Plehanov: Narodizmden Bolşevizme

Marksizm, bazı sosyal bilimciler tarafından belli bir yön ve hedef gösterdiği gerekçesiyle “din” düşüncesiyle ilişkilendirilmeye çalışılsa da tarihsel gelişmenin bir anında, son haliyle “gökten inmiş” bir kurallar bütünü ya da dogmalar sistemi değildir. Belirli bir tarihsel dönemde, yine Marksist bir söyleyişle sınıf savaşımlarının belirli bir olgunluk düzeyinde, ayrıca belirli bir mekanda -kaynayan ve sürekli hareket üreten Batı Avrupa’da- ortaya çıkmıştır. Başlangıçta bütün bir Avrupa aydınlar kuşağını etkilediği de söylenemez; ayrıca işçi sınıfı hareketi içinde etkin bir konuma yükselmesi için de uzun bir sürenin geçmesi gerekmiştir. “Bilimsel sosyalizmin 19. yüzyılda gelişimi (…) önce pratik- toplumsal ütopyalar, sonra da “anarşizm” biçiminde ortaya çıkan demokrat çizgiye yönelik tepkilerin olgunlaştırıcılığıyla biçimlendi.”1

Marksizm 18. yüzyıl sonu ve 19. yüzyılda Batı Avrupa’da yaşanan nesnel gelişmeler yanında, köklü bir felsefe ve siyaset geleneği ve bu akımların yetiştirdiği muhalif siyasi kadrolar ile yaşanan bir mücadele içinde biçimlendi. Yüksek entellektüel düzeyleri, siyasi mücadeleye bağlılıkları ve özellikle de bilimsellik vurguları ile Marx ve Engels, burjuvaziye karşı yürütülen mücadelenin bir tür otoriteleri olarak benimsendiler. Siyaset yelpazesinde de, her ne kadar aralarında oldukça net ifade edilebilecek ayrımlar bulunsa da, genellikle anarşizm ile legal marksizm arasında bir eksen üzerinde yer aldılar. Ütopizmin romantik ve sistemsiz, belirli bir sınıfı hedef kitle olarak seçmemiş kendiliğindenci tepkisine karşın bir üretim tarzını tarihsel bağlantıları, belirli bir tarihsel andaki kaçınılmazlığı içinde kaçınılmaz çöküşü ile göstermeye çalıştılar. Çubuğu kelimenin olumlu anlamıyla bilimsellikten yana büktüler…

Marx ve Engels’in çubuğu bilimsellikten yana bükmesi, yani nesnel gelişim verilerinin çok önemsenmesi onların siyaset alanını küçümsediği ya da reddettiği anlamına gelmiyor. Kapital’de çizilen “toplumsal gelişme şeması”nın en gelişkin Batı Avrupa ülkeleri, özellikle de İngiltere için geliştirildiğini Marx kendisi de dile getiriyor. Bu, gelişme şemasının geçerliliğini kuşkusuz ortadan kaldırmıyor. Ancak Avrupa, geri yöreleri de kapsayan bir sınıf mücadeleleri arenasıdır. 1848 devrimleri Almanya’da, bir devrim ithali sayılamayacak denli büyük çalkantı yaratıyor. İktisadi açıdan geri yöreler, ileri ülkeleri hızla yakalamaya yöneliyor, kapitalizm eşitsiz gelişiyor, üstelik siyaset alanı oralarda daha büyük bir kargaşaya ve zenginliğe sahip görünüyor. Siyasal liberalizmin yaratacağı bir denge, kuvvetler ayrımı, Almanya için bile olanaklı görülmüyor.2 Siyasal üstyapı ile kapitalist gelişme arasında bir dengesizlik hüküm sürüyor. Kısaca söylemek gerekirse, somut gelişmeler ve somut “farklılıklar” Marx ve Engels’i, “saf” teoriyi zorlayacak bir dinamizm içinde tutuyor. Marx Kapital’de kendi geliştirdiği modelin sınırlarını çok iyi biliyor ve siyaset alanına girilen her yerde bu sınırlar üzerinde ustaca oynuyor.

