolores Ibarruri’nin Moskova’da olduğu esnada, İspanyol komünistlerinin herhangi maddi bir yardıma ihtiyacı olup olmadığını ona sorduğunu söylüyor. Kendisi de tıpkı Thorez gibi, İspanyol komünistlerinin hiçbir yardıma ihtiyaçlarının olmadığını söylemiş.

 

Thorez, komünistlerin birçok işletmeye özellikle de Fransa Denizcilik işletmesine sahip olduklarını bildiriyor.

 

Yoldaş Stalin, bunun para getirip getirmediğini soruyor.

 

Thorez, bunun milyonlarca frank getirdiğini söylüyor.

 

Yoldaş Stalin, ne zaman gerekirse gereksin, PCR(b)’nin kendilerinin yardımına koşacağını söylüyor. « Eğer Fransız Komünist Partisi bu yardımı kabul ederse tabî, hiçbir zorunlulukları yok .»

Thorez Yoldaş Stalin’e teşekkür ediyor.

 

Yoldaş Stalin, Yugoslav yoldaşların çok iyi çalıştıklarını söylüyor. « Çok da çalışmaları gerekir zira ülkeleri Kızıl Ordu tarafından kurtarıldı.  Eğer Churchill, bir sene daha Fransa’nın kuzeyinde ikinci bir cephe açma işini geciktirseydi, Kızıl Ordu Fransa’ya kadar gelecekti. » Yoldaş Stalin, Paris’e kadar gelme fikirlerinin olduğunu söylüyor.

 

Thorez, İngiliz ve Amerikalıların Fransa’ya gelme sebeplerinin Almanya’yı yenme amacından ziyade, Batı Avrupa’da güç elde etme isteklerinden kaynaklandığını söylüyor.

 

Yoldaş Stalin, pek tabî ki İngiliz ve Amerikalıların kendilerinin Afrika kıyılarında kalmış olacakken, Kızıl Ordu’nun Paris’i kurtarmasına izin veremeyeceklerini söylüyor. « Onlara göre, bu gerçek bir skandal olurdu .»

 

Thorez, öyle bir durumda Fransız halkının Kızıl Ordu’yu coşkuyla karşılayacağından kesinlikle emin olduğunu söylüyor.

 

Yoldaş Stalin, böyle bir durumda tablo çok daha farklı olabilirdi diyor.

 

Thorez, o koşullarda de Gaulle’ün var olamayacağını sözlerine ekliyor.

 

Yoldaş Stalin, de Gaulle çoktan gitmiş olurdu diyor.

 

Thorez, Yoldaş Stalin’in vaktini fazla almak istemediğini söylüyor.

 

Yoldaş Stalin, Thorez’in hiçbir şekilde onun zamanını almadığını ve bu sıklıkta birbirlerini görmelerinin her zaman mümkün olmadığını söylüyor.

 

 Thorez, Yoldaş Stalin’le görüşme onuruna sahip olmasından dolayı Fransız komünistlerinin kendisiyle gurur duyacaklarını söylüyor. Thorez, her ne kadar kendisi bir Fransız olsa da bir Sovyet yurttaş ruhu taşıdığını belirtiyor.

 

Yoldaş Stalin, ‘Hepimiz komünistiz ve bu zaten her şey demektir’ diyor.

 

Yoldaş Stalin, silahlanma açısında Fransız komünistlerinin ne durumda olduklarını ve silahlanma konusunda ne düşündüklerini soruyor.

 

Thorez, Fransız Komünist Partisi’nin özellikle bu konuyla ilgilenmek üzere Merkez Komite’den iki yoldaşlarına- biri Siyasi Büro, diğeri Merkez Komite’den- tam yetki verdiğini söylüyor. « Birisi, Parti’nin Paris’in işgali esnasındaki eski örgüt sekreteri Lecoeur ve diğeri Tillon, Fransa’daki partizan hareketinin örgütleyicisi. Eski çeteciler arasında faaliyetlerini sürdürüyorlar ve askeri nitelikte örgütler kuruyorlar. Fransız Komünist Partisi, silah ve cephaneyle dolu depoları kamufle etmeyi başardı.»

 

Yoldaş Stalin, düşman karşısında silahsız kalmamak için silahlanmanın ve bir örgütün gerekli olduğunu söylüyor. Komünistlerin saldırıya uğrayabileceklerini ve bu durumda cevap verilmesi gerektiğini de ekliyor. « Farklı durumlar meydana gelebilir. » Yoldaş Stalin, kendilerinin silahları olduğunu ve gerektiğinde tedarik edebileceklerini söylüyor.

 

Yoldaş Stalin, Fransız Komünist Partisiyle sürekli bir iletişim kurmanın, örneğin radyo aracılığıyla, mümkün olup olmadığını soruyor.

 

Yoldaş Suslov, Fransız Komünist Partisiyle hâlihazırda kimi radyo bağlarının olduğunu söylüyor. «Fransızların, Moskova’da yapılandırılmış bir radyoları var. »

 

Thorez, Fransız komünistlerinin birçok radyo istasyonunun olduğunu söylüyor.

