SS Kararnameleri’nin bir uygulaması olarak 29.12.1990 tarihinde “toplatma kararı” olmaksızın, “Dergiler Platformu”nun bastırdığı “Özel Sayı”nın polis tarafından keyfi olarak alıkoyulmasını protesto ediyor, bu Özel Sayı’da yayınlanacak olan yazımızı yayınlıyoruz. Türkiye kapitalizmi işçi sınıfı karşısında son 15 yıldır sistemli bir baskı ve yıldırma politikası izledi. Bugün görünüşte bir “demokratikleşme” yaşanıyor. Ancak, “demokratikleşme” işçi sınıfına yönelik baskılar...
Son aylardaki iki gelişme Türkiye’de solun bir bölümünce denenen yeni kültüre uygun yeni politikayı zor durumda bıraktı. Biri Körfez diğeri de Zonguldak’da doruğa çıkan işçi direnişi. Trajikomik bir rastlantı ile öteki bileşenleri de TBKP reformizmine teslim olmuş SBP girişimcilerinin kuruluş başvurusu yapacakları tarih Amerikan emperyalizmince teslim alınmış olan Birleşmiş Milletler’in Irak’a Kuveyt’ten çekilmesi için tanıdığı...
İşçi sınıfı hareketinde birlik sorunu, grevlerin artışı, kamuda toplu pazarlıkların kilitlenmesi ve 12 Eylül’ün attığı ölü toprağından silkinme çıkışlarıyla birlikte gündemin üst sıralarına tırmanmaktadır. Ülkemiz bir daha devletin ve sermayenin yaklaşık 10 yıldır bir topyekün saldırısının hem asıl hedefinin, hem de bu saldırıdan en az yılgınlıkla çıkan sınıfın işçi sınıfı olduğu gerçeğinin su üstüne çıktığı...
BORAN’I ANIYORUZ Geçtiğimiz ay, Türkiye sosyalist hareketinin önde gelen isimlerinden, yıllarını sosyalist mücadeleye adamış bir insanı, Behice Boran’ı yitirdik. Boran’ın 27 Aralık 1975 tarihinde Ankara’da Tüm İktisatçılar Birliği tarafından düzenlenen bir konferansta yaptığı ve Yürüyüş dergisinin 6 Ocak 1976 tarihli 39. sayısında yayınlanan konuşmasını, kendisini bir kez daha saygıyla anarak yayınlıyoruz. Hakim Üretim Biçimi ve...
Her ne kadar şu sıralar kimse üzerine almak istemese de, geleneksel solun kendi içinde bir hesaplaşmayı zorunlu kılan çarpık, geri perspektiflerle yüklü ve meşgul olduğu ifade edildi, ediliyor. Gelenek kitap dizisinde bu zorunluluğun gerekçeleri ve tasviri bir çok çalışmada ele alındı. Bu hesaplaşma sadece siyasal etik açısından kimi günahların sergilenmesinden ibaret olmayıp, ideolojik yetersizliğin ve...
Batı’da entelijansiyanın bir kesimi proletaryaya “elveda” derken, Türkiye’de bir suskunluk ve hareketsizlik döneminin ardından, işçi sınıfının sesini giderek daha çok duyurmaya başladığı gözleniyor. Batı’nın yaşadığı entelektüel darboğazlar her biri “elveda” sözcüğü ile başlayan hüzünlü söylemlerde buluyor ifadesini. “Elveda” başlıkları, sınırlı bir kesimde kalsa bile, yansımasını Türkiye aydınında da buluyor. Aydın, hemen her yerde yanı özelliği...
İnsanlık 21. yüzyıl dönemecine yaklaşıyor. Teknolojik gelişmenin yaşama tanıttığı yenilikler, ilerisi için, umuttan çok korku ve kuşku üretmekte kullanılıyor giderek. Yaşarken, yaşadıklarını abartmaya hep meraklı olmuş insanoğlu, dünyasının görülmemiş ölçüde köklü bir değişim geçirdiğine inanıyor. Bu inançla, geçmişte yarattığı ve en büyük onuru olması gereken kimi ürünlere bile zaman zaman “aşılma” esprisi çerçevesinde küçümseyerek bakabiliyor....
Sanayi devriminden bu yana sınıf ilişkilerini irdeleyen çözümlemeler 18.yy’ın sonundan ilk sosyalist devrime değin, sürekli olgunlaşması beklenen bir birikim oluşturdu. Dünyada 1917’den itibaren yeni bir iktisadi-sosyal sistemin doğmasıyla sınıf mücadeleleri ve sınıf-iktidar ilişkilerine yaklaşımda, Marksist tarih ve ekonomi politiğin geçtiğimiz yüzyılın ortalarında kazandığı ilk ivme, belli ölçülerde daha rafine açılımlara taşındı. Alt üst oluşların kısa...
Bu kadar zavallı olmak gerekir miydi? Yaşadığımız yüzyılda zavallı ve aciz olmanın sınırları var. O sınırların ötesine geçmek çok "reel" nedenlerden olanaklı değil. Ancak Türkiye solu bu sınırları zorlama başarısını büyük bir ustalıkla sürdürüyor. Bizim için ne kadar acı! Türkiye solu, bir kez daha zavallılığa mahkum bir döneme sokulmamalı. Öyle başladı, öyle gitmemeli. Bir anlamda...
İşaret/Notlar
Yükleniyor...
İşaretle
Kapat
Okur Giriş

Parolanızı mı unuttunuz
×
Signup

Already have an account? Login
×
Kayıp Parola

×