Rusya’da Gelişmeler

48 devrimleri ve Paris komünü sonrası Avrupa’da bir durulma ve yerleşme göze çarpıyor. Düzen, sosyal demokrasi alternatifini yaratarak varlığını garanti altına alma çabaları arifesinde. Rusya’da ise siyasal açıdan bir canlanma görülüyor. 19. yüzyılın başından itibaren Avrupa’nın sahne olduğu gelişmeler karşısında Rusya “gericiliğin kalesi” konumundadır. Merkezi otoriteyi korumaya çalışan çarlar ile boyarlar arası mücadele azalmaya başlayınca, Batı ile daha sıkı ilişkiler sonucu Rusya’da bir uyanış başlıyor. Bu da çarların reform düşüncelerini geriye itmelerine yol açıyor. Napolyon savaşları sırasında 1812 Borodino savaşında aldıkları yenilgi sonucu gerileyen Fransız ordusunu Paris’e kadar izleyen Rus askerleri, özellikle de aristokratik kökenli subaylar Batı kültürü ile yakından tanışıyor. 19. yüzyılın ortalarına doğru Rusya’da direnen eski, yerleşik yaşam tarzı ile değişmeye yönelik eğilimler “dinamik bir dinginlik” yaratıyor. “Soylular tabakasının en iyi oğulları” rus devrimci akımını başlatıyor. Değişimin iki yanı mevcut, daha doğrusu iki farklı algıya yol açıyor: Bir ters tepki olarak her türlü değişimin karşısında yer almak, onun varlığını reddetmek ve geçmişe bağlanmak; ikincisi bir değişim saptamak, ama yönü ve sunduğu alternatifleri karşısında çelişkili tutumlar sergilemek. Feodalitenin elinde tutamadığı, artık kendine bağlayamadığı bireylerin, henüz geleneği yaratılmamış bir burjuva düşüncesi ve yaşam tarzına da kendilerini tamamen uydurmaları olanaksız oluyor, bu süreç aydınlar arasında büyük sancılar yaratıyor.

Rus Narodniklerinde romantizm ile gerçekçiliğin harmanlandığı bir tipoloji buluyoruz. Narodizm ile bilimsel sosyalizm arasında yönteme ilişkin bir farklılık var. Narodnik hareketin farklı kesimlerinin paylaştığı ortak ruh halini anlamaya çalışıyorum; karşıma “ütopizm”leri çıkıyor. Daha çok batılı romantiklere benziyorlar gelişme dinamikleri saptanmış, somut, bilimsel bir toplum projesine sahip görünmüyorlar. “Romantikler, geçmişi tanıtırken, çağın tarihsel rengini tam olarak saptayamamışlardır.”3 Yine çok doğru bir saptamayla “geçmiş ile gelecek arasındaki farkı, tarihte yer alan değişmeleri vurgularken, tarihin hareketini neyin belirlediğini bilmiyordu romantikler; geçmiş ile geleceğin karşısında bu kadar şaşkınlığa düşmelerinin ve yaşadıkları zamandaki toplumsal çatışmaların çok tahmini bir görünümünü çözmelerinin nedeni budur.”4 Sistemli ve “bilimsel” düşünmüyorlar, kapitalizm eleştirileri salt etik bir karakter taşıyor.5 Bu çok muğlak, puslu, bulanık ve hatta üzerinde ortaklaşamayacakları bir gözlemden yola çıkarak geliştiriliyor. Kapitalist üretim tarzını eleştiriyor, ama onu açıklamıyor, reddediyorlar. Kapitalist ilişkilerin ortaya koyduğu görüntüler arasındaki nedensel, özsel yanlara karşı kayıtsız görünüyorlar. “Eksik kapitalist üretim koşulları eksik teorilerle karşılanıyor.”6 Burada “eksiklik” tarihsel gelişimin daha geri bir evresinde olunduğunu anlatıyor.