 

Yoldaş Stalin, bu radyoların legal mi yoksa gizli yollarla mı yayın yaptıklarını soruyor.

 

Thorez, radyoların gizli yayın yaptıklarını söylüyor. Thorez, Fransız komünistlerinin kimi radyo ekipmanlarını kurtarabildiklerini ekliyor. Şu an itibariyle, Dimitrov Yoldaşla bağlantı kurabilmek için Sofya üzerinden özel bir iletişim bağının tesis edilmeye çalışıldığını söylüyor . « Henüz düzenli olarak kullanılmıyor ama ekipman monte edildi bile. »

 

Yoldaş Stalin, bunun açığa çıkması halinde yedekte bulunan radyo kanallarının olup olmadığını soruyor. Tek bir radyoyla olmaz diyor. Yoldaş Stalin, radyoların şehirden değil ama kırdan yayın yapması gerektiğini söylüyor.

 

Thorez, Fransız komünistlerinin radyolarının banliyölerde bulunduğunu söylüyor. Savaşın sonunda, Fransız komünistleri Moskova’yla bağlantıları için üç adet radyo ekipmanına sahiplermiş.

 

Yoldaş Stalin, bu radyoların alıcı mı yoksa verici mi olduklarını soruyor.

 

Thorez, onaylıyor.

 

Yoldaş Stalin, bu vericilerden hangisinin iyi olduğunu soruyor.

 

Thorez, Fransız vericilerinin Moskova’yla kesintisiz bir ilişki kurmalarını sağladığını söylüyor.

 

Yoldaş Stalin, bir diğer meseleye geçiyor. Fransız komünistlerinin köylüler arasında çalışma yapmasının gerektiğini söylüyor. « Köylülere ilgi göstermemezlik yapılmamalı. Çok önemli bir kuvvet ve yanınızda bulundurmamanız olmaz. Eskiden marksistler köylülere önem vermezlerdi. Bu, geride bırakılması gereken bir yaklaşımdır. »

 

Thorez, Fransız Komünist Partisi’nin ülkenin merkez bölgeleriyle Loire’ın güneyindeki köylüler arasında güçlü bir etkiye sahip olduğunu söylüyor.

 

Yoldaş Stalin bunun iyi olduğunu söylüyor.

 

Thorez, son seçimler esnasında Fransız Komünist Partisi’nin kırda kimi şehirlerden çok daha fazla oy topladığını söylüyor.

 

Yoldaş Stalin, Thorez’e Duclos’nun iyi bir ikinci adam olup olmadığını soruyor.

 

Yoldaş Stalin, Duclos’nun, hiçbir provokasyonun işçi sınıfını silahlı bir kalkışmaya yönlendiremeyeceğine dair parlamento konuşmasının talihsiz bir konuşma olduğunu söylüyor. « Düşmanın zayıflar ve donanımsızlıklar karşısında hiçbir acıması olmayacağını hatırlamak gerekir. »

 

Thorez, Duclos’nun emektar olduğunu ve çok çalıştığını ama kimi zamanlar önceden yeterli bir hazırlık yapmadan parlamentoda söz aldığını söylüyor. İşte bu nedenle kimi kez provoke olduğunu ve söylemeyi öngörmediği şeyler söylediğini de ekliyor.  « Yine de, Duclos iyi, akıllı bir komünisttir. »

 

Yoldaş Molotov, dokuz komünist parti toplantısından çıkan kararların ardından Fransız Komünist Partisi Merkez Komitesi’nde herhangi bir tereddüt yaşanıp yaşanmadığını soruyor.

 

Thorez, böyle tereddütlerin FKP Merkez Komitesi’nde meydana geldiğini söylüyor. « Özellikle de André Marty, yanlış bir tutum almıştır. » Bu durum, Thorez’i şaşırtmıyor zira André Marty, her ne kadar iyi ve devrimci ruhlu bir asker de olsa, meselelere düz mantıkla bakıyor. « Karmaşık durumlar ve ani değişimler karşısında çok kolay kendi yönünü bulamıyor. Bu sefer, dokuz komünist partinin toplantısı üzerine hazırladığı bir raporla merkez komitenin karşısına çıktı ve de Gaulle’ün bir numaralı düşman olduğunu söyledi. » Thorez, kendisinin Marty’e bir numaralı düşmanın Fransa’da ajanları olan ve bu ajanların de Gaulle, MRP ve sosyalistler gibi isimler aldığı Amerikan emperyalizmi olduğunu anlattığını söylüyor.  « Marty’nin yanlış pozisyonu siyasi büroda tartışıldı. Marty bu durumdan pek hoşnut olmadı. Ancak ertesi gün Paris’te yer alan bir komünist örgütler toplantısında söz aldı ve dokuz komünist parti toplantısına dair iyi ve doğru bir konuşma yaptı. » Thorez, Marty’nin disiplinli bir yoldaş olduğunu söylüyor. Ve ne kadar aniden parlarsa parlasın, onu daima sabırla karşılamak gerekir diyor.

