İnsanın, gerçekliğin en az eksikli algılamasına ulaştığına inandığı bir anda, farkında olmadan, o gün için öne çıkmış bir parçaya takılıp kalması mümkün müdür? Mümkündür. Marksistler olarak, yaşadıkça pek çok şey öğreniyoruz. Öğrendiklerimizin arasında, kendi birikimimiz açısından “çok yeni” olanlar da yer alıyor. Zaman zaman hepimiz, kendi özgül konumumuzla sahip olmamız gereken bütünü artık yakaladığımıza inanıyoruz....
I.Dünya Savaşı enternasyonalizm ve uluslararası örgütlenme için bir çöküş getirmişti. Benzer bir dönüm noktası, bu kez panik yaratmamış olsa da, II. Savaş’ta da yaşandı. 1990’ların hemen başında, galiba bu iki dönemeçten daha da keskin bir viraj alınıyor. Gerçi uluslararası hareketin elinde dağılacak ya da kapatılacak bir enternasyonal zaten mevcut değil, ama bu kez örgütten daha...
Uluslararası politikada 1940’tan sonra net olan bir nokta var: Artık sosyalizm ve sosyalist ülkelerle mücadelenin sıcak olmayan, daha sabırlı bir biçimini bulma zorunluluğu ortaya çıkıyor. Artık tahrike yönelik olduğu kuşku götürmez olan, istisnasız her gün tekrar eden Çekoslovak ve Sovyet hava sahalarının ihlali gibi yöntemler devreden çıkıyor. Üzerinde durmak gerek: 1949, Sovyet yetkililerinin Amerika Birleşik...
Sınıf mücadeleleri tarihi açısından Avrupa tarihi oldukça ilginç bir gelişim çizgisine sahne oldu. İşçi hareketinin nabzı, XIX. yüzyıl sonlarına kadar marksizmin beşiği olan bu kıtada attı; bu dönemde kıtanın en hararetli ülkesi Fransa’ydı. Çok uzun sürmeyen Paris Komünü deneyiminden sonra gözler Almanya üzerine çevrildi. Aynı tarihlerde kıta dışına da taşan hareketlenmeler ilgiyle izleniyordu. Beklenenin tersine...
I.Giriş Üç yıl aşkın bir süredir en eski sosyalist ülkede, önemsenmesi gereken bir süreç yaşanıyor. Glasnost ve perestroyka’yı tüm dünya dillerinin kelime hazinesine hediye eden gelişmelerin temellerinde gerçek sorunlar vardır. Sovyetler Birliği Komünist Partisi, ülkenin ve partinin, iktisattan örgütlenmeye kadar akla gelebilecek her alanda yüz yüze geldiği sorunların çözümü doğrultusunda son derece enerjik bir atılım...
Önce bir şaire yapıtın yazarını nasıl gördüğünü soralım. Bize Brecht yanıt versin Lenin hakkında. “Mi-en-leh’in uygulamaları, onun büyük bir filozof olduğunu kanıtladı. Mi-en-leh felsefede uygulamacı, uygulamada ise filozof gibiydi.” İnsanlar kendi seçtikleri koşullar altında değil, doğrudan doğruya karşılaşılan, verilen ve teslim alınan koşullar altında kendi tarihlerini kendileri yaparlar. Bu, çokça karşılaştığımız ve açıklayıcılık değeri kuşku...
Kimi zaman, belki fazla heyecandan, bir “kongre”den sözediliyordu. Kaçınılmaz “an” gelmişti. Bu kez “kurtuluş” yoktu. Düdüksüzlerle fırçacıların savaşı belki bir fanteziydi ama; bu bir gerçek… Herkes kendi ekibini hazırlamış, köşe başlarına kendi adamlarını yerleştirmişti. Evet Mihayil Gorbaçov ile Yegor Ligaçov, binlerce delegenin önünde kozlarını paylaşacaklardı. Böyle hazırlanmıştı, kamuoyumuz 19. Parti Konferansı’na. “Gorbaçov ile Ligaçov arasında...
Mao’nun ölümünün üzerinden 12 yıl geçti. Bu 12 yıl “Mao Zedung Düşüncesi”nin Çin’de terkedilmesine,  çeşitli ülkelerdeki Maocu akımların sahipsizlik içinde oradan oraya savrulmalarına sahne oldu. Bazıları sebatla ÇKP’de direnip Mao’nun yolundan sapılmadığını ispatlamaya çalışırken,  başkaları Arnavutluk Emek Partisi’ne “transfer” oldu; ikisinde de aradığını bulamayanlar ise bir taraftan eski vasilerine reddiyeler düzerken,  diğer yandan “Mao Zedung...
Yalnız Türkiye’de olduğu sanılmasın. Bütün dünyada sol hareket içerisindeki üç eğilim, son beş yıl içerisinde önemli değişmeler geçirmekte. Bu üç eğilim, dilerseniz sapma deyin, şu sıralar yeni dengelere, yeni yapılanmalara doğru yol alıyor. Trotskizmin, maoculuğun ve geleneksel sol kökenli revizyonist bölmenin yeni dengelere ve yeni yapılanmalara yönelmesi, çok belirleyici bir gelişme değildir. En azından, bu...
Yeni Düşün’ün nisan sayısındaki talihsiz bir mektuba Gelenek’in önceki kitabındaki değinilmişti. Sonra, Yeni Açılım adında bir tuhaf yayının ilk sayısını okuduk… Bekleniyordu; ama bu kadarı değil… Sovyetler Birliği’ndeki glasnost ve perestroyka süreçlerinin geleneksel solun bazı kesimlerinde yeniden sağa itici bir etki yapacağı biliniyordu; ama bu ölçüde değil. Bir de TBKP programının eleştirilere açık olduğu, değiştirilebilir...
İşaret/Notlar
Yükleniyor...
İşaretle
Kapat
Okur Giriş

Parolanızı mı unuttunuz
×
Signup

Already have an account? Login
×
Kayıp Parola

×