Popülizm Rusya’da 1850’lerde başlayan, 1860 ve 70’lerde tam anlamıyla oluşan bir küçük burjuva akımı. Programlarının temelini çarlığın devrilmesi, toprakların köylüye dağıtılması ve bir özellik olarak da kırda rastlanan komünal mülkiyet biçimlerinin, sosyalizmin çekirdeğini oluşturması düşüncesi belirliyor. Köylücü bir akım ve genelde kapitalist gelişmenin inkarını içeriyor. 1870’lerde Rus popülistleri Marksist düşünceden etkileniyorlar, ancak Rusya’nın diğer uluslardan farklı bir gelişme çizgisi olduğunu düşünüyorlar. Bu kendine-özgü’lük düşüncesi, Narodnik tezlerin hemen hepsinde yer alıyor. Yukarıda ütopik sosyalizm ile narodizm arasında önemli benzerlikler bulunduğuna değinildi. Narodizmin Batı Avrupa’daki ütopyacılıktan ayırt edici bir yönü, kazandığı kitlesel karakterdir. Her iki toplumsal olgu da tamamlanmayan burjuva devrimine ya da kapitalist gelişmenin olumsuzluklarına karşı bir tür burjuva demokrat tepkisellik nesnel temelinde ortaklaşıyor. Rusya’ya burjuvalaşma süreci öncelikle devlet aygıtının modernizasyonuyla ve kültürel düzlemde giriyor. Sürecin taşıyıcılığı işlevini bizzat aristokrasi yerine getiriyor. Her zaman olduğu gibi iki yanlı bir gelişme, bir taraftan modernleşme, diğer taraftansa toplumsal eşitsizlikler, yozlaşmalar ortaya çıkıyor. Her kapitalistleşme süreci kısmen ilericiliğin ideolojik yönüyle, kısmen kapitalistleşmenin yozlaştırıcı etkilerine tepkiyle kendini tanımlayan bir muhalefeti de doğuruyor. Her burjuva demokratik devriminin bırakmaya mahkum olduğu demokrat devrimcilik boşluğu, bu dinamizmi yaratacak burjuvazinin geriliği yüzünden Rusya’da çok geniş bir tabana oturuyor. Burjuva devriminin kendi sınıfsallığıyla tanımlanan ilericiliğinden önce kapitalizmin eşitsizlikçiliği, yozlaştırıcılığı yaşanıyor; bunlar pre-kapitalist sömürü biçimlerinin tahammül edilmez bir çelişki yoğunlaşmasını doğurmasıyla birleşiyor.

Devrimci demokrasi ile bilimsel sosyalizm ilişkisine bir de burada değinmek gerekli. Bilimsel sosyalizmin devrimci demokrasiden sınıf içeriği özünde farklılaştığı, bu yazıda Plehanov’un “kopuşu” çerçevesinde ele alınıyor. Bu, iki akımı birbirinden uzaklaştıran nokta. Bu kadar değil, devrimci demokrasi ile bilimsel sosyalizmin tarihsel temellerinde bir ortaklık var. En sonu, bilimsel sosyalizm de kapitalizme bir tepki olarak gelişiyor. Elbette sonuç ya da görüngülere saplanıp kalmayan, nesnel gelişmeleri kendi projeleri arasında sağlam bir alışveriş ilintisi kuran ve tepkiselliği aşan bir “tepki”. Devrimci demokrasi ile bilimsel sosyalizm aynı sürecin ürünleridir. Birincisi, ikincinin tarih öncesi olmak koşuluyla…

Bilimsel sosyalizm ütopizm ya da devrimci demokrasinin içerisinden ayrışarak doğdu. Doğum ortamını hazır eden devrimci demokrasi, bunun sonrasında siyasal hareketler, örgütler biçiminde deği, bir amorf kütle anlamında bilimsel sosyalizmin dinleyicisi olur. Bu kütleyi teorik araçlarla manipüle etme olanağı artık yoktur; teorik bir hitabet yolu tıkanmıştır. Bilimsel sosyalizm eleştiri aletini kullanarak devrimci demokrat kütleyi değil, tekil hareket ya da bireyleri etkileyebilir. Kütlenin etkilenmesi ise, ancak reel politikanın, sosyalist iktidar mücadelesinin nesnel gücünün hissedilmesiyle mümkün. Tüm bu anlamlarda devrimci demokrasinin bilimsel sosyalizme yalnızca dışsal olduğunu söylemek yetersiz kalıyor. Devrimci demokrasi bir kez ayrışılıp net sınırlar ve tanımlar getirildikten sonra sosyalizm için kitlesel politik etkinlik kurulacak bir zemindir.7