 

Thorez, neredeyse seksen yaşına gelmesine karşın Marcel Cachin’in dikkat çeken bir militan olduğunu söylüyor. « Çok enerjik ve aktif bir komünist ama neden Ulusal Meclis’teki dış işleri komisyonunun bir üyesi olmasının tüm dış politikayı yönlendirebileceği anlamına geldiğine inanıyor, bimiyorum. Marcel Cachin, SSCB’nin en iyi dostlarından birisidir. Onun için Ruslar ne derse kutsal kitap sözü gibidir. »

 

Yoldaş Stalin, Cachin’in geçmişteki hastalıkları nüksetmedi mi diye soruyor.

 

Thorez çok mühim olmadıklarını söylüyor.

 

Yoldaş Stalin, Fransız Komünist Partisi’nin saflarında bütün Fransız burjuvazisini grevleriyle korkudan titretmiş Monmousseau yoldaşın olduğunu söylüyor. « Örneğin kendisi genel grev ilan ediyor. Kimse grev yapmıyor ama yine de o ilan etmiş oluyor. »

 

Thorez, Monmousseau’nun Parti’ye kendini adamış birisi olan Franchon’a yakın olduğunu söylüyor. Thorez, genç yoldaşlar arasından kaliteli kadroların çıktığını belirtiyor.  « Aralarından en öne çıkanı Fajon. Henüz 1940 senesinde Ulusal Meclis’te Liebknecht tarzında kusursuz bir konuşma yaptı. Şu anda eğitim ve ideolojik çalışma meseleleriyle ilgileniyor. Raymond Guyot iyi bir yoldaş, kendisi Genç Komünistlerin eski sekreteri. Şu anda Paris’te bir ilçe örgütünün sekreterliğini yapıyor. Genç bir komünist ama çok yetenekli ve şimdiden birçok deneyimi var. »

 

Yoldaş Stalin, kadınların yönetimde yer almaları için teşvik edilip edilmediklerini soruyor.

 

Thorez merkez komiteden yedi-sekiz kadın sayıyor.  « Ama gerçeği söylemek gerekirse, özel bir eylemlilik sergilemiyorlar ve merkez komitenin diğer üyelerinden ayrışmıyorlar da. Yine de kadınlar arasındaki çalışma iyi gidiyor. Moskova’daki antifaşist kadınlar komitesiyle sürekli iletişim içerisindeler. Aralarından Vaillant-Couturier’ye dikkati çekmek gerekir. Çok emektar, çok iyi ve çok becerikli. »

 

Thorez, FKP’nin Merkez Komitesi savaş esnasında çok az hain ya da kaçak belirledi diyor .  « Savaştan önce seçilen merkez komitenin elliden fazla üyesinde sadece dört kişinin hain oldukları ortaya çıktı. Üçü komünistler tarafından öldürüldü, dördüncü kaçmayı başardı. »

 

Thorez, FKP’nin en zayıf noktasının ara yönetici kadroların eksikliği olduğunu dile getiriyor. « Aralarından birçoğu Almanlar tarafından kurşuna dizildi. Savaş esnasında 350 000 komünist Almanlar tarafından kurşuna dizildi. Mücadele konusunda bunca deneyimli, halk cephesinin kuruluşu esnasında faal görev alan komünistleri kaybetmiş olmamız çok üzücü. Bu insanların kalbinde sosyal demokratlara karşı bir nefret alevi yanıyordu. Komünistlerin genç jenerasyonu savaş koşullarından çok farklı koşullarda yetiştiler. Bu nedenle bizlerin çok büyük çabalar sarf etmemiz gerekiyor. »

 

Yoldaş Stalin, parti üyelerinin eğitilmesinin doğru olacağını belirtiyor.

 

Yoldaş Molotov, Franchon’un iyi bir yoldaş olduğunu söylüyor.

 

Thorez, Franchon’un dikkat çeken bir komünist olduğunu söylüyor.  « Parti’nin 1926’dan beri üyesidir. Siyasi büronun da üyesiydi ama CGT yönetimine geçmiş olmasından dolayı siyasi bürodan ayrılması gerekti. Bu meyanda yarı resmi bir şekilde tüm siyasi büro toplantılarına katılıyor. »

 

Thorez, en yakın bir fırsatta Yoldaş Stalin’in Franchon’u ağırlamasını samimi bir şekilde arzuladığını söylüyor. « Franchon, son Mosokova ziyaretinden biraz buruk döndü çünkü hiçbir merkez komite üyesi onu ağırlamamış».

 

Yoldaş Stalin bildiğine göre Franchon’un kimseyi görmeyi talep etmediğini söylüyor.

 

Thorez, Franchon’un sendikalardan Kouznetsov’la görüştüğünü ama hiçbir merkez komite üyesiyle görüşmediğini dile getiriyor.

 

Yoldaş Stalin bunun nasıl olabildiğini soruyor.

