“Bugün, devrimci hükümet, Robespierre, Saint-Just, vd. hakkında, bir zamanlar çok karamsar olmakla yanıldığımı açık yüreklilikle itiraf ediyorum… Robespierizm demokrasidir, ve bu iki sözcük bütünüyle özdeştir: Bu yüzden, Robespierizmi kaldırarak, kesinlikle demokrasiyi kaldırmış olursunuz Fransız Devrimi’nin yarattığı dalgalar sosyalizmin öncülerini de besledi. İlk önce ortaya atılanlar ve en tanınmışları, Roux, Leclerc, Varlet, Babeuf, Ruonarotti… Babeuf yukarıdaki...
1980 sonrasında Türkiye’de bir restorasyon dönemi yaşandı. Bu restorasyon dönemine uygun aktörler ön plana çıktı. Hem sağda, hem “sol”da restorasyonun hakkını verenlere rastlandı. Bunlardan bir bölümü Türkiye’nin sol kültürünü şekillendirme uğraşına soyundular. Ondan sonra, her şey bir yana, kesinlikle bir nesnelliğe oturan kimi kavramlar bu restorasyonunkilerle ikame edilmeye başlandı. Sosyalizm yerini “demokrasi “ye bırakırken, mücadelecilik...
Bu ülkenin geleneksel solunda ilk tanıdıklarımdan, sevimli, sıcak ve yiğit Atilla Arsoy’un anısına… Gelenek dizisi kitaplarında sola ilişkin olarak yapılan bir sınıflama dikkat çekmiş olmalı. "Geleneksel sol" ve "yeni sol" biçimindeki bu sınıflama, bölgesel ya da geçici nitelikteki bazı çizgileri ayıklayıp tabloyu yalınlaştırdığı için yararlıdır sanıyorum. Elbette tanımlamalarda belli bir netliğin sağlanması, kavramların içlerinin doldurulması...
Marksist teoride bir bunalımdan söz ediliyor. Kimileri bu durumu işçi hareketinin buhranına, üretici güçlerin gelişimiyle sınıf çelişkilerinin gelişmesi ardındaki bağın kopmasına bağlıyor. Kimileri ise aynı buhranı, Marksist teorinin doğum yerinde, Batıda, teorisyenlerin toplumsal perspektif yaratamama durumuyla karşı karşıya kalmalarına ve işçi sınıfı pratiği ile sosyalist teori arasında gittikçe artan kopuklukla (teori -pratik kopukluğu) açıklamaya çalışıyor....
Antonio Gramsci… 1926 yılında hakkında hüküm verilirken "bu beynin yirmi yıl süreyle çalışmamasını sağlamalıyız" denen İtalyan düşünür. Bunu becerebildiklerini söylemek oldukça güç. Ancak, bu beynin özgürce çalışamadığı da bir gerçek. Gramsci açısından büyük bir talihsizlik. Ne var ki, Gramsci'nin talihsizliği yalnızca fiziki olarak sınırlandırılmasından kaynaklanmıyor. Ölümünden sonra, geriye bıraktığı ürünler hiç rahat bırakılmadı. Bir tür...
"Rusya burjuva devrimini o denli geç tamamladı ki, burjuva devrimini proleter devrimine dönüştürmek zorunda kaldı. Başka türlü söylenirse: Rusya diğer ülkelere göre o denli gecikmişti ki, en azından bazı alanlarda onları aşmak zorundaydı." Eşitsiz gelişim bundan daha güzel nasıl ifade edilebilir? Olguyu, Rus Devrimi'nin hazırlayıcılığını ve ihanetini birlikte yüklenen, önce önderlik edip, sonra sırt çeviren...
İddia bu ya, Mehmet Ali Aybar’ın “biz tanrının kitabını reddetmişiz, lafı mı olur” diyerek kendisini Marksizmin temellerine, Lenin’in düşüncesine karşı çıkmakla eleştirenlere diklendiği söylenir. Burada “siz ne biçim Marksistlersiniz, tabularınız, fetişleriniz var” türünden bir alaycılık olduğu açık. Aybar’ın üretken, yaratıcı, mücadeleci bir aydın olduğu kesindi, lakin Marksizmle kurduğu ilişkide ciddi sorunlar vardı, Lenin’i ve Bolşevikleri...
İşaret/Notlar
Yükleniyor...
İşaretle
Kapat
Okur Giriş

Parolanızı mı unuttunuz
×
Signup

Already have an account? Login
×
Kayıp Parola

×