Elinizdeki haziran kitabımızın ana konusunu sosyalist harekette program sorunu oluşturuyor. En başta “Gelenek Gündemi”, bu konuda somut saptamalar içeriyor. Gündem yazısının başında gerekli açıklama olmakla birlikte burada bir kez daha vurguluyoruz: “Legal Sol Parti İçin Programatik Öneriler” kapsamlı bir program çalışmasının ürünü değil, dünya ve Türkiye saptamalarına bir yaklaşım denemesidir. Bu sınırlı kapsama rağmen yapılan...
Gerek kavramsal içeriği açısından gerekse somut süreç olarak “gelişme” üstüne çok şey söylenebilir. Süreç olarak alındığında gelişmenin her evresinde, süreci daha ötelere taşıyacak dinamiklerle, ulaşılan aşamayı o haliyle kalıplaştırmaya yönelen eğilimler arasında bir çekişme görülür. Ulaşılan son aşamayı kalıplaştırmaya çalışanlar hep daha “rasyonel”, daha “gerçekçi” bir görünüm verirler. Bu yenilikçilerin başlangıçtaki yalnızlıklarını doğurur. Siyasal planda...
Legal sol parti tartışmaları yaklaşık iki yıldır Türkiye sol hareketinin gündeminde. Daha önce Gelenek’te yer alan yazılarda, böyle bir partinin hangi temeller üzerinde kurulması gerektiğine değinilmişti. Başka yayın organlarında, özellikle Görüş, Emek Dünyası ve Toplumsal Kurtuluş’ta, konuya ilişkin kapsamlı denebilecek tezler, öneriler yer aldı. Çalışma ve tartışmaların artan bir ivme ile devam edeceği inancındayız. Eninde...
Yeni Düşün’ün nisan sayısındaki talihsiz bir mektuba Gelenek’in önceki kitabındaki değinilmişti. Sonra, Yeni Açılım adında bir tuhaf yayının ilk sayısını okuduk… Bekleniyordu; ama bu kadarı değil… Sovyetler Birliği’ndeki glasnost ve perestroyka süreçlerinin geleneksel solun bazı kesimlerinde yeniden sağa itici bir etki yapacağı biliniyordu; ama bu ölçüde değil. Bir de TBKP programının eleştirilere açık olduğu, değiştirilebilir...
Sosyalist hareketin gündemine program sorunu ne zaman girse hemen Engels’in ünlü sözleri akla gelir; pratikte yapılanların programın kendisinden daha önemli olduğuna ilişkin çok bilinen sözler… Engels’in değerlendirmesine karşı çıkmak ve bir programın kendi başına taşıyabileceği belirleyiciliklere aşırı önem vermek elbette doğru olmaz. Ne var ki sosyalist hareketin bugün geldiği noktada, aynı sorun gerçekten de özellikle...
Legal sol parti tartışmaları Türkiye solunun gündeminde önemli bir yer tutmaya başladığında, hemen herkesin birleştiği bir nokta vardı. Hiç değilse belli bir süre, bir partinin kuruluşundan çok, tartışmaların kendisi önem taşıyacaktı. Artık somut girişimlerin kendisini hissettireceği, hissettirmesi gereken bir döneme girilirken, legal sol partiye yönelik tartışmaların oldukça yararlı olduğunu, hatta kimi konularda küçümsenemeyecek netlikte tabloların...
Türkiye’de sosyalist hareketin başlangıcından bu yana ürettiği legal parti programlarının, yeni partileşme tartışmalarının gündeminden inmediği günümüzde yeniden ele alınmaları gerekiyor. Elbette yalnızca legal programların değil. Geçmişte ya da bugün açık yayınlanma şansları olmamış ya da olamayan programların da tartışılması gerekiyor. Her yeni girişim, kendinden öncekilerle hesaplaşmasını yapmak zorundadır. Bu zorunluluk legalite-illegalite ayrımının ötesinde. Ancak iki...
Bir sosyalist partinin program eleştirisine esas olacak temel noktalar özellikle günümüz Türkiyesi’nin gerçekleri göz önüne alındığında neler olmalıdır? 1-Marksist-leninist teori ve pratiğin dünya çapında ve bunun bir parçası olarak Türkiye’deki sorunlarının bugünkü biçimlenişi nedir? Programda bu sorunlar hangi boyutlarda ele alınmıştır? 2-Bugünün gerçekleri ile kurulması düşünülen sosyalist toplum arasındaki sürece bakış programda nasıl ele alınmıştır?...
Bugünden bakıldığında, Türkiye’de faşizm tartışmalarının ilginç bir kaderi var;71 sonrasında her siyasi çizginin kendi siperinden diğerlerine yönelttiği ateşli eleştiri ve suçlamalar, 1980 sonrasında ise bu konuda yapılabilecek bütün alıntıların ya da perspektiflerin tüketilmesinden kaynaklanan bir suskunluk… Faşizm konusunda herkesin göz attığı sınırlı bir literatürü kırpıp kırpıp yıldız yapmak ve sözcüklerin nüans ayrımlarına yaslanan ağız dalaşlarına...
1988 yılının baharı, yine solda bir hareketliliğe sahne oldu. Nisan ayının son günlerinde İstanbul’da başlayarak diğer kentlere de yaygınlaşan öğrenci eylemleri ve 1 Mayıs kutlama girişimleri bu hareketliliğin iki kanalını oluşturdu. Bu iki kanalın ortak paydası aynı hafta içinde yaşanmış olmaları değil. İkisi birlikte ele alındığında Türk solunun pratik etkinlik açısından bulunduğu noktaya ışık tutulabileceğine...
İşaret/Notlar
Yükleniyor...
İşaretle
Kapat
Okur Giriş

Parolanızı mı unuttunuz
×
Signup

Already have an account? Login
×
Kayıp Parola

×