Gelenek, okurlarına ilk “merhaba”sını derken, bir noktayı açık seçik belirtmekte yarar görüyor: Gelenek, Türkiye solunda birlik oluşturmaya yönelik bir perspektifle ve bu doğrultuda bir platform yaratma misyonuyla yola çıkmıyor. Gelenek‘in kendisi için saptadığı amaç bir cümleyle şöyle özetlenebilir: Ülkenin bugünkü ortamı ve koşullarından hareketle geleneksel solun Türkiye’de yeni bir ruha, canlılığa ve yaratıcılığa kavuşabilmesine katkıda bulunmak…...
12 Eylül, Türkiye sosyalistlerinin büyük bir kesimi üzerindeki ilk etkisini, evlerdeki kitaplık düzenlerinin değişmesiyle gösterdi. Banyolarda 12 Mart döneminde olduğu ölçüde kitap yakılmadı ama yine de başta klasikler olmak üzere temel pek çok kitap dip odalara ya da kütüphanelerin uzak raflarına taşındı. Aradan altı yıl geçti. Bu kitapların kütüphanelerdeki eski yerlerine döndüklerini söylemek, henüz mümkün...
  Başka ülkelerde de öyle, Türkiye’de de. Aydın hep günah keçisi yapılır. Hele toplum ciddi bir bunalım yaşamışsa, bunalımın faturasının çıkarılacağı bir kesim aranıyorsa, adres çoğu kez aydınlar olur. Ülkemizde klasik tanımı ile tam tamına “aydın” kavramının karşılığı olmasalar da, bilim adamları, sanatçılar, öğrenciler ve öğretmenlerden oluşan kesimin suçlandığı çok dönem yaşadık. Düzenin bekçileri bir...
"Rusya burjuva devrimini o denli geç tamamladı ki, burjuva devrimini proleter devrimine dönüştürmek zorunda kaldı. Başka türlü söylenirse: Rusya diğer ülkelere göre o denli gecikmişti ki, en azından bazı alanlarda onları aşmak zorundaydı." Eşitsiz gelişim bundan daha güzel nasıl ifade edilebilir? Olguyu, Rus Devrimi'nin hazırlayıcılığını ve ihanetini birlikte yüklenen, önce önderlik edip, sonra sırt çeviren...
Kendinize hiç "ne ölçüde Avrupalıyız" diye sordunuz mu? Ülkemizin, hıristiyanlığın üç temel mezhebinin de var olduğu bir kıtada Müslüman nüfusun ağırlık taşıdığı tek ülke olmasını bir kenara koyalım. Topraklarının ana bölümünün Asya'da olduğunu özgün bir şarklılıkla yoğrulmuş geleneklerimizi ve alışkanlıklarımızı bir an için unutalım. Yalnızca ekonomik göstergelerden hareketle Portekiz ile birlikte Avrupa'nın en az gelişmişleri...
Türkiye ilericisi 1968 yılında yoğun "uyarılara" maruz kaldı. Biri içeride, kendi ürünü, diğer ikisi Avrupa kaynaklı üç sarsıcı gelişmeyi yaşadı. 6. Filo'ya karşı duruldu. Demircioğlu öldürüldü. Fransa'da kendisini çok aşabilen öğrenci eylemleri bu yıla denk geldi. Nehrin öteki yakasında, "Prag Baharı" adı verilen bir eğreti süreç, beş ülkenin müdahalesi ile sona erdi. Türkiye'de "68", ham...
İkibinli yıllara demokrasinin gülbahçesinde, millet olmanın gurur ve heyecanı ile giriyoruz: “19. yüzyıldan başlatabileceğimiz bu büyük değişmenin hâlâ içinde yaşıyoruz.” , “… iktidarların, genel ve eşit oy yanında, çok parti ilkesinin geçerli olduğu seçimlerle belirlendiği”,  “hür irade ve özgürlükler düzenini gerekli kılan” demokratik bir Türkiye’ye sağcısıyla solcusuyla hep beraber, birlik ve bütünlük içinde giriyoruz… Kutlu...
İşaret/Notlar
Yükleniyor...
İşaretle
Kapat
Okur Giriş

Parolanızı mı unuttunuz
×
Signup

Already have an account? Login
×
Kayıp Parola

×