“Vatan şairi” Namık Kemal’in Vatan yahut Silistre adlı oyunu 1 Nisan 1873’de İstanbul’da ilk kez sahnelendiğinde, seyirciler coşmuş ve taşkın gösteriler yapmışlardı. Sonuç, 8 gün sonra vatan şairimizin taa Kıbrıs’a, Magosa’ya sürülerek orada 38 aylık bir mahpusluk hayatı yaşaması oldu. Şairimiz bu oyununda saldırıya uğramış vatanı savunmaya çağırdığı yiğitlere “altı da bir üstü de birdir...
Olur da, olmaz da; yahut, hem olur hem olmaz. Bizim halklarımızın haklı olarak sahiplenmede paylaşamadıkları büyük bilge Nasrettin Hoca’nın, çatışan tarafları dinledikten sonra, birine dönüp “sen haklısın”, öbürüne dönüp “sen de haklısın” demesine benzedi biraz. Dolayısıyla, bu kez, yazıya başlarken sorduğumuz soruya ne kestirme ne de kesin bir yanıt bulamadığımıza göre, asıl konuya girmeden önce...
“Çürüme”, uzunca bir süredir, sağcısıyla solcusuyla, her meşrepten yazarın ve siyasetçinin, hatta neredeyse orada burada “memleket meseleleri”ni konuşmaya meraklı yurttaşların bol bol kullandığı bir sözcük oldu. Üstelik, insanlık kalmadı, ahlak çöktü, bu memleket adam olmaz türünden her yana çekilebilir konuşmaların konusu olmanın ötesinde, bizim burada doğrusu budur diye öne çıkaracağımız anlamına çok da uzak sayılmayacak...
Tanım yerine Önce, aydınının değişik anlatımları üzerinde durmakta, onları hatırlamakta yarar var. Tanım yerine, anlatım sözcüğünü bilerek seçiyorum; çünkü bu yazının, “aydın” kavramı üzerine konuşulup yazılmış pek çok şeyin içinden iyi bir tanımın gerektirdiği en uygun seçimi yaparak “efradını cami ağyarını mani”, ne eksik ne fazla, içeri alınması gerekenleri kapsayıp yabancı olanları dışarıda bırakma noktasına...
Bu yazıda, ilk yayımlanışının üzerinden tam 150 yıl geçmiş olmasına rağmen, siyasal çözümleme alanında hâlâ aşılamamış bir çalışmayı konu edeceğim. Yüz sayfa dolayında küçük bir kitap bu. Sadece 65 yıl sürmüş ömrüne sığdırdığı, hem sayısal çokluğu ve pek değişik alanlara yayılmış zenginliği hem de zamanına kadar yapılanları tersyüz eden devrimci niteliği ile insan aklını doruklarına...
“Bağımsızlık ve Sosyalizm Mücadelesi” diye bir başlık koymuştum. İki nedenle değiştirdim: Birincisi, sözdiziminden kaynaklanabilecek bir karışıklıkla ilgili. Mücadelenin “bağımsızlık ve sosyalizm” için verileceği ya da verilmekte olduğu anlaşılabilir. İlk bakışla sınırlı kalsa bile, böyle bir anlam karışıklığına yol açmamak gerekir. Bizim ülkemizin geçmişinde böyle bir dönem olmuştur, uzunca bir dönem. Mücadelenin hedefini anlatan bu iki...
İşaret/Notlar
Yükleniyor...
İşaretle
Kapat
Okur Giriş

Parolanızı mı unuttunuz
×
Signup

Already have an account? Login
×
Kayıp Parola

×