Lenin’in Devlet ve Devrim adlı çalışmasını neden yarıda bıraktığını kitabın sonsözünden biliyoruz. Bir devrimi yaşamanın devrimi yazmaktan daha güzel ve yararlı olduğunu söylüyordu İlyiç. Notu düştüğü tarih 30 Kasım 1917. Devrim gerçekleşti, devrimin önderi bıraktığı yerden devam etmedi. Devlet ve Devrim bütü,n tamamlanmış bir kitap olarak okunmaya, değerlendirilmeye başlandı. Bütünlüğünden kuşku duyulmayabilir ancak tamamlandığı söylenemez....
Sosyalizm Programı ilk olarak 1992 başında, Sosyalist Türkiye Partisi’nin kuruluşundan yaklaşık 11 ay önce bir taslak metin olarak yayınlanarak sol kamuoyunda tartışmaya açıldı. Aradan geçen yaklaşık 14 yıl boyunca bir dizi tashih geçirdi, önemli ekler ve çıkarmalar yapıldı. Ama temel sistematiği, metodolojisi değişmedi. Programımızın karakteristik özelliklerini bazı tezlerden izleyebiliriz. Bunlardan biri, bugünkü siyasal mücadelenin, başka...
Marx ve Engels siyasal iktidarın fethinden sonra izlenecek yol üzerine pek az yazdılar. İlginçtir, Lenin’in de bu konu hakkında uzun uzadıya yazdığı söylenemez. Böylece, buna benzer bir tartışmanın merkezinde durmasını bekleyeceğimiz devlet konusunun da üzerinde durulmamış oldu. Ustaları takip eden dönemlerde de, marksist çevreler, kapitalizm koşullarında devlet üzerinde hayli dursalar da, siyasal iktidarın işçi sınıfı...
“Komünizm amacı, kapitalizmin doğasından ve gelişmesinden değil, insanın doğası ve geleceği ile ilgili felsefi-ideolojik argümanlardan kaynaklanır.”   (Eric Hobsbawm) Gelenek’in bundan önceki son iki sayısında, bir “çerçeve” yazısı temelinde eleştiri/tartışma yazıları yayımlandı. Gelenek Yayın Kurulu TKP’nin siyasi büro üyelerinden oluşuyor. 2005 başında kurula Gelenek dergisi için bir “taslak plan” sunuldu. Buna göre, derginin Temmuz’da çıkması öngörülen...
Marksist solda devletle ilgili tartışmalar genel olarak iki başlık altında gelişmiştir. Kapitalist devlete ilişkin çözümlemeler ve bir dönem hayli hararetlenen tartışmalar, bu başlıklardan birini oluşturur. İkinci başlık ise, siyasal iktidarın işçi sınıfı tarafından fethini izleyen geçiş döneminde ve daha sonraki evrelerde devlete “ne olacağıyla” ilgilidir. Birinci başlık, Marx’tan günümüze kadar uzanan süreçte marksistler tarafından enine...
Haluk Yurtsever’in hem toparlayıcılık özelliğini taşıyan hem de kışkırtıcı tezler içeren çerçeve yazısı, serbest bir tartışmaya olanak sağlıyor. Bu olanaktan yararlanarak, marksizmin devletle ilgili tüm temel yaklaşımlarını yeniden aktarma/hatırlatma gereğini duymadan, konuya ilişkin kimi açılımlar geliştirmeye çalışacağım. Ama öncelikle birkaç hatırlatma notu… Devlet, bir baskı aygıtıdır… Devletin ortaya çıkışı, toplumun sınıflara bölünmesinin bir ürünüdür. Sınıfsal...
Bir çerçeve yazısı üzerinden teorik tartışmaya katılmanın birden çok yolu olabilir. Daha doğrusu seçilen yol bir yana, bir çerçeve yazısı teorik tartışmanın sürdürülmesinde çeşitli şekillerde değerlendirilebilir. Çerçeve yazısının oluşturduğu zemin üzerinden bazı özel kavramlar üzerinde yoğunlaşıp, sözkonusu çerçevenin bu özel kavramlar üzerinden derinleştirilmesi bir yoldur. Bu yol seçildiğinde, çerçeve yazısının genişlemesine yayıldığı teorik alanda bir...
Sovyetler Birliği ve Avrupa’nın sosyalist ülkeleri varlıklarını korurken kuşkusuz sosyalizm tek tek ülkeler için çok daha reel bir olasılıktı. Emperyalizmin devrimci süreçlere müdahale olanağının bu geçmiş döneme oranla nasıl genişlediği açıktır. Oysa emperyalizm daha önceleri her adımında Sovyet faktorünü gözetmek durumunda kalıyor ve dünyanın çeşitli noktalarında işçi sınıflarının ve emekçi halkların kendi lehlerine değerlendirebilecekleri boşluklar,...
Enternasyonalizm ve Sovyetler Birliği konusunu ele alacağız ve “tek ülkede sosyalizm” tartışmasını merkeze koymayacağız… Konuya Türkiye’den bakacağız ve genç Sovyet Rusya ile Anadolu’da ağırlıklarını koyarak bir cumhuriyet yaratan burjuva devrimcileri arasındaki ilişkilere değinmeyeceğiz… Mümkün mü? On altıncı yılını süren bir dergide bunlar mümkün hale geliyor. Gelenek’te birkaç başlık dışında çok geniş bir yelpazede anlamlı yazılar...
Reel sosyalizmin çözülüşü, sosyalizme olan inançlarını yitirmeyenlerin genel bir “eziklik hissi” yaşamasına yol açtı. Aksi düşünülemezdi zaten… Aradan geçen süre içinde gerek dünyada gerekse Türkiye’de yaşananlar, kapitalizm karşıtlığının çok daha büyük bir özgüvenle yapılmasını mümkün kıldı. Ancak “eziklik hissi”nin tümüyle aşılamadığı başlıklar hala var. Özellikle de, reel sosyalizmin çözülüşünden çıkarılması gereken dersler konusunda. Bunun öncelikli...
İşaret/Notlar
Yükleniyor...
İşaretle
Kapat
Okur Giriş

Parolanızı mı unuttunuz
×
Signup

Already have an account? Login
×
Kayıp Parola

×