Yazının başlığı ve yazının sonundaki yemek tarifi okuyucuyu şaşırtabilir. Okunması zor alan bu tür yazıların daha kolay okunmasını sağlamak için başvurulan “eğlenceli bir oyun” olarak değerlendirenler de çıkabilir. Amacım ne şaşırtmak ne de eğlendirmek. Gerçekten de bazı tarih çalışmaları adeta bir yemek tarifi gibi. Okumalarımdan çıkarttığım izlenim bu. O nedenle yazının başlığı ve yazının sonundaki...
Solun artık -bir tür yeniden tasnife olanak verecek düzeyde- farklı dinamikler üzerinde yükselen kanallar oluşturmaya başladığını bir süredir dillendirmekteyiz. Liberal ulusal ve sosyalist sol olarak şekillenmesi, olası bu sürecin kuşkusuz ağırlık noktasını “ideolojik karşı karşıya gelişler” oluşturmakta. “Burjuva demokrasisi” ekseninde bir liberalizm “düzenin dengesizliklerinin aşılması” ekseninde bir ulusalcılık ve “sınıfsal konumlanış” ekseninde bir sosyalist duruşun...
1980 öncesini, 12 Eylül’ün önce militarist, sonra liberal karanlığını, ‘90’ların gericiliğini yaşayan devrimci kuşaklar, biri diğerinden çok farklı ruh hallerine kapıldılar, yola devam diyebilmek için farklı gerekçelere sahip oldular. Kimi dönem ülkenin kaderini değiştirmenin eşiğinde olduğumuza inanarak, sonraları yalnızca insan olmanın namusu adına, bazen marksizmin açıklama gücüne ikna olarak, başka kerelerde ise siyasal öfkeye dayanarak…...
Şimdiye kadar Sosyalist İktidar Partisi’nin siyasal yayınlarında ÖDP eleştirisi kapsamına alınabilecek pek çok şey yazıldı. Kimisi, Türkiye sol hareketinin bu yeni oluşumunu doğrudan konu aldı, kimisi ise Türkiye’nin kritik siyasal gündem başlıkları üzerinden tekil siyasal tavırların eleştirisini ön plana çıkarttı. Bu partinin kuruluşunu TBKP denemesinden sonra solda ikinci likidasyon hareketi olarak nitelemiştik. Susurluk kazası ile...
Türkiye sol hareketinin örgütsel haritasını çıkarmaya çalışanlar göreceklerdir ki, birbirine yakın duranların tespiti son derece güç bir iştir. Bunun nedeni sol hareketlerin çok farklı orijinaliteler içeren ve gruplanmalarını güçleştiren farklılıkları değil gruplandırmaların hangi kriterlere göre yapılacağının belirsizliğidir. Birbirlerini ölümcül bir uzaklıkla tanımlayan birçok hareket benzer şeyleri savunmakta ya da birbirlerinden çok uzakta duran hareketler yakın...
Bu yazı bir polemik. Gecikmiş bir polemik. Bundan neredeyse iki yıl önce, yurtdışında yaşayan Türkiyeli Marksist aydınların çıkarttığı “Sosyalizmin Sorunları” kitap dizisinin ikinci sayısı yayınlandı. Demir Küçükaydın’ın “Enternasyonalizmin Sonu” başlıklı çalışması, kitabı “taşıyan” yazı olarak öne çıkıyordu. Çalışmanın herhangi bir yankısına, tartışmaya ben rastlamadım. Titiz bir izlemede bulunduğumu iddia edemeyeceğim. Dolayısıyla hiçbir yankısı olmadı, diyemeyeceğim,...
Türkiye’de devrimci demokrasinin tarihsel geçmişi ve gelişimiyle ilgili Gelenek’te fazlasıyla yazı yazıldı. Bunlar üzerinden yeni eklemeler yapmanın pek fazla anlamı yok, gereği de. Yalnız bütün devrimci demokrat hareketlerin, devrimin örgütlenmesi anlamında iktidar perspektifinin içini dolduran stratejik yönelim ve söylemlerini kabaca aynı çerçevenin içine almak pek fazla doğru değil. Tabii onları, aralarında birbirlerinden uzaklaştıran yaklaşımlarının devrimci...
Görmek, göstermek fiilleri ve bunlardan türeyen kavramlar ideoloji dünyasında sıkça başvurulan araçlar. Bu dünyanın diğer yüzünü ise iletmek fiilinden türeyenler oluşturuyor. Çağımızın giderek bir iletişim dünyası olduğu “gerçeği” alışık olduğumuz ideolojik girişlerden. Bu yazıda görmenin, göstermenin belli ölçülerde tükendiği, iletmenin ise yalıtma ile birlikte gittiği yakın zamanlar üzerinde durulacak. Bakmak ve görmek… Birincisi bir edim,...
Onuncu yılını geride bırakmaya hazırlanan Gelenek Kitap Dizisi’nin temel iddialarından birisi, sosyalist hareketin mirasını en ileri unsurlarıyla geleceğe taşımak oldu. Siyasal mücadelemizi bu anlayışla ördük. Eğrisiyle-doğrusuyla sosyalist hareketin tarihini bir bütün olarak sahiplenirken hiç gocunmadık, sosyalizm mücadelesine hayatını adayan bütün devrimcileri, çizgisi ne olursa olsun, yoldaş bildik. Kitap dizimizin bu sayısında portreler köşesinde, Türkiye İşçi...
Türkiye solu, elbette yasal sol partilerden ibaret değil. Bu ülkede yasal parti formuyla çalışmayan önemli siyasi hareketler var; daha az önemli siyasi hareketler de… Bütünü söz konusu olduğunda sol hareketleri yasal parti olanlar-olmayanlar diye ayırmak da pek mümkün değil. Siyasi hareketler, hedefler ve geliştirdikleri araçların bütünlüğünde değerlendirilebilirler. Nitekim yasal parti olmayan sol hareketler içerisinde, belirgin...