Politikayı savaş olarak düşünmek, politik tavırları savaş taktikleri ile adlandırmak marksistlere çok yabancı değil. En azından değil idi. Bugünkü gibi, barışın sınıflar mücadelesinin dışında “demokrat” bir barışseverlik içinde kavranıldığı ve her türlü uzlaşmacılığın barış adına kutsandığı bir dönemde ise bu benzetmelere tekrar dönmemizin bazıları için sadece bir “yabancılaştırma efekti” rolü oynayacağını bilmemize rağmen “Birlik” tartışmalarına...
Türkiye’nin bir dengesizlikler ülkesi olduğu çok sık söylenir. 1990 yılının ilk sekiz ayı düzenin yönelimleri, kararsızlıkları ve çelişkileri açısından zengin verilerle doluydu. Görünen odur ki, bu veriler, kararlı bir çözümün işaretleri haline dönüşmeden yığılmaya devam edecekler. Güncel dinamiklerden türetilebilecek kimi olasılıkları tartışmadan önce biraz geriye uzanıp genel siyasal ve ideolojik yapılanmanın yakın geçmişine gözatmakta yarar...
Muhtemelen bayramdan önce tatsızlık çıkmasın düşüncesiyle açıklanması ertelenen memur zammının hangi oranda olacağı kamuoyunda boş yere tartışıldı. Çünkü bütçenin beş aylık performansı yüzde 25’in üzerinde bir artışın çok zor olacağını açıkça gösteriyordu. Bütçenin yılın ilk beş ayına ait rakamları geçen yılın aynı dönemdeki açığın tam 8 kat üzerine çıkıldığını ortaya koyuyordu. Elbette bu oranı enflasyonun...
Cumhuriyet gazetesinden her seçim arifesinde araştırmalar anketler, röportajlar, okunur ve saf okuyucu, hani neredeyse sosyal-demokrasinin iktidar olacağına inanır. Burada saflık değil yönlendirme önemli, ve bu amaç gözönüne alındığında abartmayı haklı ve tutarlı bulmak da mümkün. Türkiye’nin “solcu” gazetesini okumalarının katkısı nedir bilinmez ama, sosyalist solda gelişmelere karşı yine bir abartmacı yaklaşım vardır. Tek bir farkla...
1917 Ekim sosyalist devrimi, uluslararası işçi hareketinin bir siyasal ve ideolojik güç olarak sosyalizmin en önemli ve kalıcı kazanımıdır. Bundan yaklaşık 73 yıl önce bolşevikler önderliğinde Rus proletaryası yeni bir dünya yaratmak için iktidara geldiğinde, uluslararası işçi hareketinin bir öncü müfrezesi olarak kabul gördü, olabildiğince desteklendi. Rus proletaryası, onun bilinçli öncüleri, bolşevikler uluslararası hareketin önüne...
Türkiye solu son yıllarda gündemini yoğun biçimde dolduran birlik tartışmalarında bir kritik evreye daha girmiş bulunuyor. BTDK evresinin geride kalmasıyla ve diğer dinamiklerle birlikte, solun birliğini tartışan ve hedefleyen kesimleri de somut bir ayrışma yaşadılar. Bilindiği gibi ayrışmanın sağ tarafında yasal parti inşası, sol safında ise devrimci sosyalist blok önerisi şekillendi. Bu değinme yazısı, Gelenek‘te...
Türkiye solunda ve aslında dünya solunun büyük bir bölümünde, kapitalizmin güncel dinamikleri ve muhtemel yönelişlerinden söz açıldığında tekrarlanıveren birkaç cümle var. “Bunalım derinleşiyor, çelişkiler had safhada, kapitalizm çöküyor…” İster 60’ların, ister 70’lerin, isterseniz bugünlerin siyasi yayınlarını açın, belli nicel farklılıklar dışında bu tür ifadelere rastlamak mümkün. Teori alanında ise bir, bu söylemin arka planını örme...
“Duvarların yıkıldığı günümüzde…” “Sovyetler Birliği ve Doğu Avrupa’daki gelişmeleri büyük bir memnuniyet ve dikkatle izliyoruz. Ancak…” “Doğu Blok’u ülkeleri ile ticaretimizin gelişmesi son derece sevindiricidir.” “ABD ile ilişkilerimizi yeniden gözden geçirmemiz gerekebilir.” “Doğu-Batı yumuşaması olumludur, ama bu durumdan Almanya’daki işçilerimizin olumsuz yönde etkilenmesine izin veremeyiz.” “Türkiye’nin önemi azalmamış aksine artmıştır” Bu cümlelerin tümünü iktidar ya...
Şöyle bir bakıldığında ilginç bulmamak mümkün değil: Bulgaristan, Yunanistan, Suriye, Irak, İran ile Sovyetler Birliği Türkiye’nin komşuları ve Türkiye’nin hepsiyle sorunu var. Kara parçaları dışında ülkeyi çevreleyen denizlere baktığımızda, kirlenen suları ve tükenen balık nesilleriyle bunların bile Türkiye’ye dost oldukları herhalde söylenemez. Türkiye’nin ezeli ve edebi düşmanlarla kuşatılmış bir ülke olduğu tezi egemen söylemde öteden...
Türkiye kapitalizmini konu alan hemen tüm çalışmalarda iki ana eksen öne çıktı. Bunlardan birincisi kaynak, ikincisi pazar sorunudur. Kaynak ve pazar sorunlarının bu denli öne çıkması, bir rastlantı ya da bu çalışmaların sahiplerinin öznel tercihlerinden kaynaklanmadı. Kaynak ve pazar ikilisi, karşılıklı belirleyicilik ilişkisi içinde sermaye birikiminin sürdürülmesinin temel unsurları olarak ele alınmalı. Başka bir deyişle,...