Zimmerwald, İsviçre’nin yaklaşık olarak ortasında, Bern kantonuna bağlı bir kenttir. Pek bilinen bir yer olduğu söylenemez, turist potansiyeli de herhalde çok yüksek değildir. Zimmerwald’ı tarih kitaplarına geçiren olay ise 1915 yılının Eylül ayında sosyalistlerin, Birinci Savaş devam ederken, savaşı ve savaş karşısında sosyalistlerin tutumunu tartışmak için bir araya gelmeleridir. Konferans, sosyalistlerin arasında artık ertelenemez hale...
Öyleyse Yaz ilk sayfanın en üstüne İnsanlardan nefret etmiyorum Haddimi aşmadığım gibi Ama gaspçının gözleri Dikilirse benim ekmeğime Kork… Kork… Açlığımdan ve öfkemden Mahmut Derviş, Kimlik Kartı Yahudiler emekçi halkın düşmanı değildir. İşçilerin düşmanı tüm ülkelerin kapitalistleridir. Yahudiler arasında emekçiler mevcuttur ve bunlar çoğunluğu oluştururlar. Onlar tıpkı bizim gibi sermaye tarafından ezilen bizim kardeşimizdir; onlar...
Lenin 1918’de yazdığı Sovyet Hükümetinin Acil Görevleri broşüründe, iktidarı aldıktan sonra devrimin önündeki en acil görevin emek üretkenliğinin artırılması olduğunu yazıyordu: “Bütün sosyalist devrimlerde proletarya iktidarı alma sorununu çözdükten ve esas itibariyle mülksüzleştirenleri mülksüzleştirerek dirençlerini bastırdıktan sonra, kapitalizmden daha üstün bir toplumsal düzen yaratma, yani emek üretkenliğini artırma ve bu minvalde (ve bu amaçla) daha...
Küba’nın Ankara Büyükelçisi Ernesto Gomez Abascal ile Latin Amerika’daki siyasi süreçler hakkında konuştuk. Aynı zamanda Küba Komünist Partisi Merkez Komite üyesi olan Gomez sol.org.tr’de ayda bir köşe yazısı yazıyor. Daha önce Irak’ta görev yapan Gomez’in Türkçede Nazım Kitaplığından çıkan Bağdat Görevi başlıklı bir de kitabı var. Öncelikle geçtiğimiz yıllarda Latin Amerika’da yaşanan gelişmelerle başlayabiliriz. Açık...
Yayına başladığı 1986 Kasımı’ndan bugüne Gelenek’in önemli bir misyonu sırtladığını düşünüyoruz. Belki de bir çizgi üstünde döneme göre farklılaşan yenilenen birden fazla misyondan söz etmek daha yerinde olacak… 91. sayımızda ve 20. yaşımızda bu tarihe dönüp bakmak istedik. Kemal Okuyan’la röportaj ve Metin Çulhaoğlu’nun çalışması buna dönük. * * * Gelenek’in ilk sayısı hazırlanırken Ekim...
Gelenek’in Temmuz 1990’da çıkan 30. sayısından… 1917 Ekim sosyalist devrimi, uluslararası işçi hareketinin, bir siyasal ve ideolojik güç olarak sosyalizmin en önemli ve kalıcı kazanımıdır. Bundan yaklaşık yetmiş üç yıl önce Bolşevikler önderliğinde Rus proletaryası yeni bir dünya yaratmak için iktidara geldiğinde, uluslararası işçi hareketinin bir öncü müfrezesi olarak kabul gördü, olabildiğince desteklendi. Rus proletaryası...
Süreçlere karşıtlarıyla bakmak ve öznelliğin incelenen süreçlerin bir parçası, kritik bir parametresi olduğunu sürekli hesaba katmak Marksizm-Leninizm’in en büyük metodolojik üstünlüklerinden bir tanesidir. Sovyetler Birliği’ne, işçi sınıfının bu en görkemli zaferine bakarken bu metodolojik ilkeyi ne kadar vurgulasak azdır. İnsanlığa ne öneriyoruz? Bu soruyu Sovyetler Birliği çerçevesinde düşünürke,n bu sosyalist iktidar deneyimine karşı emperyalizmin saldırılarını,...
6-8 Ekim 2006’da Küba Dostluk Dernekleri Avrupa Buluşması’na katılmak için İstanbul’a gelen Kübalı iktisatçı Osvaldo Martinez’le sosyalist planlama ve Küba’nın deneyimleri hakkında konuştuk: Sizinle güncel gelişmelerden çok sosyalizmin tarihsel sorunlarını ve planlamayı tartışmak istiyoruz… Bildiğiniz gibi yalnızca burjuva iktisatçılar değil bazı solcu iktisatçılar da merkezi planlamayı verimsiz ve otoriter olmakla suçluyor. Verimlilik tartışmasından başlayabilir miyiz?...
Marksizm ile din arasındaki ilişkiden ne zaman söz açılsa, gündeme Marx’ın ünlü cümlesi gelir: “Din halkın afyonudur.” Üç sözcüklük bir ideoloji, siyaset ya da bilim tanımı ne kadar açıklayıcı olabilirse, bu cümle de din hakkında ancak o ölçüde tatminkar bir açıklama sağlayabilir. Ama ne yazık ki, Marksizm hakkındaki tartışmaların önemlice bir bölümü, Marx’ın, Engels’in ya...
Marx ve Engels siyasal iktidarın fethinden sonra izlenecek yol üzerine pek az yazdılar. İlginçtir, Lenin’in de bu konu hakkında uzun uzadıya yazdığı söylenemez. Böylece, buna benzer bir tartışmanın merkezinde durmasını bekleyeceğimiz devlet konusunun da üzerinde durulmamış oldu. Ustaları takip eden dönemlerde de, marksist çevreler, kapitalizm koşullarında devlet üzerinde hayli dursalar da, siyasal iktidarın işçi sınıfı...