Türkiye’de uzunca süredir hep günlük politika konuşuluyor. Toplumun hemen her kesimini ilgilendiren gelişmeler bir bütün olarak ülkenin gündemini belirledi. Bugün, bu yoğun tartışma ortamı bir ölçüde sona ermişe benziyor. Peygamberce sonuçlar henüz ortaya çıkmasa bile görevler belirlendi ve artık “yapılacaklar” bekleniyor. Kuşkusuz politika yine sürecek. Politika bilinen ölçüleriyle, insanları depolitize etmek doğrultusunda kullanılacak. Beklentiler başka...
Yaşadığı tarihsel döneme ve ortama müdahale etme durumundakilerin ilk görevi, bu dönem ve ortamın nesnel koşullarını yeterli düzeyde kavrayabilmektir. Türkiye’nin yakın geçmişinde toplumsal süreçlerin ivme kazandığı bir dönem yaşandı. “Yaşanılanın yaşanıldığı an” her zaman çok boyutlu bir tartışma konusu olmuştur. Ne ölçüde kavranabilir, ne ölçüde kavranamaz? Yaşanılan ana ilişkin bilgilenmede, belirli sınırların ötesine geçilemeyeceği açıktır....
Tarihsel birikimin nesnesi olarak bakıldığında insan, yüzyıllardır bir gelişme sürecini yaşıyor. Genel gelişim sürecinin bir parçası, belki de özü olarak insan "düşünmeyi" arıyor, düşünmeyi öğrenmek istiyor: Koşullar oluştukça ya da bu koşulları kendisi yaratabildikçe… Hiç kuşku yok: İnsan, düşünmeyi öğrenmeye yetenekli bir varlık. Düşünce tarihine büyük katkıları olanlar " insan kendinin bilincine varabilen bir varlıktır"...
İşaret/Notlar
Yükleniyor...
İşaretle
Kapat
Okur Giriş

Parolanızı mı unuttunuz
×
Signup

Already have an account? Login
×
Kayıp Parola

×