Türkiye’de pek çok sosyalistin din konusunda net sayılabilecek bir görüşü yok. Halbuki bir devrimci çizginin açık seçikliği, din konusundaki görüşüyle de ortaya çıkar. Devrimciler bu konuda nedense ürkek olmuşlardır. Devrimci aydın, teolojik konularda kendini genellikle yetersiz görmüştür. Gereksiz bir komplekse kapılmıştır bu konularda: “Ben din konusunda pek çalışma yapmadım, yeni incelemeye başladım…” Devrimci aydının cevapları...
Faşizm ve ekonomi politik… Marksist ekonomi politik ile III. Enternasyonalce üzerinde en son mutabık kalınan faşizm tahlili yanyana getirilince ne yazık ki faşizmin ekonomi politiği çözümlenmiş olmuyor. Çünkü böylesi bir arayışın içine sanıldığından çok daha fazla konjonktürel zorunluluklar siyasi parametreler ve teorinin kendi içinde taşıdığı eşitsizlikler siniyor. Bugün bilimsel sosyalist gelenekte iktidar perspektifi dışına düşmüş...
Ortodoks marksist teoriyi öne çıkarırken, devlet, ideoloji, öznel güç gibi, ortodoks çerçevede üstyapısal olarak ayrıştırılan kategorilerin iç dinamiklerini merceğin altına sürmek… Batı solunda, paradoksal gibi görünen bu iki çabayı birarada üretmeye çalışanların siyasi çıkışsızlığına mahkum olmadan, bunu becermek olanaklı mı? Yaratıcılık ve ortodoks teoriyi aynı potada birbirlerini eritmeyecek biçimde yan yana getirmek, gerçekçi bir teorik...
Faruk Tuna’nın 8 yıllık, Didar Şensoy’un taze anılarına saygıyla… I Faşizm konusunu, hem Avrupa solunun gündemine, hem de Türk solunun tartışmalarına çoğunlukla faşizmin güçlenmesinin ve anti-faşist mücadele pratiğinin teorik üretimden daha öne sıçradığı konjonktürlerde girdi. Söyleneceklere bu saptamayla başlamak, sonda vurgulanacak olanı ilk başta dile getirmek anlamına gelebilir. Gelsin; çünkü bu tartışmanın ve aynı konuda...
Gelenek Kitap Dizisi çıktığından bu yana bir gerçeği sürekli olarak vurguluyor: Türkiye sosyalist hareketi, siyasal bağımsızlığını teorik bağımsızlığı aracılığıyla güvence altına almadıkça “siyaset” üretmekte zorluk çekecek, görüş bildirme kaçınılmaz hale geldiğinde sinir bozucu gerilikteki yaklaşımlarla yetinmek zorunda kalacaktır. Kaçınılmaz görüş bildirme “görevlerimizden” biri olan seçimler, geleneksel mizah şölenimizdir.’ Radyoda, dergilerde “halkımız askeri yönetimi onayladı” (1983),...
İşaret/Notlar
Yükleniyor...
İşaretle
Kapat
Okur Giriş

Parolanızı mı unuttunuz
×
Signup

Already have an account? Login
×
Kayıp Parola

×