Giriş Marksistler açısından devlet sorunsalı, devletin hangi gelişme ve nedenlerin sonucu olarak ortaya çıktığı, modern toplumda hangi ihtiyaç ve işlevleri karşıladığı, hangi koşul ve ilerlemelerle sönebileceği ve siyasal devrim ve toplumsal kurtuluş hedefleri bağlamında devlete nasıl yaklaşılacağı sorularında odaklaşmaktadır. Devlet hem son derece somut, elle tutulur maddi bir olgu, hem de son derece soyut ve...
Osmanlıca, neden anlaşılmaz bir dildi? Çünkü halkın bu dili anlaması istenmiyordu. “Saray dili” nin, daha doğrusu devlet dilinin halk dilinden ayrıştırılması, son derece bilinçli bir tercihtir. Bilgisiz halk, kolay yönetilir.Okuryazarlık oranının çok düşük olduğu bir ülkede, eğitim verilen küçük bir azınlığa gündelik konuşma dilinden farklı bir dil öğretilip bu dille yazmaları sağlandığında, hem halk “yukarıda”...
Marksistler uzun yıllar boyunca “mekanik”, “tek yönlü”, “deterministik” bir tarih anlayışını savunmakla suçlandılar. Marksizm, insanoğlunun daha önceden belirlenmiş basamaklardan geçerek sosyalizme gitmek zorunda olduğunu savunuyordu ve marksizmin sınıflı toplumların gelişimi için önerdiği şema kabul edilemezdi. Marksistler de elbette bu eleştirilere kayıtsız kalmadı. Oldukça geniş bir yelpazede de olsa bu “suçlamalar” yanıtlandı. Sonra bu tartışma kapanır...
Marksist literatürde “işçi sorunu” türünden bir başlıkla karşılaşılmaz. Bir alt başlık olarak, sözgelimi “sendikalar sorunu”na veya “işyeri komiteleri sorununa” da sık rastladığımızı söyleyemeyiz. Bu doğaldır. Çünkü marksizm teorik ve pratik düzlemlerde işçi sınıfını merkeze koymuştur. Merkeze konan “sorun” olmaz; sorun yaratır veya sorunlara müdahale eder. Bu anlamda sosyalist devrim mücadelesinde işçi sınıfının iki temel sorunu...
Bundan on beş yıl kadar önce karşılaştık “yeni” kavramı ile. Yenilenmek gerekiyordu yeni düşünce konseptine sarılmak yeni politik kültüre yaslanmak kısacası yepyeni bir şey haline gelmek gerekiyordu. Bu işte bir bit yeniği vardı. Çünkü “yeni” diye tutturanlar ilaç niyetine tek bir “yeni” fikir ortaya atmıyordu. İlk zamanlar, umudumuzu kırmadık belli ki bu bir kızıştırma taktiği...
Sosyalist devrimcilik, bugünün dünyasında, yalnızca farklı devrim stratejileri arasında en “ileri” olanı savunmak anlamına gelmiyor. Sosyalist devrim perspektifi, güncel gelişmeleri doğru yorumlamak ve doğru tavır alabilmek için de vazgeçilmez hale geldi. Bunu görmek için, 11 Eylül sonrasında yazılıp çizilenlere bakmak bile yeterli olabiliyor. Dünya ölçeğindeki tüm diğer “sarsıcı” olaylar gibi 11 Eylül de, farklı siyasal...
Devrim… Marksist ayaklanma kuramı ile ilgili yazıyı planlamaya başladığımda, yazacağım yazıyamutlaka “devrim” sözcüğüyle başlamam gerektiğini düsündüm. Girişi bunun nedenlerinikısaca açıklamaya çalışarak yapmak doğru olacak. En önemlisi ve ilk yazılması gereken, uzunca bir süredir toplumsal alanda geniş bir etkisiolan “böyle gelmiş böyle gider” anlayışının hakimiyetini yitiriyor oluşudur. Uzun bir süregeniş toplumsal kesimler içinde en yaygın ortak...
Parlamenter demokrasi tarihinin üç uzun yüzyılı skandalların bozulmaların aldatmacaların en bayağı entrikaların ve seçim hilelerinin art arda dizilişinden başka bir şey değildir. Buna rağmen kapitalist bir toplumdaki “demokrasinin kusurları”ndan söz etmek hiçbir burjuva politikacı ya da gazetecinin aklının ucundan dahi geçmemiştir. Yine de parlamenter burjuva demokrasisi feodal mutlakçılığa göre tarihsel bir ilerlemeyi temsil ediyordu. Parlamenter...
  Yunanistan Komünist Partisi’nin evsahipliği yaptığı “Parti ve Sendikalar” konulu uluslararası toplantıya, dünyanın değişik bölgelerinden 60’ı aşkın komünist ya da işçi partisi katıldı. Sosyalist İktidar Partisi’ni Kemal Okuyan ve Uğur İşlek’in temsil ettiği toplantıda konuya ilişkin çok sayıda tebliğ sunuldu. Okuyan ve aynı zamanda Sınıf Tavrı Dergisi Genel Yayın Yönetmeni olan İşlek, Atina’da çok sayıda...
Güncelin baskısı her zaman komünistleri üzecek değil ya… Bu kez güncel liberal solcularımız üzerinde sıkı bir markaj uyguluyor, onlara nefes aldırmıyor. Emperyalizm ve emperyalist örgütlenmeleri merkeze koyan bir Gelenek çıkarmaya karar verdikten kısa bir süre sonra hiçbir teorik çalışmanın, hiçbir marksist analizin elde edemeyeceği kadar kesin bir sonuç, bizzat Türkiye kapitalizminin emperyalist dünya içerisindeki serüveninde...
İşaret/Notlar
Yükleniyor...
İşaretle
Kapat
Okur Giriş

Parolanızı mı unuttunuz
×
Signup

Already have an account? Login
×
Kayıp Parola

×