Çağımızı “kapitalizmden sosyalizme geçiş çağı” olarak adlandıran bir siyasal programın savunucularındanım. Bu program, yakında parti kimliğine kavuşacak. Ve bu arada hep birlikte, yaklaşık beş yıldır “yeni dünya düzeni” denilen “dünya hâli”ni yaşıyoruz. Bu düzende, “sosyalizme geçiş”ten eser yok. Bu düzen, sosyalizmle bağlantıyı, sosyalist kuruluş süreçlerinin tasfiyesi, sosyalist ideoloji ve örgütlenmelere karşı amansız bir saldırı ile...
Gelenek Kitap Dizisinin 28. sayısındaki “Türkiye Kapitalizminin Sorunları: Dün – Yarın” başlıklı yazımda, kaynak ve pazar sorunlarını Türkiye ekonomisinin bunalım dinamiklerini açıklamada iki ana eksen olarak almıştım. Yazı, “daha önce (1960’lı ve 70’li yıllarda) tek sorunu kaynak bulmak olan Türkiye kapitalizminin geleceğinde, bu sorunun yanı sıra pazar ve birikim sorunları da olacaktır” saptaması ile bitiyordu....
Dünyada “iki kutupluluk”un sona ermesi ve sonrasında uluslararası dengelerde ciddi belirsizliklere yol açan gelişmeler, Türkiye burjuvazisi açısından her zaman önemli ağırlığa sahip olmuş olan dış politika alanında da yeni tartışmaları gündeme getirdi. Yeni dünya treninde bu kez iyi bir yer kapmak kaygısıyla, Türk burjuva siyasetçileri bu gündemi birincil sıraya yerleştirdiler. Türkiye kapitalizminin birikmiş sorunları, uluslararası...
Gelenek‘in bu sayısında değişik ülkelerden düzensiz olarak elimize ulaşan bir kaç belgeyi okuyacaksınız. Düzensizlik bu belgelerin elimize ulaşma biçiminden öte uluslararası komünist hareket açısından taşıdıkları önemle de ilişkili bir niteleme. Söz konusu metinlerin tümü, bizim deyimimizle geleneksel solun dışında -çoğunluğu Maocu- geçmişlere sahip hareketlere ait. Bu yazı Gelenek‘in, bugünün Türkiyesi’nde temsil ettiği uluslararası hattın bakış...
Kimler tarafından ne zaman ve hangi gerekçelerle verildikleri pek bilinmeyen bazı yargılar toplumda çok tutulup benimsenebilirler. Örneğin takımını motive etme konusunda Türkiye’de Mustafa Denizli’nin eline su dökecek teknik adam olmadığını, artık futbolla ilgilenmeyenler bile duymuştur. Bedri Baykam’ın ressamlığını kimse bilmese bile, adamın “çağdaşlık simgesi” olduğunu cümle alem öğrenmiştir. ANAP’lı Bülent Akarcalı’nın tam tamına bir “batı...
Türk milliyetçiliğinin kişiliksiz yapısına sevinmek mi gerek? Faşist hareketin “kan kusturup” karşılığında “kan kustuğu” dönemlerdeki eğreti “milliyetçi kabarma”yı bir kenara bırakırsak, 60’lar sonrasında yaşanan tüm gündemlerde milliyetçilik bu ülkede korkak, entrikacı ve kaypak olmuştur. Milliyetçiliğin devlet eliyle beslenip kontrol edildiği onlarca ülke vardır. Ama devletin milliyetçilik tansiyonunu gün gün, saat saat belirlediği ve onu tam...
Önümüzdeki dönemde, sosyalist ideoloji ve dolayısıyla sosyalist hareketin de şekillenmesine damgasını vuracak ne tür temel ideolojik motiflerle karşılaşacağız? 60’lı yıllarda yaşanana benzer biçimde, mevcut tüm sorunların gerek sağ gerekse sol tarafından algılanışını belirleyen ya da en azından önemli oranlarda etkileyen, bir prizma olarak iş gören başat bir ideolojik motif çıkacak mı? Yoksa, sınıfsal ayrışmalara koşut...
Son on yılda edebiyat alanında -belki bir ölçüde şiir ve edebiyatın diğer alanlarından unutulmuş ve umulmadık birkaç örnek hariç tutulacak olursa- iş için ya da salt tanımak amacıyla diyemeyeceğiniz, gerçekten zevk alarak okuduğunuz, içinde yaşadığımız dünyaya, Türkiye’ye, ileriye doğru kendine yol açmaya çalışan bireye dair bir şeyler bulduğunuz ve bu anlamda kendinizi kelimenin gerçek anlamında...
Son bir kaç yıldır, kapitalist sistemin içinde bulunduğu bunalımın derinleştiğini gösteren bir dizi ekonomik veriye rağmen, bunun “sol”un hanesine bir artı olarak geçmediği bir dönem yaşanmakta. Bunun başlıca nedeni reel sosyalist sistemin yaşadığı çözülüş ve sözü edilen bunalımın siyasi sonuçlarının gözlenememesi. Tabii ki bu iki sonuç birbiriyle oldukça ilişkili. Kapitalist ekonominin, problemli bir döneminde, sosyalist...
Renata Engelmann Almanya PDS (Partei Demokratischen Sozialisten-Demokratik Sosyalist Parti) içindeki Komünist Platfom’da yer alıyor. Alınan işçilerinin şu anki durumu hakkındaki gönüşlerini GELENEK‘e anlattı. Şimdi, Demokratik Almanya standartlarına göre “vahşi kapitalizm”i ve onun ayrılmaz parçası işsizlik ve sefaleti yaşıyoruz. Onurlarına yedirememelerine rağmen pek çok (eski Demokratik Almanya vatandaşı) insan yardım derneklerine bağımlı ve yiyecek için para...