Bu yazı iki ay kadar önce Dünya yayınları tarafından basılarak geniş bir dağıtımı yapılan Sosyalizm Programı’nın (Taslak) kimi yönlerine ek açıklıklar getirmeyi amaçlıyor. Hazırlanmasına katkıda bulunanlardan biri olarak, Program metninin kendisini anlatma gücüne sahip olduğuna inanıyorum. Dolayısıyla söz konusu olan, metindeki önermelerin açımlanması değil. Yine bu kısa yazıda amacım, dile getirilmiş ya da muhtemel eleştirilere...
Aşağıdaki soruları çeşitli eğilimlerden sosyalistlere yönelttik. Gelenek’in 38. sayısının teknik hazırlıklarına başlanana kadar elimize yalnızca Emek dergisi yazarlarından Kenan Kalyon’un yanıtı ulaştı. Kalyon’un eleştirilerini aşağıdaki sayfalarda sunuyoruz. Sosyalizm Programı taslağı hazırlanırken program anlayışı olarak belirli tercihler temel alındı. Bu tercihler, metnin “Sunuş” bölümünde de belirtildiği gibi, düzen içi tashihci yaklaşımların, asgari – azami program ayrımının,...
Bu ödül, kuramsal bir konuyu ya da toplumsal bir sorunu marksist açıdan inceleyen özgün araştırmalara verilecektir. Ödül 6.000.000 (altı milyon) liradır. Seçiciler Kurulu’nun değerlendirmesine göre, bu para tek kişiye verilebileceği gibi Kurul’un belirlediği oranlarda en çok üç kişi arasında da paylaştırılabilir. Araştırmalar, çift aralıklı en az 30 (otuz) daktilo sayfası uzunluğunda olmalıdır. Son teslim tarihi,...
Ortada bir mücadele ve çözüm kararlılığı olduğu sürece, Türkiye sosyalist hareketinin sorunlarının hiç çekinmeden deşilmesi kimseyi ürkütmemelidir. Zaman zaman kulağa acı da gelse, böyle bir gerçekçiliğe ihtiyacımız var. Artık önemli bir dönemece gelindi. Bundan böyle hareketin sürükleyiciliğini, değişik sol kuşakların yeni motivasyonlarla belirlenen birliktelikleri yapacaktır. Bu, yeniden belirlenen kararlılıkların yalın, zaman zaman da acımasız gerçeklikler...
Emek, Gelenek, 10 Eylül Yolu ve bir bölüm bağımsız sosyalistin katılımı ile sürdürülmekte olan İşçi Partisi Yolunda Politika adlı yayın ve yayının ötesinde bir işçi partisinin oluşturulması çalışmaları Ekim ayının sonunda yapılan görüşmelerde ortaya çıkan bazı görüş ayrılıkları nedeniyle sona erdi. Bir yasal parti girişiminin katılımcı unsurlardan herhangi birisinin gündeminden bütünüyle düşemeyeceğini bildiğimiz ve bu...
Altıncı yıla giriyoruz. Şöyle geriye dönüp bakıldığında, tek başına “bağımsız” olarak değerlendirilecek bir “yayın” etkinliğinde çok belirgin bir “başarı”dan sözetmekte güçlük çekiyoruz. Bütün diğer parametrelerden uzakta, “iyi bir teori dergisi çıkaracağız” kaygısının egemen olduğu bir uğraşın altıncı yılından sözediyor olsaydık, belki bugün “önemli bir iş yaptık” biçiminde yazmakta zorlanırdık. Ama, önemli bir iş yaptık. Ve...
Yıllardır tartışılıp durulan, yokluğundan şikayet edilen “parti” meselesinde bir eşiğin önündeyiz. Kimi adımların sonuçlarını, ürünleri yakın zamanda herkes görecek. Dolayısıyla ilgili herkes yapılanları, hedeflenenleri somut biçimde, elle tutup gözle görerek değerlendirme fırsatı yakalayacak. Ve elbette bu gözlem ve değerlendirmeler, artık çeşitli dergiler, bu dergilerdeki polemikler, hatta sol dedikodu kulislerinden “kurtulacak”. Süreç yakın bir zamanda kendi...
Türkiye solu, bu kez alışılan kesimlerin dışına taşan bir ölçekte “yasal parti” konusunu gündemine alıyor. Böylelikle bundan yaklaşık 5 yıl önce sınırlı çevrelerde tartışılmaya başlanan “yasal parti”nin, şu anda bir dizi değişik “moment”te ele alınmaya başlandığını görüyoruz. Bu momentlerden birisinde Sosyalist Parti vardır. Kurulma sürecini tamamlamış olan bu parti, maocu çerçeveyi aşabilecek teorik, programatik araçlara...
Türkiye’de solun en önemli güncel görevlerinden birinin yeni bir marksist ekol yaratmak olduğuna inanıyorum. Bu kolay iş değildir. Aynı anda farklı alanlara yayılan çok boyutlu hamleleri gerektirir. Ama, Türkiye sosyalist hareketinin ayakları üstünde dikilmesi ancak bu yöndeki çabalarla mümkün olacaktır. Konuyu zihinlerde oluşabilecek bazı temel soruların yanıtlanması şeklinde ele alıp öyle deşmek istiyorum. Başka deyişle...
2000’e Doğru Dergisi’nin 1 Eylül 1991 tarihli sayısında Sovyetler Birliği’ndeki son gelişmeler üzerine bir tartışma var. Tartışmacıların birisi Yalçın Küçük, diğerleri Sadun Aren ve Doğu Perinçek. Y. Küçük’e şöyle bir soru yöneltiliyor: “- Bu Yeltsin nereden çıktı? Gökten zembille mi indi? SBKP Politbürosu’nun üyesiydi.” Y. Küçük’ün cevabı inanılmaz ama şöyle: “Sovyetler Birliği’nde bu tür insanlar...