Rusya’da gecikmiş burjuvalaşma sürecinin aydınlar üzerindeki etkisi, feodalizm ve aristokrasiden kopan, nicel anlamda yaygınlaşan, kendisini bağlayacağı bir ilerici sınıf bulamayan özerk entelijansiyanın doğuşu oldu. Bağımsızlaşan, toplumsal çelişkilere karşı entellektüel bir duyarlılık geliştiren bu kesim, kendisi için bir tarihsel misyon tanımlama uğraşına yöneldi. Ütopik sosyalizmde farklı çeşitlemeleri bulunan bu arayış, Rusya’da önce köylüleri hedef kitle olarak seçti. Önce bu denendi. Olmadı, kimi fraksiyonlar kendi öznel güçlerine aşırı ağırlık veren bir anarşizme başvurdular. Ana toplumsal sınıflardan birinin desteğini almadan hareket eden öncünün güçsüzlüğünü gözler önüne serdiler. 8 Ama bir yandan da saygı duyulması gereken “başlarını vura vura parçalama” geleneğini de yaratmış oldular. Bu denemelerin mantıksal gelişimi tarihsel gelişimin ve Batıda üretilen bilimsel bilginin mantığıyla birleştiğinde, Rusya’da bilimsel sosyalist kopuşun eşiğine gelinmiş oldu. Plehanov’da kişilik kazanan Rus marksizmi daha doğumunda sınıfsal tercihleri ve teorik-kültürel birikimiyle oldukça gelişkin bir noktadan yola koyulma şansına sahip oldu. “Bolşevikler aşmakta oldukları popülistlerden köylülük karşısındaki duyarlılıklarını, yoğun saldırı güçlerini ve tertipçi kararlılıklarını ödünç aldı. Bu öğeler olmasaydı, Rusya’da marksizm (…) Batı Avrupa sosyalizminin teorik bir uzantısı olarak kalmaya mahkum olurdu.”9

Marx ve Rusya

Kapital’in yazarı, yani kapitalist gelişmenin dinamiğini bilimsel bir temele oturtmaya çalışan Marx, bir gelişme aşaması olarak kapitalizmin evrenselliği konusunda soyut bir model geliştiriyor. Ancak o günkü somut koşullarda nesnel gelişme açısından bir gerilik sergileyen Rusya, özellikle de devrimci dinamikler anlamında ayaklarını köylülüğe ve kırsal komüne basmak isteyen popülist bir geleneğin varlığı, onu Rusya’ya bakarken bir parantez açmaya ve kırsal komünü, daha sonradan tarihsel gelişimce ispatlanmayacak bir ağırlıkta önemsemeye zorladı. Rusya için kapitalist birikimci bir modele ve Rus liberal düşüncesine karşı çıkan Marx, bir tür eşitsiz gelişme saptaması yapıyor.

Rusya’daki köy komünleri konusunda Vera Zasuliç’e yazdığı mektupta eski Narodnik tezlere benzer bir biçimde “demek ki kapitalist sistemin hazırladığı olumlu katkıları, bu sistemin aşağılayıcı etkilerinden geçmeden edinebilecek durumdadır (…) demek ki o, -köy komünü- modern toplumun yöneldiği ekonomik sistemin doğrudan doğruya başlangıç noktası olabilir ve kendi kendini yok etmekle işe başlamadan deri değiştirebilir.”10 diyor. Marx ayrıca kapitalist sistemin Rus heveslileri eğer öyle bir çözümün teorik olanağını yadsırlarsa onlara Rus kapitalizminin hızlı değişimini örnek göstermek gerekir, diyor. Zasuliç’e 1881’de yazdığı mektupta Rusya’nın kapitalist evreyi yaşamadan atlayarak sosyalizme geçebileceğine inandığını, bu konunun çok büyük kuramsal anlam taşıdığını düşündüğünü söylüyor. Komünist Manifesto’nun 1882 Rusça baskısına önsözde ise sarsılmış olsa da Rusya’da toprak üzerindeki ilkel ortak mülkiyet biçimi obscinalar doğrudan ileri komünist ortak mülkiyet biçimine geçebilir mi, yoksa önce batının tarihsel evrimini mi izlemeli sorusunu ortaya atarak, eğer Rus devrimi, batıda bir proleter devriminin başlangıç işaret olursa ve böylece bu iki devrim birbirini tamamlarsa, bugünkü Rus ortak toprak mülkiyeti, komünist bir gelişmenin başlangıç noktası olabilir diye cevap veriyor.11

