Bilgesu Erenus’un Açıklaması

İddianame:

Suçlanan Yazılar ve Yazarlarıyla İlgili…

PKK davası sanıklarından idama mahkum edilen Muzaffer Ayata ile yargılanmaları süren Mustafa Karasu ve Fuat Kav, Diyarbakır Özel Askeri Cezaevi’nden dergimize bir basın açıklaması gönderdiler. Cezaevini ziyarete gelecek basın mensuplarına verilmek isteğiyle hazırlanan bu açıklamanın bazı bölümlerini 12. sayımızda yayınladık. DGM savcılığınca suçlanan yazılarımızdan biri budur.

Toplumsal Kurtuluş çalışanları olarak, güç koşullarda kendini var etme çabasından olan bu tür yazıların sahiplerine sayfalarımızı her zaman açtık, açacağız. Basına ve kamuoyuna özelliğindeki bu yazıya Hukuk Danışmanımız Hüsnü Öndül “Yanmakta olan Oduna demir bir aletle dokunmak” başlığı ile bir giriş yazısı yazdı. Hüsnü Öndül bu yazısında “Yandaki sütunlarda yazılarını okuyacağınız arkadaşların görüşlerini, iki tabu yasak açısından incelemek gerekir diye düşünüyorum” diyor. “Genel olarak devrimci hareketin tarihi, Kürtlerin ve Kürt Halk hareketinin tarihi”. Hüsnü Öndül, “Bağımsızlık, özgürlük, zorunluluk bireyin sorunu olduğu kadar, ulusun, halkın, örgütün ya da sınıfın da sorunudur. Zindan koğuşu veya hücrede olmak engel değil düşünmeye, yetmiyor. Dillendirmek ve kendisini çevreleyen koşullara rağmen bu uğurda mücadele etmek gerekiyor” diye bitiriyor yazısını. Hüsnü Öndül Ankara Barosu avukatlarından. İnsan Hakları Derneği Yönetim Kurulu üyesi ve bir basın açıklamasına yaptığı bu giriş yazısı nedeniyle DGM Savcılığınca suçlanmakta.

Suçlanan yazılardan “Kutup Yıldızı” adını taşıyan da üç imzalı ve dergimizin gene 12. sayısında yer alıyor. Remzi Küçükertan, 36 yıl hapis cezasına hükümlü, Kenan Güngör, Selim Açan ise müebbed. Kutup Yıldızı yazısı, yalnızca hapishanelerdeki ağır koşullarla ilgili değil aynı zamanda da 12 Eylül rejimine karşı başeğmez bir devrimci tavır sergilemek amacıyla başlatılan ölüm orucunda yitirilen Fatih Öktülmüş’ün ardından bir güzellemedir. Kutup Yıldızı’nı güzelleyenleri DGM Savcılığı cezalandırmak istiyor.

Diyarbakır hapishanesinde tüp gaz patlamasından öldüğü bildirilen dört tutuklunun, ölüme düzenledikleri seferin öyküsü de suçlanan yazılarımız arasında. Yazarlarından Mehmet Tanboğa halen Diyarbakır Cezaevinde örgütsel faaliyette bulunmaktan yargılanıyor, İdris Güzel ise aynı nedenle ve Şanlıurfa cezaevinde. Bu toprakların insanlarının yabancısı olmadığımız kararlılığına gene de şaştığımızı ekleyerek, insanın direngenliğine hayranlıkla ama tekrarlanmaması dileğiyle ve büyük bir üzüntüyle yayınladık. Tutuklunun önüne iki seçenek konduğu anlatılıyordu bu yazıda. “Ya ihanet edeceksin, ya ihanet edeceksin” Üçüncü bir yol yoktu ihanet yerine ölümü seçen dört kişinin serüveniydi bu yazıda anlatılanlar ve anlatanlar cezalandırılmak isteniyor.

Toplumsal Kurtuluş çalışanları olarak bizler diyoruz ki; bir insan yaşadığı sürece insan olmanın özünden yoksun bırakılamaz. Tutuklu, idam, müebbed hükümlüsü insandır. Toplumsal Kurtuluş çalışanları olarak bizler diyoruz ki; Türkiye’de tutuklu, idam, müebbed hükümlülerinin yazı yazmalarını, bizim bu yazıları yayınlamamızı engelleyen bir yasa maddesi yoktur. DGM savcılığının iddianame aracılığıyla amacı, hapishanedeki insanı özünün dışına itmektir, onu insanlığından vazgeçirtmek ve bu yolda kendilerini var etmek isteyen başkalarına da gözdağı vermektir.

