TÜBİTAK’ın (Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu) Popüler Bilim Kitapları dizisinden, AKP’nin bu kuruma yeni yöneticiler atamasından bu yana, çok az yeni kitap çıktı. Tükenen kitapların yeni baskılarını yapmak konusunda da acele edilmiyor. Bilim ve Teknik dergisinin Ocak 2007 sayısındaki listeye göre baskısı tükenmiş olan kitaplar arasında şunlar da var: Hayatın Kökleri, Gen Bencildir, Evrenin...
Marksizm ile din arasındaki ilişkiden ne zaman söz açılsa, gündeme Marx’ın ünlü cümlesi gelir: “Din halkın afyonudur.” Üç sözcüklük bir ideoloji, siyaset ya da bilim tanımı ne kadar açıklayıcı olabilirse, bu cümle de din hakkında ancak o ölçüde tatminkar bir açıklama sağlayabilir. Ama ne yazık ki, Marksizm hakkındaki tartışmaların önemlice bir bölümü, Marx’ın, Engels’in ya...
Başta yapımcıları olmak üzere kimsenin entelektüel düzeyiyle ilgili herhangi bir iddiaya sahip olmadığı Kurtlar Vadisi Irak filminde, işgalci güçlerin ABD’li “sivil” lideri, “çuval olayı”nın intikamını almak isteyen “kahramanımız” Polat Alemdar’a şunları söylüyordu: “Bütün kırmızı çizgilerinizi sildik… Irak’ta biz istemeden bir şey olmaz diyordunuz, oldu… 50 yıldır yardım ediyoruz… Donunuzun lastiğini bile bize borçlusunuz… Para isteyip...
Bu satırların yazıldığı sırada, “piyasalardaki dalgalanmalar”ın ciddi bir krize evrilip evrilmeyeceği kesinlik kazanmamıştı. Ama yıllar öncesinde kesinleşmiş olan bazı şeyler var. Birincisi, 1989’dan bu yana, Türkiye hep aynı kısır döngünün içinde. İkincisi, bu kısır döngünün görece kısa aralıklarla ciddi krizlere yol açmaması mümkün değil. Üçüncüsü, döngünün kısır olması “yapısal” bazı değişimlere yol açmadığı anlamına gelmiyor;...
Haluk Yurtsever’in hem toparlayıcılık özelliğini taşıyan hem de kışkırtıcı tezler içeren çerçeve yazısı, serbest bir tartışmaya olanak sağlıyor. Bu olanaktan yararlanarak, marksizmin devletle ilgili tüm temel yaklaşımlarını yeniden aktarma/hatırlatma gereğini duymadan, konuya ilişkin kimi açılımlar geliştirmeye çalışacağım. Ama öncelikle birkaç hatırlatma notu… Devlet, bir baskı aygıtıdır… Devletin ortaya çıkışı, toplumun sınıflara bölünmesinin bir ürünüdür. Sınıfsal...
Postmodernist bir marksizm olabilir mi? Teorik kaygıları bir yana bırakıp somuta baktığımızda, marksist olma iddiasını da taşıyan bazılarının (gerçekte) postmodernist tezleri savunduğunu görebiliriz. Doğanın boşluktan ne kadar hoşlandığı ya da hoşlanmadığı, fizik biliminin ve felsefenin eski bir tartışma konusu. Buna karşın, düşünce tarihinin boşluktan hiç hoşlanmadığı, insan aklına gelebilecek her tür tezin birileri tarafından savunulduğu...
İşçilerin, kadınların, öğrencilerin, köylülerin ya da mahallelilerin “öz örgütlenmesi”, ne anlama gelir İlgili toplum kesimlerinin, kendi özgül sorunlarından hareketle ve başkalarından (devletten, burjuvaziden, partilerden, “lider”lerden vb.) bağımsız bir şekilde örgütlenmeleri… Örneğin, öz örgütlenme taraftarlarına göre, üniversiteli öğrenci gençler, “akademik-demokratik mücadele” ekseninde örgütleniyorsa, gerçek bir “öz örgütlenme” söz konusudur. Yok eğer birileri üniversite öğrencilerini ülke ölçeğindeki...
Komplo teorisi meraklılarının SARS virüsü konusunda ne söyleyeceğini tahmin etmek hiç de zor değildi: Söz konusu virüs başta Çin olmak üzere Uzakdoğu Asya ülkelerinin hızlı yükselişini durdurmak ve böylece dünya liderliği konusunda kendisine rakip olmalarını önlemek isteyen ABD tarafından geliştirilmişti. Bu virüsün yalnızca “sarı ırk”ı etkilediğini iddia edenler bile çıktı… Çin dahil olmak üzere Uzakdoğu...
Emperyalizm ve savaş ile ilgili panel, seminer ya da söyleşilerde ısrarla gelen bir soru var: Emperyalist ülkeler arasında yeni bir savaşın patlak vermesi olası mı? Hayır, derseniz, emperyalistler arasındaki çelişkilerin zayıfladığı ve sarsılması hiç kolay olmayan bir egemenlik sisteminin kurulduğu tezini desteklemiş olursunuz. Dahası, “Emperyalizmin militarist yanının zayıfladığını söyleyebilir miyiz?” ya da “Emperyalistler arası paylaşım...
Bu yılın Mart ayı geldiğinde, içinde bol miktarda “kadın” sözcüğü bulunan bir yazı yazmak konusunda herhangi bir sıkıntıyla karşılaşmadık. Gerçi Gelenek’in mart aylarında “kadın sorunu” hakkında yazmak ya da başka aylarda yazmamak gibi bir “gelenek”i bulunmuyor; ama ayşe düzkan ve arkadaşları sağ olsunlar bize en azından bu yılki Mart-Nisan sayımızda meseleyi atlamama fırsatını vermiş oldular....
İşaret/Notlar
Yükleniyor...
İşaretle
Kapat
Okur Giriş

Parolanızı mı unuttunuz
×
Signup

Already have an account? Login
×
Kayıp Parola

×