Türkiye sosyalist hareketi işçi sınıfı politikalarına ilişkin artık “özgürleşti.” Egemen sendikacılığın son durağa gelmesi, bu tırnak içinde özgürlüğün kaynağı. Sosyalistler, sendikal hareketin tam anlamıyla ya ihanet ya da tıkanma evresine gelip dayandığı bir konjonktürde, perspektif üretimini belirli açılardan kısıtlayan kısmi kazanımlara ve gözetilmesi gereken dengelere sahip olmama durumunu bir avantaja dönüştürmelidir. Elbette içinde bulunduğumuz konjonktür...
İçinden geçtiğimiz dönem, Türkiye tarihinde bir “dönemeç” olmayı hakedecek gelişmelere sahne oluyor. Susurluk kazası ile başlayan burjuva devlet aygıtının reorganizasyonu sürecinin bir aşamasında, burjuvazinin restorasyon programı gündeme geldi. Şimdi ise, eldeki tüm olanaklar seferber edilerek bu programın uygulanması için gerekli zeminin oluşturulmasına çalışılıyor. Türkiye kapitalizminin 1993’ten bu yana siyasi yapıya bulaştırdığı iktisadi krizinin sorunlarına bir...
Kemal OKUYAN (SİP Genel Başkan Yardımcısı) Savaş AL (ÖDP kurucusu) Ahmet Hamdi DİNLER (Araştırmacı yazar eski TİP yöneticisi) Yalçın CERİT (Eski TİP yöneticisi) Murat SALMANER (SİP Siyasi Büro üyesi) Kemal OKUYAN: Hoşgeldiniz, Biz bu toplantıları belli sayıda konuğumuzla birlikte, daha soma yayınlayacağımız ve sosyalist mücadele mirasımıza kalıcı belgeler haline getireceğimiz görüş alışverişleri şeklinde düşünmüştük, planlamıştık....
Önder ERGÖNÜL: Şimdi ben kısaca konuşmacıları size tanıtacağım. Yine uzun boylu anlatmayacağım, çünkü her biri bildiğimiz arkadaşlar, yoldaşlarımız. Faysal Özçift, KESK Genel Sekreteri arkadaşımız. Aydemir Güler’i biliyorsunuz. Mahmut Konuk az evvel Ahmet Hamdi ağabeyin sözünü ettiği kitabı yazan kişi; geçtiğimiz dönem SES Genel Merkez Eğitim Sekreteri olan bir arkadaşımız. Ankara’da çalışıyor aslen ve bu panel...
1980 sonrası burjuva siyaset ve ideoloji alanının yapılanmasının temel zemini liberalizm, bunun emekçi sınıflara izdüşümü ise depolitizasyon ve örgütsüzlük olmuştu. 12 Eylül askeri diktatörlüğünün sınıf mücadelesini küllendirmesi ve otoriter yapıyı yeniden inşa etmesinden sonra liberalizm ve depolitizasyon çifti yeni krizlerin önünü alacak, krizin kapitalizmin içsel mekanizmalarından kaçınılmaz yeniden üremesi ise Türkiye’nin dünya kapitalizmine eski dönemlerde...
Endüstrinin eğitimli teknik eleman gereksinmesini sağlayan mühendisler, diğer emekçiler gibi, kapitalist üretim ilişkileri içerisinde, sermaye sınıfının istekleri doğrultusunda istihdam edilmektedir. İş bulabilen mühendisler diğer işçilerden görece daha yüksek bir yaşam standardı yakalayabilmek umuduyla emek güçlerini satmakta, diğer bir deyişle, yalnızca bu yüksek(!) yaşam standardı için didinip durmaktadır. Bir bütün olarak mühendisler TMMOB ve bağlı odalarında...
Günümüzde bilim ve teknolojinin üretimi ve uygulanması, ağırlıklı olarak mühendisleri kapsayan teknik elemanlar tarafından gerçekleştirilmektedir. Öte yandan, bu teknolojinin kullanıcısı olarak üretim sürecinde de yer alan teknik elemanlar ve özelimizde mühendisler, bir meslek, ya da bir meslekler grubu olarak anılmaktadır. Ancak bu tanımlama işçi sınıfı ideolojisi açısından yetersiz olmasının ötesinde, ne kadar anlamlıdır? Bu yazıda...
Türkiye kapitalizminin gündemi siyasetle yüklemesi ile solun siyaset yoğunluğunu düşürmesi arasındaki çelişkinin üzerinde durulmalıdır. Gelenek Gündemi’ni bu konuya ayırarak, önümüzdeki aylarda sürece nasıl müdahale edeceğimizin ipuçlarını vermek istiyoruz. Yukarıda değindiğimiz çelişki ilk bakışta anlaşılmaz bulunabilir. 1980 sonrasında kendisini devreye sokucu az sayıda dönem bulan Türkiye solu, 1995 ve 1996’nın ilk yarısında eline geçen fırsatları belli...
“Eğitim emekçileri” olarak adlandırılan eğitim işkolu çalışanlarının belli bir kesiminin sosyalizm mücadelesi sürecindeki konumlanışları üzerinde Gelenek’in 51. sayısında yayınlanan yazıda belli noktalara değinilmişti. Bu yazıya bırakılan diğer bir kesim ise, kesinlikle nesnel olarak eğitim emekçisi kavramı dahilinde yer almakla birlikte, bu kavram ile hiç de barışık olmayan üniversite elemanlarından oluşuyor. Diğer bir deyişle, eğitim işkolunun...
Görmek, göstermek fiilleri ve bunlardan türeyen kavramlar ideoloji dünyasında sıkça başvurulan araçlar. Bu dünyanın diğer yüzünü ise iletmek fiilinden türeyenler oluşturuyor. Çağımızın giderek bir iletişim dünyası olduğu “gerçeği” alışık olduğumuz ideolojik girişlerden. Bu yazıda görmenin, göstermenin belli ölçülerde tükendiği, iletmenin ise yalıtma ile birlikte gittiği yakın zamanlar üzerinde durulacak. Bakmak ve görmek… Birincisi bir edim,...