İlke Dündar Cumhuriyet, siyasal iktidarın veraset usulünün ırsî, meşruiyet dayanağının uhrevî temellere dayanmaması biçimindeki tarihsel kazanımın ürünü olan fakat esas anlamını eşit yurttaşlık idealini gerçekleştirmeye yönelik ve “halk iktidarını çoğaltmaya dönük müdahaleler”de bulan fikirler ve değerler bütünüdür. Doğuştan gelen ve dinî gerekçelerle donatılmış ayrıcalıkların ortadan kaldırılarak insanların devlet karşısında yurttaşlık temelinde eşitlenmesi, bu tarihsel kazanımın...
Büyük Ekim Devrimi’nden öğrenmeye devam ediyoruz. Aradan yüz yılı aşkın zaman geçmesine, Ekim Devrimi’nin doğrudan ürünü, mirasçısı olan Sovyetler Birliği’nde kapitalizme geri dönüşün bile otuz yılı aşmasına karşın, devrim stratejisini ilgilendiren bütün akıl yürütmelerin yolu 1917 Rusya’sından geçiyor. Bu kadarı bile kapitalist restorasyonun Leninizm için yenilgi anlamına gelmediğini göstermez mi? Kuşkusuz kimse tartışırken Bolşevik deneyimi...
Hak ve özgürlükler şu ya da bu burjuva hükümetinin tercihiyle değil, işçi sınıfının örgütlü mücadelesinin sonucu alınır; gerçek ve kalıcı özgürlük ise gelişkin sosyalist demokraside yaşanabilir. Diğeri bir aldatmacadır. Bu nedenle ekmek meselesi özgürlük meselesinin üstündedir. Sömürü varsa özgürlük yoktur. Seçim tarihi yaklaştıkça ve AKP’nin iktidardan düşeceğine dair beklentiler arttıkça ittifaklar konusu daha fazla tartışılmaya...
Dünyada üç yüz milyondan fazla insanın göçmen, sığınmacı, mülteci gibi isimlendirmelerle, doğdukları ülke dışında kendilerine yeni bir yaşam alanı aradığı belirtiliyor.[1] Yoksul, savaşların veya iç çatışmaların olduğu coğrafyalardan daha varsıl ve huzurlu olduğu düşünülen yeni alanlara doğru gerçekleşiyor bu yolculuk. Göç vermek ya da almak dünyanın artan sayıda nüfusunu ve ülkesini etkiliyor artık. Göçü oluşturan...
Garip ve sıra dışı günlerden geçiyoruz. Biraz da tekinsiz. Geçmiştekileri andıran ama daha önce hiç yaşanmamış olaylar, durumlarla geçiyor günler. Bir yandan bu sıra dışılık yeni bir tarihin kıyısında olduğumuzu düşündürüyor, bir yandan da yoruyor, bezdiriyor. Umut, heyecan, tedirginlik ve bezginlik iç içe yaşanıyor. Geçtiğimiz ay içinde daha önce benzeri pek yaşanmamış iki olay gündeme...
Toplum olarak hikâye anlatmaya/dinlemeye okuyup yazmaktan daha büyük bir ilgimizin olduğu söylenebilir. Sözü, bizi sarıp sarmalayan büyülü hikâyeleri, abartarak anlatmayı, abartılı olduğunu bilsek de dinlemeyi seviyoruz. Edebiyat dünyasının, öykücülüğümüzün kaynaklarını Dede Korkut Hikâyeleri’ ne kadar uzatması boşuna değil. Ancak bu kadar uzak bir geçmişten beslenmesine karşın günümüz öykücülüğünün Cumhuriyetin ilk dönemlerinden 1950 kuşağı öykücülerine bu...
Berkun Oya’nın “Bir Başkadır” adlı dizisi, Türkiye’de uzun süredir hiçbir sanatsal yapıtın beceremediği kadar hararetle tartışıldı. Bu tartışmalarda, özellikle diziye soldan yöneltilen eleştirilerin bir kısmında katılmadığım bir yön var, ve bu, aslına bakılırsa, epeydir soldan yapılan sanat eleştirilerinde gözlemlediğim bir sıkıntı. Dolayısıyla, bu yazıyı kaleme almaktaki esas amacım, “Bir Başkadır” dizisinin kendisinden çok, sanat eleştirisinin...
Cumhuriyet’in yıldönümündeyiz, ancak mevcut rejimin 1923’te kurulanla bir ilintisinin kalmadığını görüyoruz. Buna karşın toplumun baskın kanaati 29 Ekim’i kutlanmaya değer saymaya devam ediyor. Bu çelişki biricik olmamakla birlikte gerçekten ilginçtir. Yalnızca bize özgü değil. Aynı durum başka büyük devrimler için de ilgili ülkelerde geçerliliğini koruyor. Fransız Devrimi’nin defalarca o ülkenin egemen güçlerince reddedildiğini biliyoruz. Keza...
Siyaset her şeyden önce bir düşünce eylemi. Evet, sadece düşünmekten ibaret değil, hatta sadece düşünmekten ibaret olduğunu söylemek yanıltıcı olur ama siyaset öncelikle düşünmeyi içeriyor. Yani muhakemeyi, tartıp biçmeyi, irdelemeyi, bazı sonuçlara varmayı, anlamayı, anlamlandırmayı ve seçmeyi. Tabii ki bu süreç oldukça dinamik. Yani sürekli devinen, sürekli değişen bir yanı da var siyasetin. Ama kemikleşmiş,...
Sosyal bilimlerle ilgili bölümlerde siyasi partilerin tanım gereği iktidarı almayı hedefleyen oluşumlar olduğu anlatılırdı sıklıkla. Bu özellikleriyle partiler baskı gruplarından ayrıştırılırdı. Kuşkusuz toplumsal mücadelelere sınıf perspektifiyle bakılmasını engellemek için her tür hileye başvuran, emek-sermaye çelişkisini sonsuza varıncaya kadar yeni eklemelerle çeşitlendirilebilecek başlıklardan birine indirgeyen burjuva ideolojisinin bu tasnifinde sayısız tuzak yer alıyordu. Zaman içinde siyasetin...
İşaret/Notlar
Yükleniyor...
İşaretle
Kapat
Okur Giriş

Parolanızı mı unuttunuz
×
Signup

Already have an account? Login
×
Kayıp Parola

×