İki Temmuz Bindokuzyüzdoksanüç… Gericiliği de onun önünü açanları da ona yataklık eden bu kalleş düzeni de unutmayacağız… Ne de yitirdiğimiz dostlarımızı kardeşlerimizi… Bu sayımızın ağırlıklı konusu dinci gericilik. Birbirini tamamlayan yeni çalışmalar için zemin oluşturduğuna inandığımız yazıların ilgi uyandıracağını düşünüyoruz. Siyasal gündeme dair yazı Fazilet Partisi’nin kapatılmasıyla birlikte ortaya çıkan “yeni gerici” aktörü karşı devrim-devrim...
Marx en az Fransa üçlemesi kadar değerli ve keyifli Neue Rheinische Zeitung yazılarından birisinde şöyle diyor: “Burjuvazinin ticari ve endüstriyel kesimleri kendilerini karşı-devrimin kollarına atıyorlar. Sanki karşı-devrim devrimin uvertürü değilmiş gibi…” (Marx; 21 Ocak 1849) Şaşırtıcı gelebilir. Çünkü sınıflar mücadelesi tarihi, devrim ve karşı-devrimin aynı momentin zıt kutupları olduğunu söyler. Karşı-devrimlerin “gerçekleşmeyen” ya da “gerçekleştirilemeyen”...
  Fazilet Partisi kapatıldı da, bir kez daha gördük kimin ne olduğunu… Ufuk Uras demokrasiye giden yolun partiler mezarlığından geçmediğini söyledi. Ecevit üzülmüştü. Mümtaz Soysal bir TV kanalında sıcağı sıcağına soruya maruz kaldığında yurt dışında idi ve mahkeme sonucunu da bu vesileyle öğrenince “kambura yattı”: Siyasetçi kimliğini ellemedi ve cebinden “Anayasa hukukçusu” kartını çıkarttı öyle...
  Bizim marksist ya da ilerici aydınlarımızın bir bölümü (büyük bir bölümü demek yaralayıcı olacak) neden aydınlanmacılıktan bu kadar korkuyorlar? Hadi peşin hüküm vermeyelim, “cılık” demeyelim de daha kategorik bir kavram kullanalım; “Aydınlanma” neden onlar için kopulması gereken bir dönem? Marksistten ve aydından söz ediyoruz. Kendisine bahşedilen “ışık tutucu” sıfatın kaynağındaki bir büyük mücadeleye bu...
Dinci gericilik, Türkiye solunun politik, ideolojik mücadelesinde ve uzantısı olarak toplumsal hareket alanında her zaman anlamlı bir yer kaplamıştır. Ancak, bu kavga alanının bir tarafını solun “sosyal demokrat” ve “ulusal sol” bölmelerinin kaplayagelmiş olması ironiktir. Kimi zaman emperyalist hesapların ürünü olarak palazlandırılan, kimi zamansa karşı devrimci yığışmanın içinde toplumsallaşma kanalları yakalayabilen dinci gericilik, -bir olgu...
  İkinci Dünya Savaşı’ndan itibaren bugünkü Avrupa Birliğini oluşturan dinamiklerin gelişimini değerlendirir misiniz?.. Özellikle ekonomik durum, sosyal haklar gibi kategoriler çerçevesinde. Bir de ABnin kalkış noktalarıyla bugünkü genişleme tercihlerini karşılaştırır mısınız? Evet Avrupa Birliği’nin Roma Anlaşması’na hatta ondan önce Kömür Çelik Birliği’ne kadar uzanan 50 yıllık bir tarihi var. Kömür Çelik Birliği’nin mantığında Almanya’daki kömür...
Bu yazı, başlığının da söylediği gibi, daha çok bir giriş yazısı. Türkiye ekonomisinin güncel krizinin farklı boyutları, Gelenek’in önümüzdeki sayılarında ayrıntılı olarak tartışılacak. Bunun bir “gecikme” anlamına geleceği düşünülebilir. Ama birincisi, eğer Türkiye ekonomisine borsacılar gibi at gözlükleriyle bakmayacaksak, krizi tarihsel bağlamına yerleştirmemiz gerekiyor. İkincisi, Türkiye kapitalizminin bugünkü krizi, anlık bir kesintiden ibaret değil. Krizin...
  Türkiye, yeni yoluna arızalı bir motorla devam edecek Egemen sınıfın tüm kesimlerinden “deniz bitti” sözünü duymak mümkün hale geldi. Artık neredeyse mafya bile bu sözleri sarf edebilir cesarette. Türkiye’nin enflasyondan vazgeçme ve paylaşımı, üretim artışının önünü kesmeyecek biçimde yeniden düzenleme operasyonuna giriştiği, bu operasyonda da krizi, kriz yönetimini, emperyalist merkezlerin yönetim ve yönlendirme aygıtlarını...
  “Zaman zaman gözleri sıkıntıya, yorgunluğa benzer bir şeyle bulanıyordu; ama yalnız çehresinin değil bütün varlığının hakim ve devamlı ifadesi olan rehaveti, ne yorgunluk, ne de sıkıntı bir an olsun bozabiliyordu. Gözlerinde, gülüşünde, başının, ellerinin her hareketinde rahat, açık, temiz bir ruhun ifadesi parlıyordu. Kayıtsız ve sathi bir göz Oblomov’a şöyle bir bakar ve ‘iyi...
  Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP), uzunca bir aradan sonra, “sol siyasette gündem” başlıklı bir makalenin kendisine ayrılmasını hak etti. Yalnız bu yazı, ÖDP’nin son dönemdeki bir politik açılımının değerlendirmesiyle ilgili bir yazı olmayacak. ÖDP bir süredir siyasal ve örgütsel olarak kilitlenmiş durumda. Bu yazıyı gerekli kılan, ÖDP’nin yola çıkış öncüllerini oluşturan siyasal ve örgütsel...
İşaret/Notlar
Yükleniyor...
İşaretle
Kapat
Okur Giriş

Parolanızı mı unuttunuz
×
Signup

Already have an account? Login
×
Kayıp Parola

×