 

Thorez, bu durumun Franchon’un kendisinin Yoldaş Stalin ya da Parti yöneticilerinden biriyle görüşme talep etmeye cesaret etmemiş olmasından kaynaklandığını söylüyor.

 

Yoldaş Suslov, iki yıl ince Yoldaş Molotov’un Franchon’la bir görüşme yaptığını söylüyor.

 

Yoldaş Stalin, Franchon’un merkez komite üyelerinden biriyle görüşme arzusunu haber vermesi gerekirdi diyor ve şakayla şöyle ekliyor : « Her türden burjuvayı ağırlıyoruz biz, Franchon’u ağırlamayacağımızı düşünmüyorsunuz sanırım ».

 

Yoldaş Stalin, Pétain’in hayatta olup olmadığını soruyor.

 

Thorez, Pétain’in de Gaulle’ün affı sayesinde hayatta olduğunu söylüyor . 

 

«Kendisi 91 yaşında. »

 

Yoldaş Stalin, Weygand’ın nerede olduğunu soruyor.

 

 Thorez, Weygand Fransa’da yaşıyor diye yanıtlıyor.

 

Yoldaş Stalin, Weygand’ın siyasetle ilgilenip ilgilenmediğini soruyor.

 

Thorez, hiç ilgilenmediğini söylüyor. Zamanında de Gaulle’ün Wegand ve Pétain’in altında hizmet ettiğini ekliyor. Thorez, Moskova’daki Fransız Büyükelçiliği’nde konakladığı esnada, de Gaulle’ün Polonyalılar’a asla hiçbir şey vermeyeceğini zira onları gayet yakından tanıdığını ve Weygand’ın altında hizmet etme onuruna sahipken onları daha da yakından tanıma fırsatının olduğunu söylediğini duymuş.

 

Yoldaş Stalin, de Gaulle’ün kabine başkanının Polonyalı Palewski olduğuna işaret ediyor. İngilizlerin ajanıdır diyor. Churchill, kendi döneminde de Gaulle’ü izlemek için kendi ajanını yerleştirmişti diyor.

Thorez, bugün Fransa’nın Londra Büyükelçisi Massigli’nin de İngilizlerin bir ajanı olduğunu söylüyor. Thorez, bir seferinde de Gaulle’ün Cezayir’de, İngiliz ve Amerikalılar’ın ötmeleri için Sovyetler Birliği’ni öven laflar ettiği bir konuşma yaptığını anlatıyor. Massigli anında tüm Fransa temsilciliklerine başkanın bu cümlelerine önem verilmemesi gerektiğini emreden dair bir telgraf çekiyor. Bu telgrafa, Fransa’nın politikasının, tıpkı eskiden olduğu gibi, İngiliz ve Amerikalılarla ittifaka dayandığını yazıyor. Thorez, Palweski’nin kendisine, Stalin’le Thorez’in tutuklanması hakkında nasıl bir görüşme yaptıklarını anlattığını söylüyor.

 

Yoldaş Stalin böyle bir görüşmenin gerçekleştiğini teyit ediyor. Stalin bu görüşme esnasında, eğer Thorez Fransa’ya gelir gelmez tutuklanacaksa Palewski’den buna gülerek yanıt vermesini istemiş. Palewski şöyle cevap vermiş . « Hadi ama ! ».

 

Franchon, Thorez’in eğer fırsatı olursa Yoldaş Stalin’e şunu anlatmasını istemiş: Franchon, Amerika Birleşik Devletleri’ndeyken bir duruma şahit olmuş. Gerici Amerikalılar, « Kızıllar »a karşı azgın bir kampanya yürütüyorlarmış. Birgün bir Amerikalıya komünist olup olmadığını sormuşlar. Kendisi komünist olmadığını söylemiş. Ama ona, oğlunun adı Joseph olduğuna göre komünistsin sen demişler. « Stalin’in önadını oğlunuza verdiğinize göre siz komünist olmalısınız. »

 

Yoldaş Stalin, ne zaman ki birinde kimi dolarlar peyda olsa o kişi içeriğini yitirir diyor . « Cepler şişer ama kafa boşalır. » Yoldaş Stalin, Thorez’e ne zaman ayrılmayı düşündüğünü soruyor.

 

Thorez, yarın ayrılacağım diyor, 20 Kasım’da. Tek yapması gerekenin pasaport formaliteleri olduğunu söylüyor. Thorez Moskova’daki seyahatinden çok tatmin olduğunu belirtiyor. Ekim’in Otuzuncu Yıl kutlamalarına katılma şansına sahip olduğunu ekliyor. Thorez, SSCB’de bir kral gibi ağırlandığını söylüyor. « Stalin » adlı otomobil fabrikasına çok ilginç bir ziyarette bulunduğunu anlatıyor. Tam yirmi iki sene önce henüz adı AMO’yken bu fabrikayı ziyaret etmiş. O günlerden bu yanda bu fabrika tarafından ne çok yol alındığını fark etmiş.

