Giriş Belçikalı komünistler, Belçika’nın Nazi işgaline uğramasından sonraki birkaç ay içinde grevler örgütlemeye başladılar. Mayıs 1941’de Komünist Parti bir siyasi plan ilan etti ve tüm komünistlerin ilk görevi olarak “işgalciye karşı mücadele”yi tayin etti. Düşmana karşı geniş, halkçı ve birleşik bir direniş hareketi olarak Bağımsızlık Cephesi’nin (Front de l’Indépendance) kurulması çağrısında bulundu. KP direnişi yedi...
Irak’ta direnenlere… “Kadı olan davacı Ve muhbir dahi şahit Ol mahkemenin hükmüne Derler mi adalet”                            Ziya Paşa GİRİŞ  Nuremberg Uluslararası Askeri Mahkemesi’nden Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne, Miloşeviç’in yargılanmasından Saddam’ın yargılanmasına, Guantanamo’dan gizli cezaevlerine… 11 Eylül ile birlikte ABD, savaşın meşru olduğu, kan dökmenin ürkütücü olmayacağı ve BM’nin güç kullanma kararının uygulanmayacağı bir dönemi açmıştı. 11...
TKP Siyasi Komitesi Dink’in ölümünü izleyen dakikalarda aşağıdaki açıklamayı yapmıştı: Milliyetçilerle emperyalistlerin ortak komplosu Dink Cinayeti Hedefi 12’den Vurmuştur Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesi son derece üzücüdür ama hiç şaşırtıcı değildir. Türkiye emperyalistler ve milliyetçi/faşist odakların ortak çabasıyla son derece kırılgan bir duruma getirilmiştir. Her kurumu her köşesi emperyalist projelere açılan, liberal...
Ülkemiz hiçbir hukuki sınırlama olmaksızın faaliyet gösterip insan öldüren, sağa sola bomba atan, hiç kimseye hesap vermeyen ve devlet çatısı altında varlığını sürdüren kontrgerilla çetelerine teslim olmuştur. Ülkemiz devlet tarafından kollanan, desteklenen ve ilericilere, hakkını arayan işçilere, ülkesini seven aydınlara karşı cinayet şebekeleri olarak işlev gören faşist çetelere teslim olmuştur. Ülkemiz vatanı kurtarma bahanesiyle uyuşturucu...
İnsanlığın sanayi sonrası topluma geçtiğini, çağımızın “bilgi çağı” olduğunu, enformasyonun belirleyici bir üretim faktörü konumuna geldiğini ve buna benzer çağ tanımlamalarını hep duyuyoruz. Kimilerine göre, yaşadığımız bu dönemde bilinen içeriğiyle kapitalizm de bitmiştir; çünkü insan kaynakları artık paradan ve yatırılmış sermayeden çok daha büyük önem kazanmıştır. O kadar ki, eğitim, “küreselleşen” dünyada ülkelerin rekabet güçlerini...
Türkiye siyasetinin yönünü tayin eden eksenlerden biri her zaman dinci gericilik ile aydınlanmacılık arasına yerleşmiştir. Ancak açıkçası bu eksenin adlandırılmasındaki sorunlar dizisi bile hem eksen hem de yön hakkında tereddütler doğuruyor. Ne demeli, dinci gericilik mi, irtica mı, siyasal İslam mı, kökten dincilik mi? Ya diğer taraf için; aydınlanmacılık mı, laisizm mi, ilericilik mi, çağdaşlık...
Osmanlıca, neden anlaşılmaz bir dildi? Çünkü halkın bu dili anlaması istenmiyordu. “Saray dili” nin, daha doğrusu devlet dilinin halk dilinden ayrıştırılması, son derece bilinçli bir tercihtir. Bilgisiz halk, kolay yönetilir.Okuryazarlık oranının çok düşük olduğu bir ülkede, eğitim verilen küçük bir azınlığa gündelik konuşma dilinden farklı bir dil öğretilip bu dille yazmaları sağlandığında, hem halk “yukarıda”...
Yıllardır, İslamcılığın tescilli siyasal temsilciliğini üstlenmiş bir oluşumla olan organik bağlarına son vererek, onun edindiği kimi politik ve kültürel pratiklerden koparak, fakat aynı zamanda İslamcılığa mahsus bir çok öğeyi de muhafaza ederek kendisini iktidara taşıyan bir siyasi özneyi nasıl adlandırmalı? Bu zor bir sorudur; çünkü, her ne kadar Türkiye sağının geleneksel özelliklerinin bir çoğunu taşısa...
NATO ile ilgili bir yazıya doğrudan “NATO’ya karşı nasıl mücadele edilmesi gerekir” sorusuna yanıt arayarak başlamak uygun düşerdi. 1949’dan bugüne, yani yarım asırdan uzun süredir dünya kapitalizminin anti-komünist enternasyonali olma misyonunu üstlenen bir örgüte karşı mücadele etmek gerekir mi, sorusunu yanıtlamak gündemimize dahi girmemeliydi. Oysa bugün NATO, başta Avrupa solu olmak üzere, solun önemli bir...
Kapitalizmde bireyleri, örgütleri, toplumları eğiten, ilerlemeyi sağlayan temel dinamik piyasadır. Neyin iyi, neyin kötü olduğuna piyasa karar verir. Kötü yönetilen şirketlerin değeri düşer ve o şirketi daha iyi yönetebilecek birileri satın alır. Hata yapan kapitalistler iflas eder. Hata yapan emekçiler işlerini kaybeder, aç kalır veya ölür. Böylece, hem bireyler hem de toplum daha verimli olmayı...