Kürt hareketini ve ulusal sorunu tartışıyoruz. Önümüzü görür hale gelene kadar tartışmalıyız. Ama neyi görmeye çalıştığımızı baştan bilerek… Kullanılan dili yeniden organize etmek yazarın elinden gelmiyor. En fazla birkaç kavram eklemek, anlamlarla oynamak mümkün. Ötesi olabilseydi, sosyalistlerin dilinden Kürtler’e dair “ulusal sorun” lafını çıkartırdım: Sosyalistlerin Kürt başlığında bir “sorun” değil, “dinamik” görmeleri, görmeye çalışmaları gerek....
Jeoloji Mühendisleri Odası tarafından yayınlanan Mavi Gezegen Dergisi’nin 1. Sayısı, Prof.Dr.A.M.Celal Şengör’ün “Popüler Yerbilimi: Gerçek ve Amaçlar” adlı yazısı nedeniyle çok konuşulacak. Aslında yazı yeni değil. Cumhuriyet Bilim Teknik Dergisi’nin 10. yılı nedeniyle yazılmış ve 5 Nisan 1997’de “Popüler Bilim Yayıncılığı, Bilim ve Toplum” adı ile yayımlanmıştı. Prof.Dr.A.M.Celal Şengör, o yazısına seksenli yılların ortalarında Türkiye...
Teori ve Politika‘nın kaç adet basıldığı konusunda hiçbir fikrim bulunmuyor. Dolayısıyla, Gelenek‘in genel yayın yönetmeni Cemal Hekimoğlu bu kitap dizisinin “İslam ve Marksizm” başlığını taşıyan son sayısını okumamı ve eğer anlamlı olacaksa bir eleştiri yazısı yazmamı önerdiğinde karşılaştığım sıkıntının geç kalmaktan mı, bu sayıya dönük büyük ilgiden mi, kötü dağıtımdan mı, yoksa sınırlı baskı adedinden...
Özgürlük Dünyası-İki Aylık Sosyalist Teori ve Politika Dergisi’nin Mart 2000 tarihli ve 98 no’lu sayısını bir kitapçının raflarında ilk kez gördüğümde, önce aklım karışmıştı; neyse sonra bu karışıklığın hafızamdan kaynaklandığını anladım da rahatladım. Aklımı karıştıran, bu sayının da bir önceki sayı gibi bir Platform yazısı ile başlamasıydı. Evet, son sayı, “Emek Platformu’nun Dünü ve Bugünü“,...
Önümde üç kitapçık. Üç manifesto iddiası. Her birisi “yargı” ile ilgili. İlki bir savunma metni. İkincisi “yargı”nın zirvesinden dünyevi meselelerin nasıl göründüğüne ilişkin uzun bir söylev. Sonuncusu, siyasi bir davada iddia makamının “esas hakkında görüş”ü. İlki oldukça iyi bir kağıda, yazarının cümle kuruşundaki özgünlükler dışında, özenli bir redaksiyon sonrasında basılmış. Haziran 99 tarihini taşıyor. Üzerinde...
“Türkiye işçi sınıfına selam”.. Bu dizeyi yinelemek gerekli ve yararlı. Ancak bu “selam”ı verdikten sonra, eski yanılgıları yinelemek, eski yanılgıların yinelenmesi şöyle dursun, işçi sınıfına bu kez çok daha geri bir konumdan hareketle yaklaşmak, büyük suçtur. Bu suçtan kaçınılmalıdır. Gelenek 22.04.1987   Türkiye işçi sınıfı kimi zaman keşfedildi, kimi zaman anımsandı, kimi zamanda selamlandı. En...
1980’li yılların ikinci yarısında “ille de birlik” şiarıyla yola çıkan ve kendi örgütsel birliğini batıran, bununla da yetinmeyip pek çok örgütsel birliğin “gönüllü ölü” misali, güle oynaya kendilerini gömdüğü bir mezarlık yaratan bir geleneğin, o geleneği geride bırakan “eski” bir üyesi olarak, şu birlik diye ayaklar altına alıp tepelediğimiz “birlik fikriyat ve fiiliyatı” üzerine iki...
Eşitlikçi ve Özgürlükçü Bir Sosyalizm Yolunda Bir Adım dergisinin Ekim 1999 tarihli 2.sayısında ana gündemi oluşturan konu, Kürt sorunu. Derginin “Merhaba” başlıklı giriş yazısı da bu konuya ilişkin net bir saptama ile başlıyor: “Demirel’in ‘yirmidokuzuncu’ Öcalan’ın ise ‘yirmisekizinci’ dediği son Kürt isyanı bitmiş durumda.”  Özellikle Kürt hareketi ile ilgili değerlendirme yazılarından anlaşıldığı kadarıyla, Eşitlikçi ve...
Yazının başlığı ve yazının sonundaki yemek tarifi okuyucuyu şaşırtabilir. Okunması zor alan bu tür yazıların daha kolay okunmasını sağlamak için başvurulan “eğlenceli bir oyun” olarak değerlendirenler de çıkabilir. Amacım ne şaşırtmak ne de eğlendirmek. Gerçekten de bazı tarih çalışmaları adeta bir yemek tarifi gibi. Okumalarımdan çıkarttığım izlenim bu. O nedenle yazının başlığı ve yazının sonundaki...
Bu yazı yazılırken Abdullah Öcalan’ın ya da “asrın davası” Yargıtay aşamasına gelmişti. Hala masanın üzerine yeni şeyler çıkma olasılığı var. Ancak davanın sonucuyla değil ama Kürt hareketinin yaşadığı süreçle ilgilenen bu çalışma açısından pek bir yenilik beklemeye gerek olmayacak. Kürt çevrelerinin Öcalan’ ın izinden giderek “bir 21.yüzyıl manifestosu” ilan ettikleri ilk savunma metni yeterince açık...