 

Yoldaş Stalin, SSCB’de sanayinin geliştiğini söylüyor ve Fransa’da durumun nasıl olduğunu soruyor.

 

Thorez, bir yükselme hamlesi döneminin ardından Fransız sanayisinin eğrisinin tekrar aşağıya düştüğünü söylüyor.

 

Yoldaş Stalin, Fransa’da işsizlik durumunu soruyor.

 

Thorez, Fransa’da işsizlik olmadığını söylüyor.

 

Yoldaş Stalin, Fransa’daki işçi sayısını soruyor.

 

Thorez, Fransa’da ulaşım ve demiryolu işçileri dahil toplam on- on bir milyon işçinin olduğunu söylüyor.    

 

Yoldaş Stalin, Fransız metalürjisinin iyileşip iyileşmediğini soruyor.

 

Thorez, metalürjinin çok yavaş iyileştiğini söylüyor. Dökme demir eksikliğinin kendini hissettirdiğini ve kömürün olmadığını belirtiyor. Otomobil endüstrisinin çelik eksikliğinden dolayı çok muzdarip olduğunu da ekliyor. Ayrıca Fransa henüz tüm önemli bacaları tüttürmeyi başaramadı, diyor.

 

Yoldaş Stalin, Fransa’nın yakacak olarak kullanılabilecek taşkömürüne sahip olup olmadığını soruyor.

 

Thorez, az miktarda bulunduğunu söylüyor. Bidault’nun Sarre’ın tekrar Fransa’ya bağlanmasının bu problemi çözeceğini düşünerek hata ettiğini anlatıyor. « Aslında Sarre’da çok az taşkömürü var ve bu da ya olduğu yerde tüketiliyor ya da Alman bölgelerine ihraç ediliyor. Üstelik Sarre’da bulunan taşkömürü yakacak kömür olamıyor ve bu nedenle de Sarre’ın kendisi bile Ruhr’dan kömür ithal ediyor.» Thorez, metalürji sanayinin Lorraine’in kimi bölgelerinde yoğunlaşmaya başladığını ama bu bölgelerin Sarre’la karşılaştırılamayacağını zira onların birbirleriyle yarışabilir olduğunu ama Sarre’ın onların tamamlayıcısı bile olamayacağını söylüyor. 

 

Yoldaş Stalin, kömür rezervi açısından Fransa’nın kuzeyindeki durumu soruyor.

 

Thorez, Fransa’nın savaş öncesine nazaran %20 daha fazla kömür çıkardığını söylüyor. Bunun tek açıklaması madencilerin coşkusudur, diyor. Fransız Komünist Partisi onlara seslenmiş ve daha fazla kömür çıkarmaları için cesaretlendirmiş. « Ancak, kömür işletmelerindeki komünistlerin birçoğunun yönetimlerden çıkarılmalarından dolayı, şu sıralar madenciler arasında bir hoşnutsuzluk görülüyor ve çıkarılan kömürde azalma var. »

 

Yoldaş Stalin, iki yüz ünlü ailenin temsilcilerinin hala yerlerinde durup durmadıklarını soruyor.

 

Thorez, hala Fransa’dalar diyor.  « Maden endüstrisinin devletleştirilmesi ancak rant sistemi korunarak gerçekleştirildi ki bu da devlet bütçesine ciddi anlamda zarar veriyor. Fransa’da dört banka devletleştirildi. Ancak önemli bankalardan ikisi hala özel sektörün elinde. Biri Paris’te bulunuyor ve müdür yardımcısı de Gaulle’ün erkek kardeşi. Fransa Havagazı ve Elektrik İşletmeleri’nin ciddi yatırıma ihtiyacı var. Sermayedarlar, devletleştirilmiş bu işletmelere sermaye yatırımında bulunmuyorlar. »

 

Yoldaş Stalin, elbette bunu istemezler diyor.

 

Thorez, sosyalistlerin Amerikalıların Fransız endüstrisine sermaye yatırımında bulunmaları için her şeyi yaptıklarını söylüyor. Ford Firması Poissonier’ye girmiş. General Electric, Citroen fabrikalarını ele almış. Amerikalı gruplar, Fransa’nın elektrik altyapısının sahipleri haline gelmiş. Amerikalıların, Fransa ekonomisine müdahil olmaları Fransız kolonilerinde ve özellikle Fas’ta, Fransız Ginesi’nde ve Madagaskar ve başka yerlerde bir hayli hızlanmış.

 

Yoldaş Stalin, İngilizlerin, Fransız sanayisine yatırım yapıp yapmadıklarını soruyor.

 

Thorez, İngilizler’den ziyade Amerikalıların yatırım yaptıklarını söylüyor.

 

Yoldaş Stalin, Bizerte’nin en sonunda kimde kaldığını soruyor.

 

Thorez, Bizerte’in Fransızlar’da kaldığını söylüyor.

 

Yoldaş Stalin, Churchill’in bir Bizerte rüyası olduğunu hatırladığını söylüyor. Churchill, kendisi yönetimdeyken İngiliz kanının döküldüğünü ve buna karşılık Bizerte’i almayı istediğini ilan etmiş.