Kapital’de geliştirdiği kapitalist birikim süreci şemasının Batı Avrupa ve özellikle de İngiltere için geçerli olduğunu, mekanik bir biçimde her yere uygulanamayacağını, tarihsel ekonomik gelişmenin her toplumda izlediği çizginin kendi koşulları içinde incelenip diğerleriyle bu koşullar göz önüne alınarak karşılaştırılması gerektiğini söylerken Rusya’nın modern bir tarihsel ortamda bulunduğunu, kapitalist üretimin egemen bulunduğu bir dünya pazarına bağlı olduğunu da belirtme gereği duyuyor. Ayrıca bütün bu değerlendirmelerin Rusya’da o zamanlar varolan devrimci hareketlerin gidişine sıkı sıkıya bağlı olduğunu da hatırlatmak gerekiyor.

Plehanov

Rus sosyalizmin babası ve Ne Yapmalı’ya dek en yetkin kişiliklerden biri olan Plehanov, 1856’da doğdu. 1876’da daha sonra Toprak ve Özgürlük örgütü ile birleşen popülist bir siyasi gruba katıldı, aynı yıl Petersburg’da Rusya’nın ilk büyük siyasi kitle gösterisinin yöneticileri arasında yer aldı. “Toprak ve Özgürlük” dergisinde yazılar yazdı, bu dergide yönetici konumuna yükseldi ve popülizmin önde gelen teorisyenlerinden biri oldu. 1879’dan sonra 1880 başından 1881 sonuna dek Axelrod, Zasuliç ve Stefanoviç’le çıkardıkları Kara Paylaşım dergisinde de her tür Blanquizme karşı tavır aldı ve 1880 sonrası Marksizmi benimsedi. 1881’de bir suikast sonucu Çar II. Alexander öldü. Bu olayı izleyen III. Alexander döneminde bir gericilik dalgası içinde popülist hareket ezildi. Narodnizmin bir kısmı 1890 sonrasında liberal bir biçim aldı. Plehanov bu arada 1877 ve 78’de iki kez tutuklandı. 1880’de Avrupa’ya gitti. 1883’te Cenevre’de Zasuliç, Deutsch, Axelrod ve İgnatov’la birlikte ilk Marksist grup olan “Emeğin Kurtuluşu”nu kurdu. 1890’da Engels ile tanıştı. 1895’te Lenin, Emeğin Kurtuluşu grubu ile temas kurmak için yurtdışına çıktı Plehanov’u İsviçre’de ziyaret etti, böylece daha önceleri bir mülteci hareketi olmanın ötesine geçilememişken, ilk kez Rusya içinden devrimci gruplarla düzenli bir ilişki kurulmuş oluyordu. 1898’de bu çevre RSDİP’nin kuruluşunda önemli bir katkı oluşturdu. 1900’de Lenin ve Martov ile Iskra’yı çıkarttı, başyazarlığını ve yayın yönetmenliğini üstlendi. 1903’de 2. Kongre ertesinde önce Bolşeviklerle birlikte hareket etti, sonradan Menşeviklere katıldı. 1905 Aralık ayaklanmasına karşı çıktı. 1909-12’de Bolşevikler içindeki “likidatör” gruba karşı partiyi destekledi, Bolşevik Zviezda dergisine yazı yazdı. 1917 Şubatı’nda Rusya’ya döndükten sonra aktif siyasete katılmadı; devrim için ekonomik koşulların olgunlaşması ve yüksek bir kültür düzeyi gerektiği tezleri ile geride durdu. 1918’de Finlandiya’da öldü.

