Gelenek içeriğinin, bu kitapta da okurlar açısından doyurucu bulunacağı inancımızı dile getirerek başlıyoruz. İlk kitaptaki değerlendirmelerde Türkiye solundaki karmaşık görünüm “geleneksel sol” ve “yeni sol” kavramları ile belirli bir ölçüde yalınlaştırılmaya çalışılmıştı. Kavramların kuramsal düzeyde açılmasının ötesinde, sözü edilen çizgilerin pratik konumlarının ve işlevlerinin sergilenmesiyle açıklığın daha da artacağına inanıyoruz. “Gelenek Gündemi” sürmekte olan sosyalist...
Türkiye solu uzunca bir süredir "sosyalist parti"yi tartışıyor. Yıllar süren bu korunma konjonktürünü kendi öznellikleriyle sınırlı geçiren farklı çevrelerin, bugün ortak bir gündem maddesinde buluşabilmeleri olumlu görülmelidir. "Sosyalist parti" tartışmasını olumlu kılan, katılımın genişliği değil yalnızca. Asıl önemli olan konunun gerçekten bir nesnelliğe, bir ihtiyaca denk düşmesidir. Söz konusu nesnellik ya da boşluk, en genel...
Tarihimize ilişkin anı kitaplarını okur musunuz? Görebildiğim kadarıyla bu tür kitaplarda ortak bir özellik bulunuyor. Geçmişin siyasal kamplaşmalarında belirli bir kesimde ön plana çıkanlar tam tamına karşıt kesimin seçkinlerine yönelik insancıl bir anlama çabası sergiliyorlar. Bu çaba kimi durumlarda aklama girişimlerine de dönüşebiliyor. Anlatılan olaylar ne kadar geride kalmışsa, duyarlılık o kadar artıyor. Yazdıkları anılarda...
Politikada kişiliklerin, giderek evrensel çizgilerin, yaşanan süreç sonunda sahneye çıktıkları momente dönmeleri yazgının en kötüsüdür. Tragedya'nın tanımlayıcı ilkesidir. Öte yandan tragedya tanrısal kahramanlar ve traji-komik figüran kişilikler ve seyirciler yaratır. Zaman zaman sahneye fırlayanlar, eleştirmenler, en çok da müzmin izleyiciler. Türkiye sahnesi, kendine özgü zenginliği ile yukarıda simgeleştirilen her tipolojiyi sergiledi. Türk solunun çoğunluğu ise...
Anlaşılamayan, tuhaf gelen ve bu özellikleri içeriği kat kat aşan biçimselliklerden kaynaklanan kültürel ürünlerin bir ülkede yaygınlık kazanması, kısırlığın ve geriliğin şaşmaz göstergelerinden birisidir. Nerede seviyesizlik ve vulger eğilimler varsa orada, bu durumdan eşrafça rant almaya çalışan kalemler de bulunur. Bunlarda yaratıcılık ilginçlik saplantısına, özgünlük sürprizler oluşturmaya dönüşmüştür. "Zemzem suyuna işemeye" bayılırlar. Yeniliğe meraklı tüketiciye...
Bireyin siyasal inanç taşıması, giderek bu inanç doğrultusunda belirli bir adanma ya da bağlanma pratiği sergilemesi, zaman zaman yoğunlaşan eleştirilere hedef olur. Sözgelimi büyük tarihsel dönüşümlere tanıklık etmiş Avrupa'da bu eleştiriler belirli bir kültürel birikim çerçevesinde yapılır; çoğu kez karşı tarafa saygı borcu varsa, bu yerine getirilir. Hatta o an için savunulan konumun potansiyel açmazlarını...
Bu kadar zavallı olmak gerekir miydi? Yaşadığımız yüzyılda zavallı ve aciz olmanın sınırları var. O sınırların ötesine geçmek çok "reel" nedenlerden olanaklı değil. Ancak Türkiye solu bu sınırları zorlama başarısını büyük bir ustalıkla sürdürüyor. Bizim için ne kadar acı! Türkiye solu, bir kez daha zavallılığa mahkum bir döneme sokulmamalı. Öyle başladı, öyle gitmemeli. Bir anlamda...
Tarihsel birikimin nesnesi olarak bakıldığında insan, yüzyıllardır bir gelişme sürecini yaşıyor. Genel gelişim sürecinin bir parçası, belki de özü olarak insan "düşünmeyi" arıyor, düşünmeyi öğrenmek istiyor: Koşullar oluştukça ya da bu koşulları kendisi yaratabildikçe… Hiç kuşku yok: İnsan, düşünmeyi öğrenmeye yetenekli bir varlık. Düşünce tarihine büyük katkıları olanlar " insan kendinin bilincine varabilen bir varlıktır"...
İşaret/Notlar
Yükleniyor...
İşaretle
Kapat
Okur Giriş

Parolanızı mı unuttunuz
×
Signup

Already have an account? Login
×
Kayıp Parola

×