Giriş

Merhaba,
Türkiye tarihinde bir dönüm noktası olarak anılacağı kesin olan 2013 yılını geride bıraktık. Öncelikle tüm okurlarımıza 2013 kadar dolu ve anlamlı yeni bir yıl diliyoruz.
2014’ün ilk sayısını çeşitli aksaklıklar yüzünden planladığımızdan daha az sayıda yazıyla çıkarmak zorunda kaldık. Eksikleriyle birlikte Gelenek’in 123. sayısında amacımız, şüphesiz Haziran günlerinin belirlediği, 2013’ün bir muhasebesini yapmak. Bu konuda yer verdiğimiz iki genel kapsamlı yazının yanı sıra yargıyı özel olarak ele aldık. 2013’ün son günlerinde olduğu gibi 2014’te de yargı Türkiye’de siyasi mücadelenin en önemli araçlarından biri olmaya devam edecek gibi görünüyor. 2013’ün en “pasif ” aktörünü de unutmadık. Ülke sarsılırken ne yaptığı anlaşılamayan “ana muhalefet partisi” olarak nitelenen CHP’nin bugünkü konumunu, tarihsel gelişimi ile birlikte değerlendiren bir yazıya yer veriyoruz. Barış Derneği ve Adalet İçin Hukukçular’ın birlikte hazırladıkları “Suriye Halkına Karşı İşlenen Savaş Suçları” raporunun da bu muhasebeye önemli bir katkı sunacağına inanıyoruz. 2013’ün muhasebesi tabii ki Haziran’sız yapılamaz. Bu sayımızda Haziran Direnişi hakkında sol adına yapılan değerlendirmeleri eleştirel bir süzgeçten geçirdik.
Geçen sayımızda sosyalist mücadele tarihinden Friedrich Engels’i gündemimize almıştık. Bu sayımızda, ölüm yıldönümünde Lenin’i ve Ekim Devrimi’ni anan bir yazıya yer veriyoruz. 2014’ün ilk gündemlerinden biri yerel seçimler olacak. Ocak sayısıyla biz de bu gündeme bir giriş yapmış olduk; bu sayımızda seçmenlerin oy verme davranışını inceleyen bir yazıyı okuyabilirsiniz.
Yeni yılla birlikte Gelenek’te de bazı değişiklikler yaptık. Dergimiz bundan sonra üç ayda bir çıkacak. Bununla birlikte çok daha doyurucu dosya konuları ile karşınıza çıkmayı planlıyoruz. Nisan sayısında “kent ve mücadele” başlığını ele alacağız. Temmuz sayısının konusu ise “Aydınlanma ve Din” olacak.
İyi okumalar

Marksist Leninist Araştırmalar Merkezi

Sayı 123|Ocak 2014

Güncel Değerlendirmeler / Sosyalist Tavır

Giriş

Merhaba,

Gelenek’in 121. sayısını Haziran Direnişi’ne ayırmıştık. Ve bu konuda düşünmeye ve tartışmaya daha uzun bir süre devam edeceğimizden bahsetmiştik. Görüldüğü üzere, bu sayımızda da yine büyük ölçüde Haziran Direnişi’ne ve onun işaret ettiği olgulara yer verdik.

Aslında 2013 Haziran’ında gerçekleşen toplumsal patlamadan bir süre önce AKP’nin İkinci Cumhuriyet’i kurma çabaları karşısında bir takım toplumsal direnç odaklarının ön plana çıktığından bahsetmeye başlamıştık. Bunlar genel “emekçi” kategorisinin içinde ama belli ölçülerde de ondan ayrışan kadınlar, gençler ve Alevilerden oluşan toplumsal kesimlerdi. Bu üç kategorinin de AKP ile kan uyuşmazlığı söz konusuydu ve bu uyuşmazlık kendisini en güzel şekilde Gezi Parkı direnişinde ortaya koydu. Bu sayıda gençleri, kadınları ve Alevileri, Haziran Direnişi içerisinde sergiledikleri deneyim ve bu deneyimin sosyalizm mücadelesi için sunduğu olanaklar açısından masaya yatırdık. Bununla birlikte Haziran sonrası ortaya çıkan ve Eylül’ün de gelmesiyle kolayca aşılamayacağı hatta AKP iktidarının kendi kendine atlatamayacağı anlaşılan krizi ele aldık ve bu süreçte “yurttaş” ortak paydasının öne çıkmasının getiri ve götürülerini tartıştık.

Krizde olan sadece Türkiye değil. Kaptalizm de dünya ölçeğinde bir türlü aşamadığı bir krizin içerisinde debeleniyor. ABD emperyalizmi Ortadoğu’da bir türlü yeni bir stratejide dikiş tutturamıyor. Bu sayıda Suriye’de içine düştüğü çözümsüzlük üzerinden ABD emperyalizminin krizini ele alıyoruz. Öte yandan emperyalist ülkeleri de kapsayan ekonomik krizi ve emekçiler açısından yarattığı sonuçları inceliyoruz.

Son olarak bu sayımızda iki yıldönümü yazısına yer veriyoruz. Yazılardan birincisi, büyük devrimci ve teorisyen Engels’in biraz gecikmeyle gündeme getirdiğimiz 5 Ağustos’taki ölüm yıldönümü vesilesiyle Engels’e hakettiği önemin verilmemesini ya da yakıştırılan yersiz saptamaları karşısına alıyor. İkinci yazı ise Kasım ayında 96. yıldönümünü kutlayacağımız büyük Ekim Devrimi’ni Türkiye’deki eşzamanlı izdüşümleri ile, o dönemde Türkiye aydınları ve komünistleri üzerindeki etkisi ile gündeme getiriyor.

İyi okumalar…

Marksist Leninist Araştırmalar Merkezi