Edebiyatın ne olup olmadığı tartışması bir süredir, ama en çok sosyal medya üzerinden, tartışılıyor. Bir başka yazının konusu olabilecek hacimdeki bu tartışma edebiyatçının kim olduğunu dışladıkça bir tarafı eksik kalmaya mahkûm. Sadece yazmanın, betimlemenin, anlatmanın işçiliği ve sabrı; öznesini edebiyatçı hanesine yazmaya, en azından, yetmez. Edebiyatçı üzerine bastığı zeminin sallandığını ve yaklaşan yıkımı fark etmiyorsa,...
İnsanların biyografileri yazılabilir, peki ya kitapların? Kelimenin kökenindeki “biyo” yaşantıya işaret ediyor, nitekim zaman zaman “yaşam öyküsü” olarak Türkçeleştiriliyor. O halde soruyu şöyle derinleştirebiliriz; bir kitabın yaşantısı olur mu ve o yaşantının öyküsü yazılabilir mi? Her kitap için olmaz kuşkusuz. Ama bazı eserler, nihayetinde bir insanın kaleminden çıksa da insanlık tarihinde o denli derin bir...
Hesaplaşılmamış hiçbir tarihsel kesit, sınıf siyaseti açısından uzak geçmiş olarak nitelendirilemeyeceği için, kapanmış defter olarak da görülemez. Arada geçen yılların önemi yoktur. Hesaplaşma için uygun zamanlama vardır. İktidar perspektifi ile siyasete yaklaşanlar için defteri kapatacak tek uygun moment, emekçi sınıfların en tarihsel, en meşru hakkı olan devrim hakkının kullanılması için gerekli mevzilerin büyütülmesinden başka bir...
İşaret/Notlar
Yükleniyor...
İşaretle
Kapat
Okur Giriş

Parolanızı mı unuttunuz
×
Signup

Already have an account? Login
×
Kayıp Parola

×