Bu sayımızda, TKP 2002 Konferansı tarafından tartışılarak Ağustos ayında son hali verilen “2002 Yılında Dünya ve Türkiye” başlıklı rapordan hareketle sosyalizm mücadelesinin güncel sorunlarını ve güncel görevlerimizi ele alan yazılara yer veriyoruz. İlk yazımız, Kürt hareketine ilişkin önemli bir saptama içeriyor. Mevcut Kürt hareketinin Kürtlerin “ulusal çıkarlarını” temsil etme yeteneğini yitirdiği saptamasında bulunan Aydemir Güler, solun...
Başlıktaki “Kürt hareketi” tamlamasından esasen kimlerin kastedildiğine dair herhangi bir kuşkuya yer yok. Kestirmeden gidersek Türkiyeli Kürt nüfusunun siyasal tercihi, 3 Kasım 2002’de açık arayla DEHAP’ı işaret etmişse, kısaca “Kürt hareketi” derken, DEHAP-HADEP adlı parti/partiler ile bunların mirasçısı veya sürdürücüsü oldukları Kürt siyasi geleneği kastedilmek durumundadır. Ancak başlıktaki özet ifade söz konusu gelenekte siyasetin çöküşünü...
Günümüz Türkiye’sini siyasal çıkarsamalar için “okumaya” çalışanların gezinmeleri gereken birçok alan vardır. Ülke kapitalizminin yapısından, uluslararası sistemle eklemlenme modeline; her an gerilim yaratabilecek iç siyaset başlıklarından, dış politikadaki tercihlere kadar uzanan alanlardır bunlar. Üstelik ülkeyi okumak genel olarak dünyaya ilişkin belirli bir okumayı da gerektirir. Hepsi birlikte titizlikle yürütülmesi gereken zorlu bir uğraş oluşturur. İki...
Başlarken, başlıkla ilgili bir uyarı yapmam gerekiyor. Bu yazı, başlıkta birbirinden virgülle ayrılan kavramların teorik ve tarihsel bağlamları içinde tek tek ele alıp incelenmesi, öne sürülen tezlerin tartışılması türünden bir amaç taşımıyor. Konuyla ilgili çok sayıda marksist kitap, makale ve tartışma, bunlarla ulaşılan belli bir olgunluk düzeyi var. Yeniden tartışmanın başına dönmek tüketilen yolu bir...
Tanım yerine Önce, aydınının değişik anlatımları üzerinde durmakta, onları hatırlamakta yarar var. Tanım yerine, anlatım sözcüğünü bilerek seçiyorum; çünkü bu yazının, “aydın” kavramı üzerine konuşulup yazılmış pek çok şeyin içinden iyi bir tanımın gerektirdiği en uygun seçimi yaparak “efradını cami ağyarını mani”, ne eksik ne fazla, içeri alınması gerekenleri kapsayıp yabancı olanları dışarıda bırakma noktasına...
Kavramlar konusunda aşırı hassasiyet zararlıdır. “Her şeyin fazlası zarar” anlamında değil yalnızca… Kavramlar konusunda aşırı titizlenenler bir başka çok bilinen deyişle, ağaçlara bakarken ormanı görememe tehlikesiyle karşı karşıyadır. Tek tek kavramlardan daha önemli olan, bunların ne tür bir bütünlük içinde kullanıldığıdır. Örneğin Türkiye’nin “emperyalizmin gizli işgali altındaki bir ülke” olarak mı, yoksa “bağımlı bir kapitalist...
Marksistler uzun yıllar boyunca “mekanik”, “tek yönlü”, “deterministik” bir tarih anlayışını savunmakla suçlandılar. Marksizm, insanoğlunun daha önceden belirlenmiş basamaklardan geçerek sosyalizme gitmek zorunda olduğunu savunuyordu ve marksizmin sınıflı toplumların gelişimi için önerdiği şema kabul edilemezdi. Marksistler de elbette bu eleştirilere kayıtsız kalmadı. Oldukça geniş bir yelpazede de olsa bu “suçlamalar” yanıtlandı. Sonra bu tartışma kapanır...
“Emperyalistlerin ve ajanlarının tuzağına düşüp birbirinizi öldürmemek için mümkün olan her şeyi yapmak sizin görevinizdir. Birlikte mücadele etmek zorundasınız ve birlikte olduğunuzda sömürgeciliğin son kalıntılarını güzel adanızdan silebilirsiniz. Yunanistan’ı ve Türkiye’yi sevdiğim kadar sizin adanızı da seviyorum. Adanız, Yunanistan ve Türkiye halklarını birleştiren bir bağ olabilir ve olmalıdır. Adanız, savaş ve yıkım korkusunun yaşanmadığı bir...
(Ağustos 2002) BİRİNCİ BÖLÜM Dünyanın Emperyalist Yeniden Yapılandırılması, 11 Eylül Sonrası Gelişmeler, Tıkanma Noktaları ve Devrimci Olasılıklar A. YENİDEN YAPILANMANIN GENEL ÖZELLİKLERİ 1) Reel sosyalizm sonrası yeniden yapılanma sürmektedir Sosyalizmin ve işçi sınıfının 20. yüzyıla yayılmış doğrudan veya dolaylı kazanımlarının tasfiyesi süreci devam etmektedir. Sosyalist ülkelerin, anti-emperyalist hareket ve rejimlerin ve kapitalist ülkelerdeki işçi sınıfı...