Kapitalist toplumdaki sınıfların, özellikle burjuvazinin siyasal olarak ifade edilişini resmetmek mümkün mü? Bunu yaparken materyalizmi kabalaştırmaktan kaçınılabilir mi? Her soyutlama bir sadeleştirmedir de. Bu nedenle her iki soruya kesin cevaplar vermek oldukça güç. Ama her soyutlama aynı zamanda zenginleştiricidir… Burjuvazinin siyasal ifadesini, burada ideoloji ve siyasal temsilcilerini durağan bir fotoğraf karesi üzerinde değil ama bir...
Sermayenin gerçek engeli Sermayenin kendisidir. Karl Marx Bu çalışmanın amacı, Türkiye kapitalizminin güncel bunalımı, dinamikleri ve burjuvazinin bu bağlamdaki ekonomik-politik manevra alanlarının belirlenmesi ile ilgili başka bir çalışmanın yaklaşım çerçevesini oluşturmak. Amaç bu olunca, bazı noktaları açıklığa kavuşturmak gerekiyor. Birincisi, marksist bunalım teorileri üzerine geniş bir inceleme yapmak, bu alanda hiç söylenmemiş yeni düşünceler üretmek...
Türkiye ilginç bir ülkedir. Türkiye toplumu geçmişinden uzaklaştığı ölçüde, yakın tarihini kimi alanlarda daha yoğun yaşamaya başlar. Çünkü Türkiye’de siyasetin açılımcı zenginliği, ideolojinin döngüsel kısırlığını oluşturur. Aynı nedenle ülkedeki sınıfsal ve siyasal mücadele süreçleri içerisinde, ideolojik formasyonlar, çoğu kez kendi doğal gelişimlerini yaşayamazlar. Bu anlamda pek “bitmezler” de. Siyasetin oynaklığı, aralarından kimilerini, birer parmak tadıldıktan...
“Klasikler” denildiğinde, solda pek çok kişi için akla Marx, Engels ve Lenin’in çalışmaları gelecektir. Marx’ı ve Engels’i sahiplenenlerden bir kesim ise, Lenin’i “klasik” saymayıp bir “sapma” ya da kendine özgü bir “yorum” olarak değerlendirmeyi yeğleyecektir. Alınan tutum ne olursa olsun konuyu ayrıntılı biçimde tartışmak mümkündür. Ancak amacım bu olmadığından, şu an için özet bir yargıyla...
Marksizm, bazı sosyal bilimciler tarafından belli bir yön ve hedef gösterdiği gerekçesiyle “din” düşüncesiyle ilişkilendirilmeye çalışılsa da tarihsel gelişmenin bir anında, son haliyle “gökten inmiş” bir kurallar bütünü ya da dogmalar sistemi değildir. Belirli bir tarihsel dönemde, yine Marksist bir söyleyişle sınıf savaşımlarının belirli bir olgunluk düzeyinde, ayrıca belirli bir mekanda -kaynayan ve sürekli hareket...
“Bolşevizasyon” olarak adlandırılan sürecin evrensel özünden sözedildiğinde, ilk söylenmesi gereken iktidar perspektifidir. Bolşevizasyon ve Leninist örgüt ile diğer işçi sınıfı kökenli eğilim ve örgütler arasında en önemli fark, ayrım budur. Sosyalist hareket, gelişimi boyunca zamana ve toprağa göre değişen bir takım engelleri aşmak zorundadır. Bunun en “has” örneği olan Bolşevik deneyime gelmeden önce “öz”ü yakalamak...
İdeoloji ve siyaset, Marksist teoriye ilişkin tartışmalarda özellikle ilgi toplayan alan haline geldi. Gramsci’nin “keşfedilmesi” ve Althusser’in çalışmaları, Avrupa’da tartışmaların odak noktasını oluşturdu. Siyaset ve ideoloji ile doğrudan bağlantılı bir üçüncüsünü, “kapitalist devlet”i de katınca, üstyapı olarak tanımlanan alan büyük ölçüde dolmuş oluyor. Devlete ilişkin tartışmalarda Miliband, Laclau, Poulantzas gibi isimler öne çıkıyor. Böylece, ayrıntılı...
“… Marx, Engels ve Lenin’in bütünüyle farklı koşullarda geliştirip öne sürdükleri kimi çözümlemelerin, kendi bağlamlarından kopuk bir biçimde yinelenmemesi” gerekir. “Böyle bir çaba her şeyden önce Marksizm’in ruhunu boğmak, yaratıcı özünü hiç anlamamak olurdu.” Çok doğru. Katılmamak mümkün değil. Bu sözler Yeni Açılım‘ın ilk sayısının Çıkarken yazısında yer alıyor. Bu sözleri Gorbaçov’un, Marksizm’in “cansız bir...
En genel hatlarıyla ele alındığında ekonomizm yapı-üst yapı ilişkilerine bakıştaki bir çarpıklığı, öznenin nesneye yönelik dönüştürme gücünün algılanmasındaki bir eksikliği yansıtıyor. “Ne olduğunun” eksiksiz biçimde yazılabilmesi oldukça güç; bu nedenle ne olmadığının, daha doğrusu olamadığının yazılması bir almaşık oluşturabilir diye düşünüyorum… Bütün somut olgular gibi ekonomizm de, somutluğundan gelen zenginliği ile, anlaşılmasına ve aşılmasına yönelik...
Haftalık Nokta dergisi daha geçenlerde çarpıcı kapağı, dayanılmaz bir humor içeren fıkra ve vinyetleri, nihayet dışardan Glucksmann, Rosanda, içerden de Akad, Belge ile Marksizm defterini dürmüşken söylenecek ne kaldı ki? Gelenek bu kitabını Avrupa soluna ayırdı. Marksist düşüncenin Avrupa’daki gelişimi de konunun içinde. Nokta‘dan sonra Marksizm için olumlu bir şeyler söyleyebilmenin mümkün olup olmadığını tartarken...