Osmanlıca, neden anlaşılmaz bir dildi? Çünkü halkın bu dili anlaması istenmiyordu. “Saray dili” nin, daha doğrusu devlet dilinin halk dilinden ayrıştırılması, son derece bilinçli bir tercihtir. Bilgisiz halk, kolay yönetilir.Okuryazarlık oranının çok düşük olduğu bir ülkede, eğitim verilen küçük bir azınlığa gündelik konuşma dilinden farklı bir dil öğretilip bu dille yazmaları sağlandığında, hem halk “yukarıda”...
Bilindiği gibi Türkiye Komünist Partisi yılda bir konferans topluyor. Geçen yılki konferansın gündemini parti programı oluşturmuştu. Daha önceki yıllarda ise TKP üye ve dostları konferansın temel ürünü olarak bir “dünya ve Türkiye değerlendirmesi” ne alışmışlardı. 2004 yılında farklı bir yöntem izleniyor. Ekim ayının sonunda tamamlanması planlanan çalışmalarda şu sıralar ele alınmakta olan ana rapor, deyim...
Türkiye Komünist Partisi Programı, 2003 Konferansı’nda yeniden yazılmak üzere ele alındı. Partinin bütün üyelerini kapsayan uzun bir tartışma sonucunda ortaya yenilenen bir belge çıktı. Bu belge 2004 yılındaki Parti Kongresinin onayından geçerek yürürlüğe girecek. Programa ilişkin Komünist gazetesinde çok sayıda yazı yayınlandı. Ben burada program çalışmalarında hep birlikte tartıştığımız bazı başlıkların teorik düzlemde nasıl bir...
ABD ile AB arasındaki rekabetin günümüzün en önemli çelişkisini oluşturduğunu savunanlar, AB’nin ABD ile liderlik mücadelesine girişmek için gereken iktisadi ve siyasi güç ve bütünlükten yoksun olduğunu göremiyor mu? AB’ye üyelik sürecinin Türkiye için bir çağdaşlaşma ve demokratikleşme süreci olduğunu düşünenler, bu süreçte emperyalist sömürünün giderek yoğunlaştığını ve “AB demokrasisi” denen şeyin halkın gerçek katılımını...
Emperyalizm ve savaş kavramlarının birbirlerinden ayrı düşünülemeyeceği, geçtiğimiz yüzyılın başında netlik kazanmıştı. Aradan geçen süre içinde, emperyalist-kapitalist sisteme son vermeden de savaşsız bir dünyaya ulaşılabileceğini (hatta ulaşıldığını) savunanlar oldu. Özellikle reel sosyalizmin çözülüşünden sonra, kapitalizmin nitelik değiştirdiği iddiaları daha bir yüksek sesle dile getirilmeye başladı. Ama “Soğuk Savaş”ın sona ermesinin üzerinden daha iki on yıl...
Türkiye Komünist Partisi Merkez Komitesi’nin 8 Mart günü gerçekleşen toplantısından sonra kamuoyuna açıklanan değerlendirme 1. Türkiye’nin savaş pazarlığı Türkiye’nin ABD ile yürüttüğü pazarlıkların sınırları yapısal anlamda bellidir. Bu konuda ABD ve NATO ile, hatta batı ile köprülerin atılması olasılığını işleyen yorumcuların niyeti, Türkiye’nin batıya mahkumiyetini çarpıcı hale getirmek olarak okunmalıdır. Söz konusu mahkumiyet gerçektir ve...
Bu sayımızda, TKP 2002 Konferansı tarafından tartışılarak Ağustos ayında son hali verilen “2002 Yılında Dünya ve Türkiye” başlıklı rapordan hareketle sosyalizm mücadelesinin güncel sorunlarını ve güncel görevlerimizi ele alan yazılara yer veriyoruz. İlk yazımız, Kürt hareketine ilişkin önemli bir saptama içeriyor. Mevcut Kürt hareketinin Kürtlerin “ulusal çıkarlarını” temsil etme yeteneğini yitirdiği saptamasında bulunan Aydemir Güler, solun...
(Ağustos 2002) BİRİNCİ BÖLÜM Dünyanın Emperyalist Yeniden Yapılandırılması, 11 Eylül Sonrası Gelişmeler, Tıkanma Noktaları ve Devrimci Olasılıklar A. YENİDEN YAPILANMANIN GENEL ÖZELLİKLERİ 1) Reel sosyalizm sonrası yeniden yapılanma sürmektedir Sosyalizmin ve işçi sınıfının 20. yüzyıla yayılmış doğrudan veya dolaylı kazanımlarının tasfiyesi süreci devam etmektedir. Sosyalist ülkelerin, anti-emperyalist hareket ve rejimlerin ve kapitalist ülkelerdeki işçi sınıfı...
Her şeyden önce, geciktiğimiz için bir özür borçluyuz. Ağustos ayında çıkmamız gerekirken, önce baskı aşamasında teknik sorunlarla karşılaştığımız, sonrasında da “Tarım ve Kır Emekçileri” başlıklı bir Gelenek’in seçim döneminde yeterli dikkat ve yoğunlaşmayla okunup tartışılamayacağını düşündüğümüz için, Kasım-Aralık sayısı olarak çıkıyoruz. 3 Kasım genel seçimleri öncesinde, bu seçimleri tarihsel açıdan önemli kılanın, kuruluşundan 82 yıl...
3 Kasım 2002 Genel Seçimleri öncesinde hazırlanan tarım broşürü Kırları bir “oy deposu” olarak gören düzen partileri, seçim dönemlerinde bol keseden atıyor. Destekleme alım fiyatlarının artırılacağını, çiftçinin bütün ürününün satın alınacağını, girdi fiyatlarının düşürüleceğini söylüyorlar. Ya sonra? Sandıklar açıldıktan sonra bütün bu söylediklerini bir yana bırakıyorlar ve IMF ne diyorsa, emperyalist şirketler ne istiyorsa, tekelci...
İşaret/Notlar
Yükleniyor...
İşaretle
Kapat
Okur Giriş

Parolanızı mı unuttunuz
×
Signup

Already have an account? Login
×
Kayıp Parola

×