* * *

Plehanov 1870’lerin sonlarında, Lenin’in 1898’de Rusya’da Kapitalizmin Gelişmesi eseri ile en net cevabı verdiği, kapitalizmin geri Rus ekonomisinin doğal bir eğilimi olarak görülüp görülemeyeceği sorusunu sorar. 1883’de Emeğin Kurtuluşu grubunun ilk yayını olan Sosyalizm ve Siyasi Mücadele’de bir yandan Rus popülistlerinin eleştirisini yaparken, öte yanda sınıf temeline dayalı siyasi mücadeleyi öne çıkartıyor.

Kapital’den, toplumsal düzenin ekonomik gelişme tarafından belirlendiği, toplumun iradeyle değiştirilemeyecek yasalarla yönetildiğini öğreniyor. 1880’lerde işçi sınıfından söz etmenin nesnelliği yokken Plehanov Narodnik-köylücü tezlere karşı duruyor, işçi sınıfı devrimciliğini yüceltiyor. Gelişmenin belli bir aşamasında ticari üretimi kapitalist üretim haline getiren o önüne geçilmez iç diyalektikten popülistlerin haberi yok, Rus anarşistleri halk devriminin iktisadi sonuçları üzerinde durmuyor hattı bazı popülistler iktisadi geriliği devrimin en güvenilir müttefiki olarak görüyorlar.

Plehanov kapitalist gelişmenin henüz başlangıç aşamasında ve geri olduğu bir dönemde Marksizme angaje oluyor. Marksist bilimselliği ve nesnel iktisadi gelişme süreçlerini önemsiyor. Burjuvazi üretici güçleri geliştiriyor, bu da kendine karşı proletaryayı geliştirmek oluyor. Artan yoksulluğu, işçi sınıfının durumunu anlamasına yardım edecektir. Ancak bu ilişkilerin kendilerinin objektif devrimciliği geri halkları ilerleme yoluna sokabilir, diyor.

Köy komünleri konusunda da popülistlerden oldukça farklı görüşlere sahiptir Plehanov. Reformun (1861) köy topluluklarını ve köylü yaşamını değiştirdiğini saptıyor. Tarım komününün devrime sempati duyması için kapitalizm tarafından yıkılması ve köylülerin tarım işçisi haline gelmeleri gerekiyor. Köy toplulukları para ekonomisi ile baş edecek denli güçlü değil, komünizme geçişte etkin değil, edilgin bir role sahip olacaklardır.12 Tüm bu noktalar Plehanov’u Lenin’e bağlıyor. Plehanov her ne kadar “henüz vakit varken” dese de, “ağır basan üretim ilişkileri” ve “temel” sınıf çelişkileri tüm Marksistlerce paylaşılıyor. Ve hiçbir şey, “gelişimin doğal yasası yoluna girmiş” bir ülkenin ilerlemesini durduramaz.13

Plehanov Sosyalizm ve Siyasi Mücadele broşüründe önceki tüm teori ve programların eleştirilmesi gereğini belirtip işe popülizm ile başlıyor. Plehanov’a göre Çernişevski ve ardılları komünal toplum biçiminden, belirli koşullar altında, doğrudan komünist bir toplum biçimine geçebileceği düşüncesinden öncüllerin elverdiğinden daha genel sonuçlar çıkarıyorlar.14 Popülistlerin kullandığı ve bir devrimci misyon verdiği “soyut” halk kavramına, Rus anarşistlerinin modern devletle her tür alışverişi, yani siyaseti reddetmelerine karşı çıkıyor. Plehanov Sosyalizm ve Siyasi Mücadele’de siyasi mücadeleden öncelikle bir sınıf mücadelesini anladığını vurgulamaktadır. Buradan parti düşüncesine ve partinin gerekliliğine geçiliyor.

Eski Proudhoncular ve bazı Rus anarşistleri siyasi müdahalesizlik içindedir. Daha “aktivist” kesimlerde ise hedefsiz bir iradecilik ve “mücadele içinde apolitizm” gözleniyor. Pratik teoriyi aşıyor. Somut bir hedef gösteremeyecek olduktan sonra yıkmakla beklemek arasındaki fark azalıyor. Sınıflı toplumlarda sınıf mücadelesi bir zorunluluk ve ilerletici bir faktördür, siyasi iktidarda hakim sınıfın isteklerini gerçekleştireceği bir alet olarak işlev görüyor. Başlıca özelliği mantığın tutarlığın ve her türlü sistemin yadsınması olan bir program, herhangi bir düzenli eylem biçimi öngörmez.15 Dolayısıyla popülizm Rusya’da reel siyaset alanında bir başarısızlık sergiliyor.

