Giriş yerine Bir süreci kavramak, giderek sürece müdahil olmak için sürecin adını doğru koymak gerekiyor. Bu yönde bir değerlendirme için ise elimizde iki yöntem bulunuyor; adlandırma çabası bu ikisinin bileşkesinden oluşuyor: Sürecin temel özelliklerini ortaya koymak ve sürecin sonuçlarını değerlendirmek. Ad koyma işlemi, geriye dönük ve tamamlanmış bir sürece dönük yapıldığında o sürecin sonuçlarını da...
Yalnızca dar anlamıyla düşünsel yaşamımızın nereye doğru gittiğini değil, genel olarak siyasetin nasıl yapılandırılmakta olduğunu kavramak için de kitapçılardaki değişimi izlemek yararlı olabilir. Daha geniş mekanlara geçilmesinden, büyük yayın tekellerinin bu sektörü her geçen gün daha etkili bir biçimde denetlemesinden söz etmiyorum. Bu ikincisiyle elbette ilişkili olarak, kitapçı raflarındaki dağılımdaki değişime dikkat çekmek istiyorum. Çocuk...
“1789’a bütün milletçe ihtiyacımız var tarihte atlama olmaz; hepsi sırayla sahneye konulmalı. Canım küçük burjuvaları kıralın boyunduruğundan kurtarmalıyız ki cici karılarını kollarına katarak Eşitlik Meydanında Bağımsızlık Parkında ve Kardeşlik Aile Bahçesinde dolaştırabilsinler; bak sevgilim bizim için buralarda birtakım deliler kanlarını döktüler diye dedelerinden kalan kahramanlık mirasiyle gururlansınlar. Bu mirasın doğması için önce mülkiyet gerekli mülkiyet.”...
Sosyalist mücadelenin en önemli sorunlarından birisi, mücadelenin bilfiil içinde olan kadroların dışında kalan insanların, bugünden dört başı mamur bir şekilde tahayyül edemeyeceği bir gelecek projesine sahip olmasıdır. Sosyalizm, hala sürmekte olan tüm tartışmalara rağmen aslında bir iktidar sonrası toplumu betimler; sosyalistler bir şekilde iktidara gelecek ve birtakım toplumsal dönüşümleri yaşama geçireceklerdir. Sosyalizm bugün dünyada birkaç...
Sadece mekansal ifadelerle yapılan bir devlet tanımı yeterli olabilir mi? Bu soruya kolayca hayır diye yanıt verebiliriz. Bu yanıtı kolayca verebilmemizi sağlayan unsur, sorunun başlangıcındaki “sadece” kelimesidir. Devlet, şüphesiz mekansal ifadeleri de içeren bir tanıma sahiptir. Ancak tek başına bu ifadelerin bir fonksiyonu olarak yapılan bir devlet tanımının yetersiz kalacağı açıktır. Bu yazıda kapitalist devletin...
Türkiye’nin, 20. yüzyılda emperyalizme karşı verilen ulusal kurtuluş mücadelelerinin başını çektiği doğrudur. Doğal olarak bu savaşın egemen ideolojinin dilinde, üslubunda, egemen sınıfın veya güçlerin siyasi deneyimlerinde bıraktığı izlerin ötesinde halkımızda, geniş kitlelerde bir miras bırakmış olması beklenir. Üstelik söz konusu Kurtuluş Savaşının öncesinde ortada bir imparatorluk, bir dünya gücü vardır ve bu konumun yine egemenlere...
Aklı başında sosyalistlerin kimi evrensel olgulara ilişkin kuramsal çözümlemelere titizlikle ve belirli ölçütlerle yaklaşmalarında her zaman yarar vardır. Dikkat edilirse burada iki niteleme yapılıyor: Birincisi gündemdeki olgunun evrensel boyut taşıması; ikincisi ise aynı olguya yönelik kuramsallaştırma. Titizliği gerektiren, evrensel olguları ele alan kuramsal çabaların tanım gereği zaaf ve boşluklarla malul olmaları değildir. Sorun başka yerdedir....
Elinizdeki Gelenek’in yazıları hazırlanırken Türkiye bir kez daha askerlerle hükümet arasında bir çekişmeye sahne oluyordu. Avrupa’da Milli Görüş örgütlenmesi ve Türkiye’nin diplomatik temsilcilikleri arasındaki ilişki, 19 Mayıs’ın nasıl kutlanacağı, Avrupa Birliği sürecindeki yeni reform paketi ve özel olarak Kürtçe ile ilgili asker rezervleri, ABD’nin Türkiye’de yaratılan atmosferin tersine hükümeti kayıran ve faturanın adres hanesine...
Komplo teorisi meraklılarının SARS virüsü konusunda ne söyleyeceğini tahmin etmek hiç de zor değildi: Söz konusu virüs başta Çin olmak üzere Uzakdoğu Asya ülkelerinin hızlı yükselişini durdurmak ve böylece dünya liderliği konusunda kendisine rakip olmalarını önlemek isteyen ABD tarafından geliştirilmişti. Bu virüsün yalnızca “sarı ırk”ı etkilediğini iddia edenler bile çıktı… Çin dahil olmak üzere Uzakdoğu...
Avrupa Birliği’nin (AB) genişlemesi emperyalist sistemin yeniden yapılanmasının bir kurumsal alt başlığıdır. Bu genel-geçer ya da fazla “indirgemeci” görünebilecek tezin hemen ardından vurgulanması gereken ise şu: AB’nin genişlemesinin Soğuk Savaş sonrası dönemin uluslararası hiyerarşisi içinde Avrupa-ABD odaklarının “çekişmesi” çerçevesinde değerlendirilmesi hatalı bir yaklaşımdır. Avrupa-ABD çekişmesi yanılsamasının en fazla beslendiği dönem olan Irak Savaşı’nın ardından Nisan...