Bugün tarikatlar, kendilerine ait dergâhlarda yalnızca İslam dinini yayan, örgütleyen oluşumlar olarak varlıklarını sürdürmüyorlar. Günümüz Türkiyesi’ndeki tarikatların gelişimi, siyaset ile iç içe, burjuva devletinin politikalarına bağlı olarak, bazen burjuva devleti ile birlikte sistemle barışık, bazen ise devletin karşısında belirleniyor. Tarikatlar siyaset yaşamındaki etkinliklerini, serbest piyasa ekonomisinin rekabet edebilme koşulları ve pazardan daha fazla pay kapabilme...
Belirli tarihsel dönemlerde sınıf kavramını ele almak son derece önem kazanırken, belirli dönemlerde de salt akademik bir uğraş olarak kalabiliyor. Yeniden önem kazanması, siyasal gerekliliği ile ilgili. I.Giriş Batıda 1970’lerin ortalarından başlayarak 1980’lerin başlarında sınıf tartışmalarının hızlandığını görüyoruz. Bu tartışmalar Avrupalı komünist partilerin tezleriyle hız kazandı. Sınıf kavramının “yeni” içerikle yeniden ele alınması komünistlerin iktidar...
Türkiye solunun gümrük birliği konusunda bugüne kadar sergilediği performans hiç iç açıcı değil. Bu konuda fikir beyan eden sosyalistlerin büyük çoğunluğunun, gümrük birliği anlaşmasının içeriği hakkında bile doğru dürüst bilgi sahibi olmadığı rahatlıkla söylenebilir. Gümrük birliğini toptan reddetmenin yanlış bir tavır olacağını düşünen, daha “diyalektik” bir tavır geliştirmek gerektiğini savunan sosyalistler, ne uluslararası düzeydeki güncel...
Emperyalist-kapitalist ülkelerde yaygın olan paralı eğitim, diğer bir anlatımla eğitimin özelleştirilmesi, ülkemizde de 1980’li yılların ikinci yarısından itibaren burjuva iktidarlar tarafından hızla yaygınlaştırılmaya başlanmıştır. Kısaca, emekçi çocuklarının paraları kadar okuyabileceği veya paralı burjuva çocuklarının “iyi bir öğrenim” yapabileceği anlamına gelen eğitimde özelleştirme, emekçi çocuklarının geleceğini karartmaya yönelik ciddi bir tehdittir. Bu memleket bizlerin, yani emekçilerin...
Sosyalizmin iktisadından kastedilen en azından bu yazı kapsamında iktisadi uygulamalar ya da teknikler değil. Bu yazının konusu olan çerçeve yaşanmış sosyalist kuruluş deneyimleri söz konusu olduğunda ekonomik politikaların tekil siyasal kararların ele alındığı bir tarih incelemesi olmayacak. Tikel olarak ele alınan deneyim ancak kendi sınırlı tarihselliği içinde açıklanabilir. Kuramsal bir açılım denemesi ise yaşanmış olanın...
Türkiye topraklarında kapitalizmin yeniden üretiminin yeni bir evresine giriyoruz. Bir yanda daha yoksul ve daha çaresiz olduğu halde on beş yaşına basan depolitizasyon sürecini henüz aşamayan ve şimdilik görece kolay yönetilen bir toplum, diğer yanda yamalı bohçaya dönen ideolojisi ile ekonomik krizi yaşayan ve dünya kapitalist sistemine tam entegrasyonu hedeflerken bunu sağlayacak sürecin yan etkilerinin...
Gelenek bir yıldır, diğer pek çok sol yayın gibi, kriz çözümlemelerine ağırlık veriyor. Ancak geçtiğimiz yılın ikinci yarısından itibaren sol yayınlarda yer alan kriz tartışmalarının belirli bir doygunluk noktasına ulaştığını, yinelemelerin başladığını görüyoruz. Krizin öngörmüş olduğumuz gibi uzun süreceği, artık iyice netleşmiş durumdayken, çoğu yayının konuyu “tüketmiş” olması, sürecin kısırlığından kaynaklanmıyor. Gerek ekonomik alandaki, gerekse...
1994 Türkiye için oldukça hareketli bir yıl oldu. Burjuvazinin 1993 yılında boy gösteren krizi geçtiğimiz yıl içinde son derece önemli yeni boyutlar kazandı. Bu çalışmada kriz sürecine toplu bir göz atmak ve bugün ortaya çıktığı haliyle bir periyodizasyon denemesinde bulunmaya çalışacağım. Toplumsal yaşamın esas olarak üç ana düzeyi vardır: Ekonomi, politika ve ideoloji. Toplumsal süreçler...
Türkiye ve benzer konumdaki zayıf halka ülkelerin emperyalist-kapitalist sistemle bağlarının yeniden üretilmesinde iki uluslararası kurumun büyük rolü var: IMF ve Dünya Bankası. Bu kurumlar ilk bakışta birbirine zıtmış gibi görünen iki görev üstleniyor: 1) Uluslararası sermaye çevrelerinin, özellikle de hegomonik güç durumundaki Amerikan sermayesinin bir “sömürü” mekanizması olarak borç sistemini işletmek ve 2) Zayıf halkanın...
Tarımda kapitalist gelişim ve kırlarda toplumsal süreçlere dair analizlerde kimi boşlukların varlığından söz edilebilir. Bu boşluklar siyasi üretim ve müdahalelerde kimi sınırlamalara yol açabilmektedir. Boşluğa yol açan nedenleri iki olgu üzerinde yoğunlaştırmak mümkün. İlki, Türkiye’de tarımdaki kapitalist gelişmenin teorideki klasik modele uymaması. Bu durum, konuyla ilgili analizleri deneyimlerin ortaya çıkarabildiklerine ertelemiş ve böylelikle konjonktürel gelişmelere...