 

 Thorez, Amerikalıların kendilerini Fas’a, İngilizlerinse Tunus’a yerleştirdiğini söylüyor. Cezayir’de çıkarların çarpıştığını ve işlerin karıştığını ekliyor.

 

 Thorez, komünistlerin birçok denizaşırı Fransız toprağında etkilerinin arttığını söylüyor. Örneğin, Martinik ve Guadelup’ta, Karayipler’deki Antil adalarında komünistlerin ulusal meclislerdeki her üç sandalyeden ikisine sahip olduklarını belirtiyor. Kara Afrika’da da komünistlerin geniş bir etkisinin olduğunu ekliyor. Fransız Ulusal Meclisi’nin on iki adet siyah komüniste ev sahipliği yaptığını söylüyor. Reünyon Adası’nda her üç vekilden ikisinin komünist olduğunu ve Cibuti vekilinin komünist olduğunu ekliyor.

 

Thorez, komünistlerin General Petit’yi Fransız Birliği’ndeki temsilcileri olarak tayin ettiklerini söylüyor. Bu general, zamanında Moskova’da askeri ateşe olarak görev yapmış. Sovyetler Birliği’ne yakınlık duymuş ve Fransa’ya döndüğünde, Fransız komünistleriyle iletişime geçmeye çalışmış. « Fransa-SSCB Topluluğu’nun aktif bir üyesi ve Fransız komünistleriyle çok sıkı bağları var. Bu nedenle de tüm görevlerinden alındı ve kızağa çekildi. Şimdi komünistler, kendisine Fransız Birliği’nde temsilcilik görevini verdi. »

 

Yoldaş Stalin, Fransa’nın bir ordusu olup olmadığını soruyor.

 

Thorez, Fransa’nın askerleri olduğunu ama bir ordusunun olmadığını belirtiyor. Fransa’nın bugün toplamda 600 000 asker varmış. Almanya’da, Kuzey Afrika’da, Hindiçin’de ve diğer topraklarda yerleşik vaziyettelermiş. Fransa, Hindiçin’e aslında kendisi için hayati olan şu durumda bile bir tümen yollayamamış. Bu Fransız ordusunun ne derece zayıf olduğunun bir göstergesiymiş. Fransız ordusunun tüm mühimmatı Büyük Britanya’dan geliyormuş.

 

Yoldaş Stalin, Fransa’nın herhangi bir mühimmat üretip üretmediğini soruyor.

 

Thorez, Fransız komünistlerinin Fransa’da mühimmat üretiminin artırılması talebini dile getirdiklerini söylüyor. Ama sosyalistler bunu engellemek için her şeyi yapıyorlarmış. Bir keresinde Thorez bir mühimmat fabrikasını ziyaret etmiş ve orada, işçilerin önünde, demokrasi ve barış için savaşabilmek ve Almanlarla olan savaşın bir an önce bitmesi için daha fazla mühimmat üretmenin şart olduğunu dile getirmiş. Bu söylem, sosyalistler tarafından Thorez’e ve komünistlere karşı çirkin bir kampanya yürütmek için kullanılmış. Sosyalistler, savaşın sonundan itibaren artık hiçbir silaha ihtiyaç kalmayacağını söylemişler. Ama böyle yaparak Fransa’ya kendi silahlarını satmak isteyen İngiliz ve Amerikalıların işlerini kolaylaştırmışlar. Sosyalistler Fransa’daki havacılık sanayinin likide edilmesini savunuyorlarmış.

 

Yoldaş Stalin, ordusuz hangi bağımsızlıktan bahsedilebilir ki diyor. Fransa’nın bir kurmaylar heyeti olup olmadığını soruyor.

 

Thorez, Fransa’da birçok kurmay heyeti olduğunu ve hatta rütbesiz askerden çok general olduğunu söylüyor.

 

Yoldaş Stalin, Fransa’nın hala savaş gemilerinin olup olmadığını soruyor.

 

Thorez, Fransızların hala büyük bir savaş donanması olduğunu söylüyor ve her an kruvazör « Richelieu »nün denize açılma iznine sahip olabileceğini ekliyor.

 

Yoldaş Stalin, bu materyalleri sosyalistlere karşı kullanmak gerektiğini söylüyor. Sosyalistlerin ülkenin silahsızlandırılmasını savunduklarını deşifre etmek gerekir diyor.

 

Thorez, sosyalistlerin uçak gemisi « Columbus »u İngilizler için sızdırdıklarını söylüyor.

 

Yoldaş Stalin, bunun uçaksız bir uçak gemisi olduğunu belirtiyor.

 

Thorez, İtalyanların kendi ordularını tutacaklarını ve Amerikalılar kendi savaş gemilerini İtalyanlara verdiklerinde, İtalyan donanmasının Fransız donanmasından çok daha kuvvetli olacağını söylüyor.