“19. yüzyılın ikinci yarısında Rusya’da kurtuluşu tek başına Narodizmde ya da ılımlı bir Batı Avrupa Marksizminde görenler dışında bu iki düşüncenin çatışmasının özgün bir dinamik yaratacağını sezenler de vardı.”16 Plehanov bunlardan biridir. Marksizmin ve Marksist toplumsal gelişme modelinin siyaseti dışlamadığının bilincindedir. Narodniklerce “batıcılık” ve kapitalizmin gelişimine katkıda bulunmakla suçlanıyor Marksistler. Bu suçlamanın en azından bir kesim için geçerli olmadığı söylenmeli. Plehanov’da her tür birikimciliği reddediyor. “Köycü eğilimin romancı ve hikayecileri bile yazılarında Marksistlere kapitalizmin sadık uşakları olma rolünü veriyorlar. (…) Oysa sosyal demokratlar her zaman işçileri köleleştirmek için burjuvaziyle ittifak yapabilecek durumda olmak şöyle dursun, kapitalist sömürüye karşı ciddi direnme örgütleyebilecek tek gruptur.”17 Narodniklerin “köylüye toprak” türü mutlak talepleri sınıf bilincinin gelişmesini engelliyor. Sosyal demokratlar sınıfı yaratmıyor, sınıf bilincini geliştirmeye hizmet ediyor. Mücadele Plehanov’a göre üstün bir sosyalist şekle işçi sınıfı partisi olmaksızın yükselemeyecektir.

Sonuç Olarak

Lenin Ne Yapmalı’da, sonuç bölümünde Rus sosyal demokrasisinin gelişimini üç döneme ayırıyor. Birinci dönem işçi sınıfı hareketinin yokluğunda teori ve programın gelişme ve pekişme dönemi (1884-94). İki, 1894-98 arası halk yığınlarının atılımı içinde sosyal demokrasi bir siyasal parti olarak görünüyor. Aydın tabaka Narodizmle mücadele ediyor, işçi sınıfı içinde çalışma yapılıyor, genç kadrolar yetişiyor. Bu dönem Legal Marksizm ile bir ittifak dönemidir. “Legal Marksistlerle birleşme bir bakıma Rus sosyal demokratlarının girdikleri gerçekten siyasal ilk ittifaktır.”18 Bolşevizm içinden koptuğu, bir şeyler miras aldığı, geleneğini oluşturan akımlarla birlik ve beraberlik ve ayrışmalar içinde gelişiyor.

Plehanov legal Marksizmle ittifak içinde Narodizmden bir kopuş yaşanan dönemde sosyal demokrat kanadın lideridir. Marksist gelenekten devraldığı nesnelliğin gelişimine vurgu, onda çubuğun eski anarşist-popülist geleneğin tümden yıkılmasından yana bükülmesine yol açıyor. Geçmişten kopuş şiddetle vurgulanıyor. Kopuş bir kez net biçimde gerçekleştikten, sınır çizgileri çekildikten sonra geride kalanları mirasa dahil etmek mümkün hale geliyor. Bunu Lenin fark ediyor. Lenin Narodniklerin gelişiminde bir farklılaşma görüyor. “Rus Narodniklerinin eski teorileri ne kadar hatalı ve hayalci olursa olsun, her durumda liberalizmin karşısındaydı.”19 Lenin eski Rus Narodniklerinin inanç, mücadelecilik ve radikalizmine saygı duyuyor.

