Milliyetçilik bağlamlı tartışmaların önde gelen referans isimlerinden birisi olan Gellner, Milliyetçiliğe Bakmak adlı eserini “ne sınıflar ne de uluslar tarihin daimi malzemeleridir (…) bu iki mite daha fazla ihtiyacımız yok” diye bitiriyor. Evet, marksistler için de bu iki olgu, yani sınıf ve ulus daimi değildir. Ancak, yine marksistler için sınıf ve ulus sadece “tarihin malzemeleri”...
Marksist düşünceye, marksizme ilişkin yabancısı olmadığımız ve sıkça muhatabı kaldığımız eleştirileri biliyoruz. Bu eleştirilerden özellikle ikisinin öncelikle önemsenmesi gerektiğini düşünüyorum. Zira, bu eleştiriler üzerine bırakın dört başı mamur kuramsal açıklamaları, kimi girdilerin, zihin egzersizlerinin dahi yapılması, dünya ve Türkiye konjonktürünün zorlayıcılığı düşünüldüğünde anlam kazanmaktadır. Bu eleştirel yaklaşımların ilki, marksist düşüncede insanlığın ilerleyişinin kabalaştırıldığı, ekonomik-biyolojik determinizmle...
Kapitalizmin fordist birikim rejiminin yanısıra postfordizmi de uygulamaya koymasıyla, işçi sınıfının yapısında meydana gelen değişmeler görmezden gelinemez bir olgu olarak karşımızda duruyor. Bu sürece, kültür ile ideolojinin arasındaki açının hızla daralması, yani kültürün hızla ideolojikleşmesi eşlik ediyor. Hâl böyle olunca, gerek sınıf oluşumunu anlamak, gerek sınıf yapısını analiz etmek, gerekse toplumsal formasyonun bütününde sınıfa dönük...
Tanımlama ya da tanımlanma-tanınma durumları ile aidiyet duygusu, sınıflı ya da sınıfsız toplumlarda her zaman var olagelmiştir. Esasında bunlar kimlik kavramının iki temel bileşenidir. Ancak, bu iki temel bileşen, özellikle modern-ulusal devletler dönemine gelinceye kadar, iktidar ve uyrukları arasında “ortak kimlik” kurma ve kendini buna göre tanımlama işlevini yüklenmemiştir. Bu durumda kimlik, cemaate ait kendiliğinden...
“Ne kırlarda direnen çiçekler Ne kentlerde devleşen öfkeler Henüz elveda demediler” Kapitalizmin 20.yüzyılın son çeyreğine adım atmasından günümüze kadar olan dönemde enformel sektörün ve yarattığı üretim ilişkilerinin kendi ağırlığını ekonomik, sosyal ve sınıfsal alanlarda iyiden iyiye hissettirdiği biliniyor. Bu yazı da, temelde bu sorundan hareketle kurgulandı. Cevabını arayacağımız sorum şu: Enformel sektör faaliyetleri arasında geniş...
Yazının başlığı ilk bakışta bir kitap incelemesi için oldukça iddialı ve çok kapsamlı gibi görünebilir. Ancak başlıktaki tırnakların ilkini hem inceleme nesnemiz olan romanın adına, hem de bir yanıyla genel anlamda kültürel çalışmalar yapmak diğer yanıyla da işçi sınıfının oluşumunu incelemek için büyük bir karmaşık zenginlik taşıyan, geç modernleşen ve kültürel yapısında doğu-batı ikilemini iliklerine...
İşaret/Notlar
Yükleniyor...
İşaretle
Kapat
Okur Giriş

Parolanızı mı unuttunuz
×
Signup

Already have an account? Login
×
Kayıp Parola

×