 

Yoldaş Molotov, İtalyanlara bırakılan Amerikan savaş gemilerinin viran edilmiş olduklarını söylüyor.

 

Thorez, bir süre önce General Catroux’ya bir ziyarette bulunduğunu ve ordu hakkında sohbet ettiklerini söylüyor. Thorez, Catroux’ya, Fransa’nın şu an itibariyle sahip olduğu yetenekleri sormuş. Bundan yirmi beş sene önce, Almanlar Fransa’ya kömür vermeyi reddettiği zaman, Poincaré Ruhr’u işgal etmiş.  « Bugün, İngilizler ve Amerikalılar Fransızlara kömür vermedikleri gibi, üstüne Ruhr’un kontrolünü de yasaklıyorlar ve Fransa eli kolu bağlı oturuyor. » Thorez, Catroux’ya, bugün Fransa’nın bundan yirmi beş sene önce Poincaré’nin yaptığını yapamaz halde olduğunu söylemiş. Catroux, Fransa’nın bir ordusunun bulunmadığını ve bunu de Gaulle’e birçok kez söylediğini söylemiş.

 

Yoldaş Stalin, işlerin nasıl tersine döndüğünü görmek ilginç diyor. « Bundan yirmi sene önce, komünistlere vatan haini denilirdi ve bugün yurtlarını tek savunanlar olarak geriye komünistler kaldı. Ülkenin bağımsızlığının sloganı komünistlerindir ve bir tek onlarındır. Onlar bugün ülkelerinin bağımsızlığının en kararlı savunucularıdırlar. Komünistler, kendilerini ülkelerinin onurunun ve gücünün tek savunucuları olarak ilan edebililer. »

 

Thorez, yirmi- yirmi beş senedir sosyalistlerin işçi sınıfına ve komünistlere karşı mücadele ettiğini eklemek istediğini belirtiyor. Bir zamanlar toplumcu-yurtseverler olarak mücadele ettiklerini, bugünse savaşlarını komünistlere ve işçi sınıfına karşı Amerikan emperyalizminin sadık hizmetkarları olarak verdiklerini söylüyor.

 

Yoldaş Stalin, sosyalistlerin alçaldıklarını ama çok alçaldıklarını söylüyor. Yoldaş Stalin, Ramadier’nin pis bir korkak olduğunu ve eskiden onun adından bile söz edilmediğini söylüyor.

 

Thorez, Ramadier küçük bir avukat ve küçük bir taşralı siyasetçidir, diyor. « Bir zamanlar sosyalistti. Sonra, Sosyalist Parti’nin ayrışması esnasında Déat’ın yanında yer aldı. Sosyalist Parti’nin saflarına ise tekrar ancak Fransa’nın Kurtuluşu’nun ardından katıldı. »

 

Yoldaş Stalin, Doriot’ya ne olduğunu soruyor.

 

Thorez, Doriot bir bomba patlamasıyla Almanya’da öldürüldü, diye yanıtlıyor.  « Resmi bir alman üniformasıylaymış ölüm onu bulduğunda. »

 

Yoldaş Stalin şöyle diyor : « Ne salaklık ». Yoldaş Stalin, Almanlar Moskova’ya yaklaştıkları esnada, Doriot’nun sözde Fransız gönüllülerinden oluşan bir birlik kurduğunu söylüyor.

 

Thorez, Doriot’nun hep arkalarda durmaya çalışan bir korkak olduğunu söylüyor.

 

Yoldaş Molotov, Doriot’nun bir Alman casusu olduğunu hatırlatıyor.

 

Thorez, daha 1925’lerde henüz yirmi beş yaşındayken bile Doriot’nun bir dönek olduğunu söylüyor. Polisle bir ağız dalaşı esnasında polisi bir tekmeyle öldürmüş. Tutuklanmış ve serbest bırakılmadan önce sadece sekiz gün hapishanede kalmış.

 

Yoldaş Stalin, tam o dönemde devşirildiğini söylüyor.

 

Thorez, bu olaydan sonra Doriot’nun her konuda FKP’nin Merkez Komitesi’yle zıtlaştığını anlatıyor. 1926 senesinde, Yoldaş Stalin, onunla ilgili davayı özel bir komisyonda çalıştığı esnada, Merkez Komite’ye karşı koymuş. 1927’de Komünist Parti’ye karşı çıkmış. 1929’da Sovyetler Birliği’ne ve Sovyetler Birliği’yle olan dostluk siyasetine. 1934’te faşist tehdit tüm dünyayı esir alırken, Hitler Almanyasını savunmuş. Faşizmin mutlak bir güç olduğunu düşünüyormuş. Doriot, eğer faşizm beni Almanya’ya getirdiyse, tek birini bile atlamadan onu diğer tüm ülkelere götürürüm diyormuş.

 

Yoldaş Molotov, Doriot’nun bir Alman ajanı olduğunu söylüyor.

 

Yoldaş Stalin, Doriot’nun polisler tarafından devşirildiğini sonra da Fransız polisinin kendi ajanını Almanlara verdiğini belirtiyor.

