Bu ayın Gelenek’i Türkiye Komünist Partisi Merkez Komitesi’nin Kriz ve Devrim başlıklı raporuyla açılıyor. Rapor, Türkiye kapitalizminin yaşadığı çok boyutlu kriz hakkında ayrıntılı bir tarihsel değerlendirme içermesinin yanısıra, partinin yakın dönem stratejisine de ışık tutar nitelikte. Aydemir Güler ise bu sayıda kapitalizmin ülkemizdeki tarihini kriz uğraklarıyla birlikte ele alıyor. Bu tarihsel yolculuk bizi yaşadığımız son...
Sosyalist devrim en temel haktır Bundan 101 yıl önce, 7 Kasım 1917’de, Rusya’da işçiler ve yoksul köylüler, sömürücü patronların iktidarını yıktı. O dönem Rusya’da kullanılan takvim nedeniyle tarihe Ekim Devrimi olarak geçen bu tarihsel olay iki nedenle büyük önem taşımaktadır. Emekçi halkın eşitsizliklere karşı ayaklanarak var olan düzeni değiştirme iradesiyle hareket etmesi, üzerinde ilk durulması...
Kapitalizm yoluna giriş bir tercih değil tarihsel zorunluluktur. Bu tarihsel zorunluluğun somutlanması ise farklı biçimler alabiliyor; gelişimin birbirine tıpa tıp aynı yollardan yaşanması hiç söz konusu olmadı. Kapitalist üretim tarzının analizinde Marx’ın laboratuvar olarak başvurduğu İngiltere, olduğu gibi tekrarlanacak bir model olmadı. Öte yandan kapitalist toplumda sınıf mücadelelerine ilişkin bir diğer laboratuvar hizmeti sunan Fransa...
“Bu seçim çok önemli” sözü Türkiye’de artık neredeyse bir atasözüne dönüştü. Her seçim döneminde yaratılan şişirilmiş beklentiler üzerinden “kamuoyu” şekillendiriliyor. Bu durumun bir benzeri ABD’de 6 Kasım’da yapılan ara seçimlerde de yaşandı. Sık sık bu seçimin ne kadar önemli olduğu telaffuz edildi. Ortaya çıkan sonuçlarsa ülkedeki siyasi krizin çözümünün seçimlerle ilişkisinin olsa olsa hayli dolaylı...
OdaTV Sorumlu Haber Müdürü Barış Terkoğlu’yla medya, sermaye ve siyaset ilişkilerinin son geldiği noktayı, sosyal medya ve bu yeni medya düzeninin nasıl karşılanması gerektiğini konuştuk. Cumhuriyet gazetesinde yakın dönemde yazmaya başlayan Terkoğlu, Cumhuriyet üzerine dönen tartışmayı da değerlendirdi. Habercilikte/gazetecilikte son durumu bir sermaye cephesinden ve bir de haberciler cephesinden ele alabilir miyiz..? Habercilik açısından “20....
Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevini yürütürken tutuklanan Gültan Kışanak, geçtiğimiz Eylül ayında “Kürt Siyasetinin Mor Rengi” isminde bir kitap yayınladı. Ağustos 2017 ve Şubat 2018 aralığında yazılan kitap, bu dönemde cezaevinde bulunan, yerel siyasette yer alan yahut milletvekilliği görevini yürüten kadınların anlatılarına dayanıyor. Kendisi de halen cezaevinde olan Kışanak, tutuklu bulunan 21 Kürt kadınına mektup aracılığıyla...
Onun için böyle söyleyebilir miyiz? Başlıktaki Latince ‘Nil satis nisi optimum’deyişi, Zeljko Obradoviç için denmemiş olsa da, onu iyi tanımlayabilen bir saptamayı içeriyor. Tüm zamanların belki de en gözde antrenörü olmakla birlikte, yoğun bir piyasa tahakkümüne maruz kalmış, basketbolun en önemli sportif simalarından birisi haline dönüşmüş olan Obradoviç, artık basketbol denildiğinde ilk akla gelenlerin, hiç...
ABD Başkanı Trump’ın ağzından kadınlara yönelik aşağılayıcı kelimeler ve hakaretler duymak artık dünyayı şaşırtmıyor. Konu kürtaj, doğum kontrolü, sağlık ve sosyal güvenlik haklarındaki değişiklikler ya da iş yerlerindeki, okullardaki uygulamalar gibi bazı yasal düzenlemelerin geri alınmasından ibaret de değil. Ekranlarda, sosyal medyada, iş yerlerinde, sokaklarda kadınların aşağılamaya maruz kalmasına olanak tanıyan toplumsal doku değiştirilmedikçe bu...
Cansu Fırıncı- Sevgili Harun, bir süredir tabiri caizse tiyatroda bir ‘kader ortaklığı’ yapıyoruz. Oyun Sandalı’nı 2010’da kurup Hayyam Ab-ı Hayat oyunu ile yola çıkmıştık. Sonra araya ‘hayat’ girdi. Ara verdik. Uygun şartlar oluşunca da 2014’te yeniden yola koyulduk. Aslında şartlar mı uygundu yoksa biz mi şartları bir kez daha zorlamaya karar verdik, tartışılır. Nihayetinde kısa zamanda...
Edebiyatın ne olup olmadığı tartışması bir süredir, ama en çok sosyal medya üzerinden, tartışılıyor. Bir başka yazının konusu olabilecek hacimdeki bu tartışma edebiyatçının kim olduğunu dışladıkça bir tarafı eksik kalmaya mahkûm. Sadece yazmanın, betimlemenin, anlatmanın işçiliği ve sabrı; öznesini edebiyatçı hanesine yazmaya, en azından, yetmez. Edebiyatçı üzerine bastığı zeminin sallandığını ve yaklaşan yıkımı fark etmiyorsa,...
İşaret/Notlar
Yükleniyor...
İşaretle
Kapat
Okur Giriş

Parolanızı mı unuttunuz
×
Signup

Already have an account? Login
×
Kayıp Parola

×