Gelenek kitaplarında en çok ele alınan konulardan biri de demokratlık ve sosyalist kategorileri oldu. Demokrasinin sınıfsallığı çeşitli açılardan tartışıldı. Sol içinde oldukça yaygın olduğu gözlenen “önce demokrat olmalı” bakışına yeterince eleştiri yöneltildi. Eleştirilen çok kısaca soyut bir hümanizm ile başlayıp demokratlık basamaklarını tırmanarak sosyalist olunacağı şeklindeki yaklaşımdır. Siyasal programatik projeksiyonu aşamalı devrimde sonlanan bu bakışın...
Bu yazıma bir tedirginliğimi ifade ederek başlamak istiyorum. Gelenek Dizisi’nin bu kitabında ağırlık noktasını “sosyalist devrim” perspektifi oluşturuyor. Burada, bir tür “kimlik kartı”nın okuyucuya sunulması söz konusu. Şimdiye kadar başka sorunlar, başka konular vesilesiyle kendisini ifade etme şansına sahip olan bu “kart”, bu kez, bizzat bir sorun olarak, hem de az buz değil, çok önem...
”Emredin ne emrederseniz yok edin beni özgürlük yok olmadan.” Robespierre Daha önce bu dizide ileri sürülen Jakobenizm kavramına ilişkin tezlere katkıda bulunmak bu yazının amacını oluşturuyor. Tarihçi Carr “bir yerlerden gelmekte olduğumuz inancı bir yerlere gitmekte olduğumuz inancı ile sıkı sıkıya bağlıdır.”diyor.  Bir de Yalçın Küçük’ ün “Aydın kökünü arayan yaratıktır.” sözü var. Tarih bilinci...
Bolşevikler azınlıktı… Ekim devriminden söz eden birçok yazıda hep çoğunluk öne çıkarılıyor. Yaratılan bir imaj var: Bolşevikler önce çoğunluğu kazandılar, sonra iktidarı ele geçirdiler. Yaratılmaya çalışılan bu imajın gerçekle hiç bir ilgisi yok. Bolşevikler “mucize”yi seviyorlar. 17 ile Batı’yı epey şaşırttılar. Batı marksisti için “mucize” olan, Slav marksisti için gerçekliktir. “Böylesine bir mucize nasıl olabilir?...
Türkiye sosyalist hareketinde önemli günler yaşanıyor. Son bir ayda sol, günlük basının sütunlarından düşmez oldu. Türkiye Komünist Partisi (TKP) ile Türkiye İşçi Partisi (TİP), yurtdışında başlattıkları birleşme sürecine (TBKP) ek olarak, parti çalışmalarında bulunmak üzere iki liderini Türkiye’ye gönderme kararı aldı. Bu satırlar yazıldığı sırada Haydar Kutlu ve Nihat Sargın’ın Türkiye’ye dönmeleri bekleniyordu. Geliyorlar… Gelecekler…...
Gelenek‘de daha önce tartışıldı. Türk solunun tarihe bakışında teorinin eksik bıraktığı alanı siyasal pragmatizm dolduruyor. Pragmatizm, “tarih bilinci”nin yokluğunda, tarihsel olguların ve deneyimlerin yücel siyasal konumlanışa uyarlanmasıdır. Olguları, güncel mesajlarla tutarlı kılmak için yeniden kurgulamak gerekli oluyor. Bu yönteme itiraz etmenin birinci gerekçesi tarihin gerçekçi, ve nesnel bir kavranışını savunmaktır. Bugünü yaratan dinamiklerin nesnel bir...
TKP bugün açıkça ortaya çıktığı gibi tarihinin büyük bölümünü sınıfa kök salmış, bir programı siyasal pratikte de savunabilen bir örgüt olarak yaşamadı. Parti tarihi yazılabilse, bu dönem sınırlı sayıda özverili insanın giderek küçülen bir çevre halinde, daha çok polisiye olaylarla sınırlı yaşantıları ile belirlenirdi. 73 “atılım”ından sonra, 77 yılında üçüncü program ortaya sürüldü. On yıl...
Stalin gibi önemli bir sosyalist lider hakkında bir şeyler yazmak, kendine has bazı güçlükleri göze almayı zaten gerektiriyor. Ama, bu kendine has güçlüklerin de ötesinde, bazı “güncel” hesaplar içerisinde düşünmek ve davranmak zorunlu… 1956’dan sonra Sovyetler’de Stalin hiçbir zaman bayraklaştırılmadı. Zaman zaman sert, hatta gereksiz ölçülerde eleştirildiği oldu. Hruşçov’un, sosyalizm tarihi söz konusu olduğunda pek...
Trotskiy isminin yakın dönemde bir güncellik kazandığı doğru. Güncelliğin bir kaynağı Sovyetler Birliği’nde. Kısa bir süre önce SBKP’nin kendi tarihini yeni bir gözle ele alacağının sinyalleri verildi. Yeni değerlendirmenin içinde, boyutları henüz kesinleşmemiş olsa da, Trotskiy’e yönelik bir “iade-i itibar” da söz konusu… Bu uluslararası güncellik kaynağının dışında bir de Türkiye solundan söz etmek gerekiyor....
Ekim Devrimi’nin üzerinden yetmiş yıl geçti. Yetmiş yıl sonra bakıldığında, Devrim’in dünyadaki yansımalarına ilişkin olarak, çok daha net biçimde görülebilen noktalar var. Bunlardan biri ile başlamak istiyorum. Bolşevikler 1917’de Çarlık Rusya’sında iktidarı aldıklarında, dünyanın batısı ile doğusu arasında, pek çok açıdan, önemli uçurumlar vardı. Bir yanda gelişmiş kapitalist ülkelerin aydınları ve işçi sınıfları, öte yanda...
İşaret/Notlar
Yükleniyor...
İşaretle
Kapat
Okur Giriş

Parolanızı mı unuttunuz
×
Signup

Already have an account? Login
×
Kayıp Parola

×