Kimilerine göre marksizmin bunalımı, başkaları için bürokratik despotizmin çöküşü…Reel sosyalizmin yaşadığı çözülme süreci Doğu Avrupa’da işini şimdilik bitirmiş görünüyor. Arnavutluk ve sosyalist sistemin geçmişte en dejenere ögelerinden biri olan Yugoslavya’da da yolun sonuna yaklaşılıyor. Sovyetler Birliği dışında, Asya’nın bir ucunda, bir de Karayipler’de sosyalizm devlet iktidarına sahip olmaya devam ediyor. Emperyalizmin dünyanın yeniden yapılandırılması planında...
“lch bin nicht mehr Kommunist!” Bugün artık Almanya’da gençler böyle diyor. Ben Brecht’le başlamayı tercih ediyorum: “Bir kez olan oldu / Elinde değil ayırmak / Şaraba katılan suyu / Ama değişmeyen şey yok / Başla istersen yeniden.” Dünyanın her yerinde olduğu gibi, birleşmeden sonra Almanya’da da komünist olmak zor olacak. Belki de bir kuruluşu zor...
İnsanın, gerçekliğin en az eksikli algılamasına ulaştığına inandığı bir anda, farkında olmadan, o gün için öne çıkmış bir parçaya takılıp kalması mümkün müdür? Mümkündür. Marksistler olarak, yaşadıkça pek çok şey öğreniyoruz. Öğrendiklerimizin arasında, kendi birikimimiz açısından “çok yeni” olanlar da yer alıyor. Zaman zaman hepimiz, kendi özgül konumumuzla sahip olmamız gereken bütünü artık yakaladığımıza inanıyoruz....
I.Dünya Savaşı enternasyonalizm ve uluslararası örgütlenme için bir çöküş getirmişti. Benzer bir dönüm noktası, bu kez panik yaratmamış olsa da, II. Savaş’ta da yaşandı. 1990’ların hemen başında, galiba bu iki dönemeçten daha da keskin bir viraj alınıyor. Gerçi uluslararası hareketin elinde dağılacak ya da kapatılacak bir enternasyonal zaten mevcut değil, ama bu kez örgütten daha...
Uluslararası politikada 1940’tan sonra net olan bir nokta var: Artık sosyalizm ve sosyalist ülkelerle mücadelenin sıcak olmayan, daha sabırlı bir biçimini bulma zorunluluğu ortaya çıkıyor. Artık tahrike yönelik olduğu kuşku götürmez olan, istisnasız her gün tekrar eden Çekoslovak ve Sovyet hava sahalarının ihlali gibi yöntemler devreden çıkıyor. Üzerinde durmak gerek: 1949, Sovyet yetkililerinin Amerika Birleşik...
Sınıf mücadeleleri tarihi açısından Avrupa tarihi oldukça ilginç bir gelişim çizgisine sahne oldu. İşçi hareketinin nabzı, XIX. yüzyıl sonlarına kadar marksizmin beşiği olan bu kıtada attı; bu dönemde kıtanın en hararetli ülkesi Fransa’ydı. Çok uzun sürmeyen Paris Komünü deneyiminden sonra gözler Almanya üzerine çevrildi. Aynı tarihlerde kıta dışına da taşan hareketlenmeler ilgiyle izleniyordu. Beklenenin tersine...
I.Giriş Üç yıl aşkın bir süredir en eski sosyalist ülkede, önemsenmesi gereken bir süreç yaşanıyor. Glasnost ve perestroyka’yı tüm dünya dillerinin kelime hazinesine hediye eden gelişmelerin temellerinde gerçek sorunlar vardır. Sovyetler Birliği Komünist Partisi, ülkenin ve partinin, iktisattan örgütlenmeye kadar akla gelebilecek her alanda yüz yüze geldiği sorunların çözümü doğrultusunda son derece enerjik bir atılım...
Önce bir şaire yapıtın yazarını nasıl gördüğünü soralım. Bize Brecht yanıt versin Lenin hakkında. “Mi-en-leh’in uygulamaları, onun büyük bir filozof olduğunu kanıtladı. Mi-en-leh felsefede uygulamacı, uygulamada ise filozof gibiydi.” İnsanlar kendi seçtikleri koşullar altında değil, doğrudan doğruya karşılaşılan, verilen ve teslim alınan koşullar altında kendi tarihlerini kendileri yaparlar. Bu, çokça karşılaştığımız ve açıklayıcılık değeri kuşku...
Kimi zaman, belki fazla heyecandan, bir “kongre”den sözediliyordu. Kaçınılmaz “an” gelmişti. Bu kez “kurtuluş” yoktu. Düdüksüzlerle fırçacıların savaşı belki bir fanteziydi ama; bu bir gerçek… Herkes kendi ekibini hazırlamış, köşe başlarına kendi adamlarını yerleştirmişti. Evet Mihayil Gorbaçov ile Yegor Ligaçov, binlerce delegenin önünde kozlarını paylaşacaklardı. Böyle hazırlanmıştı, kamuoyumuz 19. Parti Konferansı’na. “Gorbaçov ile Ligaçov arasında...
Mao’nun ölümünün üzerinden 12 yıl geçti. Bu 12 yıl “Mao Zedung Düşüncesi”nin Çin’de terkedilmesine,  çeşitli ülkelerdeki Maocu akımların sahipsizlik içinde oradan oraya savrulmalarına sahne oldu. Bazıları sebatla ÇKP’de direnip Mao’nun yolundan sapılmadığını ispatlamaya çalışırken,  başkaları Arnavutluk Emek Partisi’ne “transfer” oldu; ikisinde de aradığını bulamayanlar ise bir taraftan eski vasilerine reddiyeler düzerken,  diğer yandan “Mao Zedung...