Yoldaş Stalin, Herriot’nun tutumunu soruyor.

 

Thorez, Herriot’nun, ulusal meclisin başkanı ve radikallerin şefi olduğunu söylüyor. « İnançları olan bir adam. Radikallerin işgal esnasında yapılan bir toplantısında, Fransa’nın Sovyetler Birliği’ne karşı doğru bir siyaset gütmediği ve silahlanma konusunda hiçbir endişe taşımadığı için yenildiğini söylediği bir konuşma yaptı. Daladier, ona karşı çıktı ve Rusya’nın Fransa’nın ve Fransa’nın dostu olan Almanya’nın düşmanı olduğunu söyledi. »

 

Yoldaş Stalin, bugün Radikal Parti’nin önemi ne kadar diye soruyor.

 

Thorez, bugün Radikallerin neredeyse hiçbir öneminin kalmadığını söylüyor.

 

Thorez, bir zamanlar Radikaller’e oy veren köylüler bugün MRP’ye uğramadan komünistlere gidiyorlar diyor. « Bu köylüler dinin egemenliğine karşılar ve sıkı yurtseverler. Fransız komünistlerinin Fransa’nın kurtuluşu için verdikleri savaştaki meziyetlerini takdir ediyorlar. »

 

Yoldaş Stalin, « dostumuz Daladier » 1940 senesinde SSCB’ye karşı savaşmak Finlandiya üzerinden üzere birlikler gönderme planları yapıyordu, diyor.

 

Thorez, aynı dönemde Massigli’nin Bakü’yü bombardımana tutma planlarıyla ilgilendiğini söylüyor. Thorez, Yoldaş Molotov’un Massigli’yle karşılaştığını sandığını söylüyor.

 

Yoldaş Molotov, şakayla, birçok arkadaşının olduğunu ve en yakın arkadaşları arasında, son kitabında Molotov’dan çokça bahseden Byrnes olduğunu söylüyor.

 

Yoldaş Stalin, Fransa’da büyük bir yurtsever dalgasının oluşmaya başladığını gözlüyoruz diyor.  « Fransız yönetici sınıfları, devleti ordusuz, donanmasız ve askeri sanayisiz bırakarak öldürdüler. »

Yoldaş Molotov, yurtsever hareketin partiyi, ülkesinin, sinemasının ve diğer ulusal faaliyet alanlarının bağımsızlığını isteyen entelijansiyayla buluşturması gerektiğini söylüyor.

 

Thorez, tıpkı de Gaulle’ün Thorez için yaptığı gibi, komünistlerin her ne kadar yurtsever olduklarını söyleseler de asıl niyetlerinin başka olduğu söylenerek eleştirildiklerini söylüyor.

 

Yoldaş Stalin, de Gaulle’ün kendisini bir general zannettiğini ama bir ordu bile kurmadığını söylüyor.

 

Yoldaş Stalin, General Juin hakkında ne dendiğini soruyor.

 

Thorez, Juin’in kızağa alındığını söylüyor. Thorez, Juin askeri açıdan çok yetenekli bir generaldir diyor. « Tek bir defosu vardır, o da Hitlerciler tarafından serbest bırakılması ve Almanlar tarafından Kara Afrika’da çalışmak üzere gönderilmiş olması. » Juin, askeri açıdan en iyi Fransız generallerinden birisidir. Kızıl Ordu’nun askeri harekât deneyimlerini entegre etmeyi becerdi. Juin, özellikle de İtalya’da Monte-Cassino bölgesindeki operasyonlardan biri esnasında Kızıl Ordu deneyimini kullandı. Thorez’e, neredeyse hiçbir insan kaybı olmadan bir kaleyi almayı başardığını, bunu da her metrekaresinde bir top olan bir bölgede çok büyük miktarda ateşli silah yığınağı yaparak başardıklarını anlatmış. Fransa-SSCB Topluluğu’nun bir toplantısına yapılan müdahale esnasında Juin, Fransa’nın Sovyetler Birliği gibi bir orduya sahip olmasını arzuladığını açıkça beyan etmiş.

 

Yoldaş Stalin, Juin’le de Gaulle arasında ne türden ilişkiler olduğunu soruyor.

 

Thorez, de Gaulle’ün, Juin’in rekabet yaratacağından korktuğunu için onu kızağa aldığını söylüyor.

Yoldaş Stalin, şakayla, de Gaulle’ün tek bir savaşı bile kaybetmediğini söylüyor.

 

Thorez doğruluyor ve bunun sebebi, de Gaulle’ün tek bir savaşa bile katılmamış olmasıdır, diyor.

İzin istedikten sonra, Yoldaş Stalin Thorez’e ve Fransız Komünist Partisi’ne başarılar diliyor.

 

Görüşme 2 saat 30 dakika sürdü.

 

Dipnotlar

  1. Cumhuriyetçi Halkçı Hareket
  2. Genel İşçiler Konfederasyonu
  3. Rusya Komünist Partisi (bolşevik)