Güç koşullarda direnen insana hakkı olduğu güzellemeyi yaptığı için suçlanan yazılardan biri de Dönem Yayıncılık adına dergimizin sahipliğini üstlenen Bilgesu Erenus’a ait. “Sorgulayan Türkiye, Sarı Hocanın Portresi ve Yeniden Yazılma İhtiyacındaki Tarih” başlığını taşımakta. Bilgesu Erenus “Duvar Yazıtları” genel başlığında yayınladığı bu dizinin üçüncüsünü Nazım Hikmet ve Hikmet Kıvılcımlı’dan sonra bilim adamı İsmail Beşikçi’ye ayırmış. İsmail Beşikçi hapishanedeki özel eşyaları arasında bulunan İsviçre Yazarlar Birliği Başkanına yazılmış ve postalanmamış bir mektup müsvettesinden dolayı ömrünün ve bilimsel araştırmalarının on yılını hapishanelerde geçirmek zorunda kaldı.” İsmail Beşikçi’nin ödünsüz ve direngen kişiliğinden payımıza düşen onura layık olmalıyız” diye bitirdiği yazısı için Bilgesu Erenus’un cezalandırılması isteniyor.

Yorulmak bilmeyen, sınıf mücadelesi nedeniyle özelde kendi halkına, genelde tüm dünyaya umut ve direnç aşılayan bilim adamı yazarımız Yalçın Küçük ise yazdığı bir yazıdan değil ve neredeyse bir başkası adına tutuklu bulunmakta. İddianame incelendiğinde, Yalçın Küçük’ün dergiye getirdiği dışarıdan postalanmış ve haber niteliğindeki bir yazıda Aziz Nesin’e ait tümceler nedeniyle tutuklu bulunduğu görülecektir bu da Türk Ceza sistemiyle ilgili önemli bir ipucudur. Yalçın Küçük bu çelişkiyi ilk duruşma tarihi olan 18 Agustos’88 de DGM yargıçlarına açıklayacak.

Avrupa Temsilcilerimiz Haluk Yurtsever, 12. sayımızdaki “İşçi sınıfımızın Devrimci Rolü üzerine” başlıklı bilimsel yazısında Türkiye’de ve dünyada işçi sınıfının değişen nesnel konumunun ideolojik mücadelesinin özünü değiştirmediğini vurguluyor ve bu nedenle cezalanması isteniyor. Yurtsever ayrıca yayın yoluyla Kürtçülük ve bölücülük yaptığı şeklinde iddanamede yer almaktadır.

İddianame, şu anda tutuklu bulunan Yazı İşleri Müdürlerimizden Orhan Gökdemir için “göstermelik yazı işleri müdürü” nitelemesi yapıyor ve Dönem Yayıncılık ortaklarının aynı zamanda yazı kurulu gibi davranmasını suçlama nedeni sayıyor. Türkiye’li basının gündelik pratiğinde çokça görülen bu durum Toplumsal Kurtuluş çalışanları bizler için suçlamaya dönüşüyor.

Deneyimli bir eski sendikacı ve Genel Yayın Yönetmenimiz İlhan Akalın dergide haber niteliğinde yer alan “Pen Klüp Kürt Merkezi Kurdu” ve “Frankfurtta 1 Mayıs” yazılarından dolayı cezalandırılmak isteniyor. Oysa bu tür haberler gündelik basında şimdiye dek yer aldı hala da almakta. İlhan Akalın’ın cezalandırılma istemi, TC Ceza sisteminin çifte standart uygulama eğilimine bir örnek daha oluşturmakta.

Toplumsal Kurtuluş çalışanları olarak bizler, iddia taşımayan bu iddianamenin, rejime karşı çıkan tüm devrimcilere Toplumsal Kurtuluş adıyla bir gözdağı vermek ve onları sindirmek amacıyla hazırlandığını biliyor, genel çerçevesi yayın yoluyla Kürtçülük ve bölücülük olan suçlanmamızın bizlerin onuru olduğunu yineliyor, çeşitli suçlanmalardan dolayı içerde tutulan insanların yazarak kendini var etme savaşımın sonuna dek yanında olduğumuzu ve kararlılığımızı vurguluyoruz.

Not ekle
Yükleniyor...
İptal
İşaret/Notlar
Yükleniyor...
İşaretle
Kapat
Okur Giriş

Parolanızı mı unuttunuz
×
Signup

Already have an account? Login
×
Kayıp Parola

×