Türkiye burjuvazisinin dış politika gündeminde üç temel başlık var: Kıbrıs, Avrupa Birliği (AB) ve Irak. Birbiriyle bağlantılı bu üç başlıkta son derece önemli gelişmeler yaşanıyor. Türk ve Kürt emekçileri yoksullukla boğuşurken, bir yandan bu meselelerin kendi gelecekleriyle ne tür bir ilgisi olduğunu anlamaya çalışıyorlar. Başlıklardan ikisi kabaca Türkiye’nin Irak’a ve Avrupa Birliği’ne girip girmeyeceği sorularında...
Bundan üç ay önce “dost” sorulara yanıt vererek başlamıştık. Şimdi Türkiye Komünist Partisi’ne (TKP) hoş geldin derken, yeni ve yine “dost” sorularla devam edebiliriz. Bu bir yazı dizisi olarak da görülebilir. “Sosyalizm Mücadelesinin Neresindeyiz” ile başlayan ve henüz bağlanmamış olan bir “iç muhasebe” denemesi… Bu iç muhasebenin sonuçlarının yalnızca Sosyalist İktidar Partisi (SİP) ve ardılı...
11 Kasım günü Sosyalist İktidar Partisi’nin (SİP) Olağanüstü Kongre ile Türkiye Komünist Partisi adını benimsemesi gerek Kongrede ve sonrasında yaptığımız konuşmalarda gerekse kimi yayın organlarında yazılı olarak ele alındı. 1993’ten 2001’e yani sekiz yıl boyunca SİP’in “İ”sini doğru telaffuz etmeyi başaramayan günlük basın bile bu kez verdiği haberlerin kontrollü kısalığına karşılık meselenin özünü karıştırmamayı başardı....
Sosyalist İktidar Partisi 11 Kasım 2001 tarihinde Ankara’da gerçekleştirdiği Olağanüstü Kongre ile ismini değiştirerek Türkiye Komünist Partisi (TKP) adını aldı. Bu tarihi günde Parti’nin aldığı kararları Kongrede yapılan konuşmaları ve gönderilen mesajları yayımlıyoruz... Kongre kararları                     Türkiye Komünist Partisi Merkez Komitesi Kongre çalışmaları doğrultusunda aşağıdaki kararları Türkiye...
Birçok kentte olduğu gibi Mersin’de de eylem yapan esnaf topluluğu oldukça dağınık ve disiplinsiz biçimde kent merkezindeki meydanda toplanmaya başlıyor. Kalabalıktan ürken Mersin Ticaret Odası yöneticileri eylemi kısa bir konuşmanın ardından bir an önce bitirmek istiyorlar ve atılan sloganları engellemeye çalışıyorlar. Bunun üzerine Mersin polisi onların yanına geliyor ve “niye slogan attırmıyorsunuz bırakın atsınlar içlerini...
Kapitalizm dünya çapında hızla yeni bir resesyon dalgasının içine düşerken yaklaşan krizin nedenleri konusunda pek çok tartışma yürütülüyor. Krizin ipuçlarına veya sonuçlarına tek başına belli ülkelerdeki verilere bakarak yaklaşmak bir takım sorunları beraberinde getiriyor çünkü krizin görüntüsü tek tek bakıldığında ülkelerin özgün dinamikleri gereği çok farklı olabiliyor. Dolayısıyla dünya ekonomisinin krizine dair daha sağlıklı bir...
“Bu savaşın tarafları başını dünyanın tek egemeni olmak isteyen ABD’nin çektiği Atlantik emperyalizmi ile içinde Çin Rusya ve öncü güç olarak Türkiye’nin bulunduğu Avrasya bloğudur.”1 Bu satırları okuduktan sonra devam etmeye gerek var mı Çin ile Rusya’nın ABD’ye karşı bir blok oluşturup oluşturmadıkları bir yana Türkiye’nin bu blokta “öncü güç” olarak yer aldığı iddiasını ciddiye...
Yazının başlığında ifade edilenleri “ortalama insan bilen insan ve solcu insan için” diye kategorilere ayırmak istiyorum. Tabi “biz komünistler için” nelerin değişip nelerin değişmediği de yazıda değerlendirilecek. Ortalama insanı dev propaganda mekanizmaları tarafından eblehleştirilmiş ve çaresizliğe itilmiş pasif konumdaki “kitleler” olarak tarif edebiliriz. Bu kategoride kendisine dayatılana “inanma” “ikna olma” “benimseme” gibi yaklaşımlar geliştirenlerin yanında...
Usame bin Ladin için “Afganistan’ın, Asya’nın Che’si” diye yayın yapan El Cezire’ye Türkiye’den en büyük tepki Amerikancı atv kanalından geldi. “Che insanlık için mücadele etti” diye bilgilendiriyordu atv bin Ladin’den farkını koymak için Arjantinli devrimcinin. Sonu ise son derece ilginçti: “Che bir ilericiydi…” Bu haberde özgür bırakılan bir eski solcunun, ya da yüreği hala sol...
“Mesela 2000’inci yılda; Türk Milli Kurtuluş Hareketinin fikir yapısını ve mahiyetini değerlendirmek isteyecek araştırıcılar, herhalde, derin görüş ayrılıkları içinde kalacaklardır. O kadar ki bu araştırıcılar, Türkiye bir inkılap hareketi yaşadı mı, yoksa olup bitenler, gelip geçenler, mücahit bir önderin müdahaleleri ile, onun mizacına ve günün icaplarına göre gelişen olağan işler midir diye, kararsızlık içinde bocalayabilecektir…” ...