Bu yazıda genel olarak, ideoloji ve politika ilişkisi ve özel olarak da sosyalist ideoloji ile sosyalist politikanın “meşruluk durumu” üzerine kavramsal bir çözümleme amaçlanıyor. Konu oldukça zor bir konu. Zorluk, verili nesnelliğin bu alanda bir açılım yapılabilmesinin önünde en fazla negatif bir etki yaratmasından kaynaklanıyor. Yani bir başka deyişle nesnelliğin kolaylaştırıcı pozitif bir etkisinden bahsetmek...
Liberalizm üzerine yapılacak bir incelemeye tarihsel ve kavramsal bir başlangıç noktası seçmek oldukça zor. Ancak iki ana tema üzerinden liberalizm ütopyasının şekillenişine yaklaşmak olanaklı görünüyor: Bir, toplumsal olan ile siyasal olan arasındaki ilişkinin, önüne doğal sıfatı getirilen her türlü ilişki (doğal insan, doğal hukuk vb.) temelinde kuruluşu. İki, buradan hareketle, özel ve kamusal olanın, kapitalizmin...
Birisi çıkıp şunları söyleyebilir: “Dünya ve Türkiye bir geçiş dönemini yaşamaktadır. Çok farklı bir tarihselliğin, farklı dinamikleri etkisiyle de olsa bir geçiş sürecinde Türkiye, modern dünyanın yaşadığı dönüşüme eklemlenebilir. Dahası yalnızca eklemlenmekle kalmaz, kendi tarihini / tarihselliğini geride bırakacak bir sıçrayışla süreçler özdeş kılınabilir. Bugünün dünyasında bu şans doğmuştur. Bu süreçte fikirlerin önemi artmıştır; daha...
Bir iddia var: Deniliyor ki, 20. yüzyılın son çeyreğinde “politik olanla toplumsal olanı birbirinden ayırabilmek artık imkansız birşeydir.” Doğru, fakat tartışılması gereken bir nokta var. Bu iddiaya göre hem politik olanın ve hem de toplumsal olanın her ikisinin de ortadan kalkması nedeniyle geçersizleşmiştir. “Çünkü Fransız Devrimi’nden bu yana ekonomik adlı (ister belirleyici olsun isterse olmasın)...
Bugün reel sosyalizmin yaşadığı krizin, özel olarak sosyalist ideolojinin bir krizi biçiminde tezahür ettiği rahatlıkla söylenebilir. Bu hem bu tür ülkelerde bir yaşam tarzı ve pratiği olarak hem de kapitalist dünyada bir dünya görüşü ve mücadele biçimi olarak sosyalist ideolojinin bütünü açısından geçerli. Dolayısıyla, birinin diğerini beslediği bir süreçte genel olarak sosyalist ideolojinin bunalımı açığı...
“Yeni sanat, ya yeni bir toplum düzeni içinde ya da kültürel değişime uğramış, ama başka bakımlardan dirençli ve dinçleşmiş bir eski düzen içinde kendi yerini bulabilirdi.” diyor R. Williams. “Yeni” sanat, burjuva toplumsal yaşamına bir başkaldırıydı ama, yeni bir toplum istemedi. Bu nedenle, yeni bir toplum düzeni içinde yerini bulması söz konusu değil… Fakat kültürel...