Plehanov devrimci demokrasiden kopuşta legal Marksizmle ittifak döneminin simgesidir. Bu siyasal misyon siyasi geleceğini de belirliyor. Lenin Ne Yapmalı’ya kadar Plehanov’un bu misyonuna omuz vermektedir. Bolşevizme açılan yeni dönemde Plehanov’un da siyasal tarihi sona eriyor. Bolşevizm yeni bir kimlik, yeni bir örgüttür, teoride ve politikada bir sıçramadır. Önceki dönemin yükünü en önde sırtlanan Plehanov sıçrayamıyor. “… Her devrenin alışkanlıklar ve çalışma metodları gerektiren kendine özgü nitelikleri vardır. Taktik bir dönemeç bunlardan önemli bir kopmayı gerektirir.”20

Ama Plehanov eski dönemin lideri, simgesi olmakla beraber tipik insanı değildir. Tipik insandan kastedilen belli bir ortalamadır. “Tipik” olan ancak dönemiyle kendisini tanımlayabilir. Plehanov böyle değil. Plehanov bir siyasal konjonktürün “uygun adamı” olmanın çok ötesinde bilimsel sosyalizmin klasikleri listesindedir; yaşadığı tarihte teorinin Rusya değil, Avrupa çapında en önemli taşıyıcılarından biridir. Bu zenginliğini yansıtır da. Sosyalizm ve Siyasi Mücadele broşürü 20 yıl öncesinden Ne Yapmalı’nın sinyallerini verir. Farklarımız Lenin’in temel eserlerine kaynaklık eden siyasal konumlarının ipuçlarını sunar.

Plehanov’un sürecin gerisine düşmesinde temel etkenler arasında teoride eski dönem vurguları, siyasette Batı Avrupa modellerine bir yakınlık mutlaka sayılmalıdır. Ama söz edilen zenginlik Plehanov’un teorik performansının bu açmazlardan daha güçlü olduğu izlenimini bırakıyor. Geriye daha dar anlamda bir örgütsel politikaya uyum gösterememiş olması kalıyor… Bütün bunlar sonucu değiştirmiyor. Plehanov’un derin politik performansı Bolşevizm dönemecinde, erken bir ölümle son buluyor.

Dipnotlar

  1. Çulhaoğlu Metin; Gelenek, 8 Haziran 1987, s.30
  2. Engels; Almanya’da Devrim Karşı Devrim, Birlik yay. s.168
  3. Suçkov; Gerçekliğin Tarihi, Bilim yay. s.74
  4. Suçkov; a.g.e., s.75
  5. Suçkov; a.g.e., s.75
  6. Engels: Ütopik Sosyalizm Bilimsel Sosyalizm, Bilim ve Sosyalizm y., s.60
  7. Narodniklerin, marksizm karşısında bir “alıcı” durumunda olmalarının dar anlamda yorumlanması yanlış olur. Burada sözü edilenin teorik etki olmadığına örnek olarak şu söylenebilir: Narodnikler, Bakuninciler dahil, marksizmi bir ekonomi kuramı saydılar. Sömürü düzenine bir açıklama, artı-değer vb.den ibaret gördüler. Kendi gelişme yollarının Batı Avrupa’dan farklılığı düşüncesi “kendine özgülük” görüşlerinde somutlandı. Marksizmin kendi evrenselliği de, teorinin evrensel olduğu önermesi de bir kenara konuldu.
  8. Deutscher Isaac; Bitmemiş Devrim, Yol yay., s.17
  9. Deutscher: a.g.e., s.19
  10. Marx; Kapitalizm Öncesi Ekonomi Biçimleri, içinde “Vera Zasuliç’e Mektup”, birinci taslak; Sol yay., s.242-43
  11. Marx; Komünist Manifesto; Bilim ve Sosyalizm yay., s.10
  12. Plehanov; “Farklarımız” Sosyalist Siyaset Düşünüş Tarihi içinde, s.353
  13. Plehanov; a.g.e., s.359
  14. Plehanov; a.g.e., s.339
  15. Plehanov; a.g.e., s.355
  16. Çulhaoğlu; Gelenek 8, s.31
  17. Plehanov; a.g.e., s.355
  18. Lenin; Ne Yapmalı, Sol yay., s.26
  19. Lenin; Halkın Dostları Kimlerdir, Sol yay., s.148
  20. Trotskiy: “Ekim Devriminin Öğrettikleri”, Maya yay., s.14
Not ekle
Yükleniyor...
İptal
İşaret/Notlar
Yükleniyor...
İşaretle
Kapat
Okur Giriş

Parolanızı mı unuttunuz
×
Signup

Already have an account? Login
×
Kayıp Parola

×